Hepimiz düzenin geldiği noktadan yakınıyor ama kurtuluş yolu apaçık önümüze serilse bile onu terk edemiyoruz.
Peki, neden siniyoruz?
Yaşamda zamanla karşılaştığımız çelişkili ve dolambaçlı olaylar silsilesini kabullenişimiz, hayata verilen ortak tepkimiz sanırım.
20. yüzyılda insanoğlunun kuşatılmış yaşamının anlatıldığı, Kafka’nın eserlerinden Dava adlı kitap ‘keşmekeşli yollarda K.'nın kayboluşunun trajedisi anlatılıyor.’
“Joseph K. tutuklandığını öğrenmişti ki zaten toplum içinde tutukluydu ve bunun farkındaydı. Yaşayacakları, tutuklanma öncesinde yaşayacaklarından farklı olmayacaktı. Tek çözüm yolu içine kapatıldığı kafesin farkına varmış olması ve onun dışına çıkabilme çabasıydı.”
Kafka’nın günümüzle benzer karakterinin hisleri bugünün insanının yaşadığı esaret bizi kayıtsız ve umursamaz yapıyor sanırım.
Esaretten kurtulmaya çalışan ise kendini bir keşmekeşin içinde buluyor.
İnsanlar artık hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme olanağından yoksun haldeler.
Kendi iradeleri ile değil, korku ile hareket ediyorlar.
Adeta insanların kendi fikirleri yok, her zaman kabullenme var.
Tabi itiraz etme şansı ve isteği olan insanlar olsa bile bu itiraz sonrası neler yaşayacakları belli değil…
Nitekim 20. yüzyılda Dava kahramanı K. bir sabah kalkar ve tutuklandığını öğrenir.
K.’nın kafası karışır: Suçum ne bilmiyorum. Beni neyle itham ediyorlar?
Sonra durumu fark etmeye başlar:
“Şimdi anlıyorum ki... Benim tutuklanmamın ve bu soruşturmanın arkasında koca bir teşkilat var. Masum insanları tutuklayarak onlara karşı soruşturma başlatıyorlar” der.
İllaki hepimizin küçük ya da büyük Kafkavari davası var.
Yeter ki kör kitlelere dahil olmayalım ve davamıza sımsıkı sarılalım.
Benim de tek davam durduğum yeri doğru ifade etmek…
Tek amacım ve davam ilkeli duruşumu doğru ifade edebilmektir.
İlkeli insanlar, gücün kaynağı meşru değilse boyun eğmezler.
İlkeli insanlar, idam sehpasına çıkarken dahi düşüncelerinden dönmezler.
Şöyle bir etrafınıza bakın! İlkeli, maddi ve manevi bedel ödemeye hazır kaç insan görebiliyorsunuz? Objektif kriterlerle geçmişinizi ya da toplumsal hafızanızı bir anlığına gözünüzün önüne getirirseniz, demek istediğim hususlar daha iyi anlaşılacaktır.
Hukuk dışı menfaat sağlayan kamu görevlileri, iş insanları, siyasiler ve bürokratlar her gün medyada yer almaktadır.
Eyleme dönüşmememiş sadakatsizlik düşüncesi, hem düşünce özgürlüğü kapsamında yer alması hem de gözlemlenmesi mümkün olmaması nedeniyle değerlendirmemiz dışındadır.