Sadece üç kelime…
Söyleme sırası anlamı nasıl değiştiriyor.
ŞİMDİ, KORKMA ZAMANI.
KORKMA, ŞİMDİ ZAMANI.
Sözlü iletişimi bir gelenek olarak kabul edelim. Bu gelenekte güvenilirlik belleğe bağlıdır. Bellek bir anlamda ezber gerektirir. Belek sadece hatırlatma yapmaz, aynı zamanda algıladıklarına ekleme veya değişiklikler de yapar. Neyi nasıl anlama yeteneği bellekteki kayıtlarla anlam kazanır. Kaydedilen, kaydedilenle aktarma ve algılamayla idrak oluşur. Pek çoğumuz “ben ne diyorum sen ne anlıyorsun” cümlesini kurmuşuzdur. Sözcüklerle taşınan içeriğin olduğu gibi aynen kaydedilmesi ve iletilmesi algı ile oluşur. Ses ve görüntü mimik ve jester kaydedilir, kayıttaki gibi de iletilir. Buradaki kaygı karşıdaki kişinin aktarımları nasıl algıladığı değilde kendi belleğin de ki kayıtlarda yorumlamasıdır. Siz dünyanın iyisi olun… sayısızca iyilikte bulunduğunuz bir kişi sözlü iletişimde söylediklerinizi kendi belleğindeki olumsuz kayıtlardaki gibi anlayıp bir anda sizin bütün iyiliklerinizi siler, unutur. Durup bir düşünmez. Belleğinde yorumlama yoktur, yargı vardır.
Algılama yanlış yöndeyse, “gurur meselesine, gururu koruyan sessiz nezakete, sessiz nezaket de rekabete ve gülerek sırtından vurma” ilişki biçimine dönüşür. Olayların akışı tamamen anlayışa göre ilişki, iletişimin güç yapısı ve bu yapı kişinin karakterine göre belli bir tarza dönüşür. Bazı yapılar hoşgörüye yer verir bazı yapılarda hoşgörüye yer yoktur. Bazılarında ise insanca ilişkiler vardır. En tehlikelisi sessiz sinsice açıklama yapmadan planlı olarak yaratılmış imajlara dayanan sahte karakterlere dönüşülmesidir. Sonra hiçbir şey yok gibi doğum günü mesajları, bayram kutlamaları.
Sözcüklerin karakteri vardır.
Bayram sözcüklerdir,
Bayram coşkudur,
Bayram samimiyet, samimi niyettir.
Mutlu bayramlar.