Seçim süreci boyunca biz işverenlerin tek bir cümlesi vardı: İstikrar…
Ekonominin doğru ilerlemesi ve yatırımcıların artması adına ülkemizde ekonomi için istikrar gerekiyordu. Sandıktan çıkan tek parti kararı yatırımcı, iş adamı ve esnafa rahat bir nefes aldırdı.
Ak Parti’nin seçim vaatlerinin içinde yer alan asgari ücretin 1.300 TL olacağıyla ilgili gelişmeleri herkes dört gözle takip ediyor. Özellikle vatandaşlar, geçimlerini değerlendirerek ve iktidar partisinin sözünde durup, durmayacağı noktasında takibini çok ciddi yapıyor.
Herkes asgari ücret konusunu vatandaşın cebine girecek rakam olarak bakıyor. Ancak madalyonun öbür yüzü ile ilgili konuşan yok.
İşveren açısından asgari ücretin 1.300 TL olmasıyla ilgili maliyet hesabının da değerlendirilmesi gerekmektedir. İş adamı dostlarımla yaptığım sohbetlerde, ben dahil hiç birimiz asgari ücretin 1.300 TL olacağıyla ilgili karşı görüşümüz yok. Hepimiz çalışanlarımızı düşünen ve her detayı değerlendirme zorunda olan insanlarız. Ancak asgari ücretin artışıyla ilgili karar verildiğinde aynı zamanda işverenin de düşünülerek asgari ücretin vergi dışı bırakılması gerektiğini düşünüyoruz.
İşveren olarak talebimiz bir işçi için asgari ücret maliyetinin toplam 1.500 TL üzerine çıkmamasıdır. Sigorta Prim Desteği’nin daha fazla desteklenerek uygulamaya geçilmesi de işveren açısından önem arz etmektedir.
Ekonomide denge adına işverenin de unutulmaması gerekir.
İnanıyorum ki, vatandaşın cebine girecek olan rakamı düşünen hükümet, işvereni de düşünecektir.
Bu nedenle tüm Türkiye’yi ilgilendiren asgari ücret konusunu toplumun her kesimi tarafından takip edildiğini bilmek, doğru karar alma adına önemli etken olacaktır.
Kalın sağlıcakla…