Dünyaya inanıyorum. İç sesime güveniyorum. Dünya yaşam vererek bizi onurlandırıyor. Dünyanın derinlerinde yaşam kaynağı var. Kirletmeyelim. Tüm duygu ve düşüncelerimizi temiz tutalım. İçimizdeki hazineyi, kendi derinlerimize dalabilirsek fark edeceğiz. Derinlere dalmak için nedenlere ihtiyacımız var. Bizi hayata bağlayan her şey nedenlerimiz. Benim en büyük nedenim oğlum. Hayatımın anlamı. Oksijenim. Nefesim. Bir de bekleyenlerimiz olmalı anne babamız, eşimiz gibi kardeşlerimiz gibi. Asıl önemli olan derinlerden çıkmamızı, onlara kavuşmamızı bekleyen dostlarımız olmalı.
Ekmek gibi su gibi.
Hayatımıza anlam katan herkes yanıbaşımızda kalbimizin en yakınında sabırla beklemeliler. Bizim için çok önemli olduklarını bilmeliler.
Hayatımıza anlam katan herkes nefesimiz olmalı. Ne kadar zorda kalıp, ne kadar derinlerde kaybolursak kaybolalım, bizden asla vazgeçmeyen bir nefeste yanımızda olan sevenlerimiz olmalı. Bir an önce sarılmak için sabırsızlandığımız sevdiklerimiz olmalı. Her durumda bize destek verecek güçlerimiz olmalı. Duygularımız düşündüklerimiz ne kadar karmaşık olursa olsun vurgun yemeden çıka bilmeliyiz derinlerimizden. Bizi bekleyenler yine en yakınlarımız olmalı.
Ne olur koruyalım hayatımızın değerleriyle olan ilişkilerimizi. Zaten sevgi, dostluk, kardeşlik, minnet, vicdan gibi duyguların hakkını veremeyenler çıkacaklar hayatımızdan. Ve biz bir bir çıkışlarını seyredeceğiz. Kaçınılmaz. Evren temizler. Kimler kalacaklar? Kendimiz gibi önyargısız, sabit fikirden korunmaya çalışan, kendisini keşfe çıkanlar kalacaklar. Kim ler kalacak? Oksijensiz yaşayamayız değil mi? Evladımız, bize kalkan olmayı görev edinmiş eşimiz ve sevgiyle kucaklaşmayı özleyenler kalacak.
Hayatımızın nedenleri bize cesaret verecektir. Kimsenin inmediği yerlere dalmaya izin veren, sağlam yapıda dostluklar edinmiş olmanın coşkusu olacak damarlarımızda.
Ne olursa olsun, kirlenen dünyada tertemiz kalan ve nefessiz kaldığımızda bize nefes olanlar bizimle olsunlar.
Sevgiler…