Başkansız ve teknik direktörsüz kalan, hatta 5 kişi hariç,geri kalan yönetim kurulunun nerede olduğu belli olmayan Antalyaspor’da hepimizin gözü futbol takımında.
Sahada alınan kötü sonuçlar, mali tablo, maddi ve manevi çöküş yüzünden adeta gülmeyi unutmuş durumdayız.
Hepimiz futbol takımı ile ilgilenirken, ‘Ne olacak bu takımın hali?’ diye birbirimize sorarken atladığımız bir konu daha var.
Antalyaspor bünyesinde faaliyet gösteren diğer spor branşlarının durumu.
Antalyaspor’un; masa tenisi, yüzme, sutopu, voleybol, triatlon, bisiklet, judo, korumalı futbol, jimnastik takımları bulunuyor.
Bunların yanı sıra hentbol ve basketbol takımlarımız da profesyonel liglerde mücadele ediyor.
Yani Antalyaspor demek, sadece futboldan ibaret değil.
Aynı zamanda bizim, futbol harici diğer branşları da gündeme getirmemiz, konuşmamız ve desteklememiz gerekiyor.
Bunu tam anlamıyla yapıyor muyuz?
Ne yazık ki hayır.
Geçtiğimiz yıl basketbol takımının bütün maçlarını ekip arkadaşlarımız takip etmiş ve gazete sayfalarımızda yer vermeye çalışmıştık.
Yeter mi?
Elbette hayır.
Özellikle bu sene, hatta şuan, her zamankinden daha fazla sahip çıkılmaya ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
Özellikle basketbol ve hentbol takımlarımızın.
Futbol takımı iyi gitmiyor olabilir, ancak özellikle basketbol takımımız şampiyonluk mücadelesi verirken yaşanan bu kötü süreç, onları ciddi anlamda etkilemiş durumda.
Çünkü orada tek hedef bir üst lige yükselebilmekti. Bu doğrultuda bütçe ayrıldı ve sportif anlamda da işler iyi gidiyordu.
Ali Şafak Öztürk’ün istifası ile sadece futbolda değil, aynı zamanda basketbolda da her şey alt üst oldu.
Maaşlar ödenememeye başladı, moraller bozuldu.
Şimdi ise kafalarında bir dünya soru işareti ile destek bekliyorlar.
Acaba yeni gelecek olan başkan ve yönetim bizleri destekler mi?
Acaba basketbol şubesi kapatılır mı?
Yani sadece futbolseverlerin değil, aynı zamanda basketbolseverlerin de kafaları bir hayli karışık.
Antalya’da yaşayan, para kazanan, iş yapan herkesin elini taşın altına koyması gerekir.
Bu takımlar bizim. Hepimizin. Basketbolu da, futbolu da, hentbolu da…
Bu takımlara sahip çıkarsak, güzel günler görmememiz için bir neden yok…
Ancak çıkamazsak, bu şehirdeki binlerce çocuğun hayallerini de silip süpürmüş olacağız.