Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) büyük kurultayını 1.5 ay sonra yapacak. 2-3 Şubat 2017 tarihinde gerçekleşecek büyük kurultay öncesi ilçe kongreleri tamamlandı, şimdi sıra il kongrelerine geldi.
Parti tüzüğüne göre, Antalya İl Kongresi’nde il başkanlığı için aday olacakların toplam delege sayısının yüzde 10’u kadar oy toplaması gerekiyor. Demokrasinin gereği aday olmak isteyenler ciddi manada çalışmaya başladı. İlçeleri gezerek delegelerden destek isteyen il başkan adayları oldukça hareketli günler yaşıyor. 7 Ocak tarihinde gerçekleşecek CHP Antalya İl Kongresi’nde il başkanlığı için adı geçenler şimdilik 8 kişi…
Mevcut CHP İl Başkanı Mustafa Erdem, Ahmet Kumbul, Vahap Tuncer, Kamil Yıldırım, Tuncay Ercenk, Nail Kamacı, İbrahim Demirci ve Şefik Dirgen’in adaylık için çalışmaya başladığını kamuoyunda biliniyor.
Herkesin farklı renkte olması ve demokratik ortamda kongreye gitmesi kadar güzel ve örnek gelişmeler bunlar ancak kulağıma gelenler öyle demokrasiye, tüzüğe hiç de uygun değil..!
Delegelerden destek istemenin ötesinde belediye başkan adaylığı ve meclis üyeliği adaylığı konusunda ciddi pazarlıkların başlaması adaydan çok partiye zarar verir. Böylesi bir atmosferde bu pazarlıkların yapılması hiç kimseye yakışmaz.
Destek istemek, partinin tabanından başlayarak sahada çalışmalar kadar projeler üretmek il başkanlığı yarışında olması gerekenler ama kendini il başkanı olarak kabul edip, hatta garanti görenlerin ‘beni desteklersen şuraya belediye başkan adayısın, buraya belediye meclis üyesi adayısın’ cümlelerinin sarf edilmesi, başta tabandan ardından delegeden, hepsinden önemlisi genel merkezden tepkiyle karşılanır.
İl başkanlığı yarışının bu kadar çirkin pazarlıklar içine girilerek yapılması parti içi demokrasiyi zedeler. Bu nedenle 8 aday, 10 adayla seçime girmek yerine partinin birleştirici gücünün devreye girerek 2 ya da 3 adayla kongreye gidilmesi daha sağlıklı olacaktır. Çünkü CHP’nin zamk görevini görecek il başkanına ihtiyacı var.
Her yerde ‘Büyükşehir’i geri alacağız’ cümlesini kurmak kolaydır. Ancak seçim, seçim kazandım dediğinde kaybedilir. Bu nedenle CHP’de il başkanlık koltuğuna oturacak kişinin partide zamk görevini görmesi gerekir. Bunun adamı, şunun adamı zihniyetinden çıkılarak birlik ve beraberliğin her alanda yaşandığı il örgütünün oluşması adına, adı önemli olmayan ancak sorumluluğunu tam anlamıyla yerine getirecek bir il başkanının o koltukta oturması şarttır. Zamk görevini yerine getirecek olan il başkanının tabanla ve genel merkezle uyum içinde çalışması gerekir. Bu uyum yaşanmadığı sürece 2019 yerel seçimlerinde aday belirlemeden tutun da, seçim çalışmalarına kadar parti iç kavgasını yaşar. İç kavgaya giren CHP ise, ister yerelde, ister genelde ne kadar başarılı olabilir?