Birçok kentte gazetecilik yaptım bu nedenle Antalya’da oluşmayan kent bilincini her zaman garipsedim, eksik buldum. Antalya’ya yerleşenleri Antalyalılaştıramamanın sebeplerini araştırırken de, her fırsatta köşe yazılarımda dile getirdim.
Kent bilinci yaşadığımız, ekmeğini yediğimiz Antalya’nın ortak çıkarları adına bir arada hareket etme farkındalığıdır. Bu farkındalıkta ortak değerlere sahip çıkmakla başlar. Antalya’da yaşadığım son 1.5 yılda kent bilinci adına kimi zaman ümitlendiğim, kimi zaman da ümitsizliğe düştüğüm anlar oldu. Mesela, her kurumun, her yerel yönetimin, her yerel gazetenin, her STK’nın adeta kendi cumhuriyeti varmışçasına hareket ederek, yaşadığı kente sorumluluk hissetmeden kararlar alması, aldığı kararların ve uygulamaların yaşadığımız toplumda sosyolojik olarak hangi makamlara, hangi toplumsal değerlere karşı güven eksikliğine neden olacağına ölçmeden belirlenmesi Antalya adına hissettiğim en büyük korkulardan biriydi. Hangi parti olursa olsun, hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, hangi sektörde ticaret yaparsanız yapın, hangi gazetede yazarsanız yazın, hepimizin en önemli vazgeçilmez olgusu Antalya olmak zorundadır.
Bu düşünceler içindeyken Bursa’dan kentimize atanan Vali Sayın Münir Karaloğlu’nun gelir, gelmez sarf ettiği cümleler Antalya’da kent bilincinin aşılanması adına bende umut oldu. Vali Karaloğlu’nun kente verdiği en önemli mesaj herkesi kucaklayıcı söylemi oldu. Vali Karaloğlu’nun, ‘amacımız birlikte ortak akılla hareket ederek Antalya’ya hizmet etmek’ diye konuşması, devlet adamlığının göstergesi kadar tecrübesinin bir yansımasıdır.
Bu nedenle umudumu kestiğim noktada Vali Karaloğlu’nun gelişi ve ilk açıklamasıyla Antalya’da kent bilincinin oluşması adına umudum oldukça fazla…
Eğer hepimiz soluk alıp verdiğimiz Antalya için kişisel çıkarlarımızı bir kenara bırakabilirsek, kent tarihine altın harflerle yazılacak bir dönemi de yaşamış oluruz.
İyi haftalar…
UNUTMA
Emekli promosyonu 600 TL
Haziran ayı birlikte emekliler için promosyon heyecanı da büyüdü. Aylardır süren pazarlık maratonunun bu ay bitmesi ve sözleşmelerin yapılması bekleniyor. Bu ay sonuçlanması beklenen promosyon görüşmelerinde 600 lirada anlaşıldı. Üzerine çıkılması için pazarlık sürüyor. İlk başta çok küçük rakamlarla masaya oturan bankalar 3 yıl için 300 lira teklifine ulaşmışlardı. Hatta bir banka yaptığı protokol ile ilk maaşları öderken bu teklifi emeklilere yapmaya başlamıştı. Fakat karşılığında faizli kredili mevduat hesabı açma zorunluluğu getirmesi emeklileri üzmüş ve birçoğu kabul etmemişti. Buna göre; ödenecek promosyonun en az 900 TL olması gerektiğini hesaplarıyla ortaya koydu. Yapılan hesaplara göre, pazarlık masasına gelirken bankalar da tekliflerini yukarı çekmeye başladı. 3 yıl için 300 lirayla başlayan bankalar 600 TL rakamına ulaştı. Çalışma Bakanlığı yetkilileri bu rakamı da artırmak için çaba gösteriyor. Hesaba göre yıllık 300 liradan üç yıl için promosyonun 900 lira olması gerekiyor. Çünkü zaten bir yıl için 300 lira rakamını bankalar kabul etmişti. Promosyon ödemelerinde iki formül üzerinde duruluyor. Ya yapılan pazarlıklar sonunda ortaya bir rakam çıkacak ve bütün bankalar bunu ödeyecek. Ya da konu rekabete açılacak. Bakanlık bir taban fiyat belirleyecek ve serbest rekabet ortamı içinde bankalar bunun üzerindeki diledikleri rakamı verebilecek...
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar. Osho
GÜNÜN FOTOSU
Yorumlar
Kalan Karakter: