Biz yıllardır yazıyoruz ancak turizmle ilgili gelinen bu noktaların nedeni ve niçini sorgulamadığında, başta turizmciler olmak üzere hiç kimse çuvaldızı kendine batırmayı aklından geçirmiyor. Aksine ahlar vahlar çekilerek paniğe giren turizmciler, en başta kendilerine zarar veriyor. Bu anlattığımı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çok güzel dile getirmiş.
Antalya Valiliği’nin ‘Işıklar ve Gölgeler’ adlı sergi açılışını gerçekleştiren Bakan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada bakın ne demiş;
“Antalya’ya 12 ay turistin gelmesi için tanıtımı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bırakmamız gerekir. Geçen 2 yıl içerisinde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle farklı destinasyon arayışına girdik ve farklı ülkelerden turist getirdik.
Bunları yapmak için illa bir kriz yaşamaya gerek yok. Kriz yaşandığı zaman otelci arkadaşlara yalvardık. Fiyatları düşürmeyin, bu geçicidir dedik. Tur şirketlerinin esiri olmayalım. Maalesef tur şirketleri kriz zamanında otelcileri çok kötü suistimal ediyordu. Otelcilerde bu tuzağa düşüyorlardı. Şimdi bu sene otelciler de çok pişmanlar. Tamam kazıklamayalım ama Antalya markasının son dakika rezervasyon modeline düşürmeyelim. Emeğimizin karşılığını alalım.”
Bu kadar önemli detayı düşünecek turizmci sayısının çok az olduğunu düşündüğümden Bakan Çavuşoğlu’nun sözlerinin çok önemli olduğunu belirterek, turizmcilerin bu sözleri kulaklarına küpe yapmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Çünkü hiçbir ticaret erbabı -eğer aklı başındaysa- sermayesinden yemez, aksine onu en değerli noktada tutar. Turizmciler de her ne şartta olurlarsa olsunlar Antalya markasının değerini düşürmemelidir.