Dün, köşemi Samuel Eto’o hakkında yazmaya karar verdim. Sonrasında ise İstanbul basınının
yaklaşık 1 aydır yaptığı Eto’o haberlerini toparlamaya çalıştım.
Son ana kadar devamlı olarak ‘Eto’o bitti’ diyen ve başta Kamerunlu futbolcunun kafasının karışmasına neden olan, sonrasında ise Antalyaspor camiasını karıştıran ‘meslektaşlarımın’ yaptığı gazeteciliği yazacaktım.
Çünkü öylesine ‘vicdansızca’ haberlere imza attılar, yorumlarda bulundular ki, ben bile açıkçası şaşırdım.
Daha düne kadar ‘Beşiktaş’a müjde… Eto’o bitti… Eto’o artık Beşiktaşlı… Eto’o imzayı attı…’ diyen İstanbul medyası, sonrasında ise kendilerini umutlandırmakla suçlayan Beşiktaş taraftarına ‘Takip etmeyin kardeşim, zorla mı takip edin beni diyorum, izlemezsiniz, takipten silersiniz olur biter’ diyebilecek kadar da pişkindiler.
*****
Bunun sonunda ne oldu?
Samuel Eto’o’nun performansı düştü, Antalyaspor taraftarının gönlündeki sevgisi azaldı. Onu sevenlerin gönlü kırıldı, belki de hepsinden daha önemlisi bu transfer dedikoduları bütün takımı olumsuz etkiledi.
Yani bu dedikodular en fazla Antalyaspor’a zarar verdi.
*****
Eto’o ise sergileyeceği performans ve atacağı gollerle mutlaka taraftarın gönlünü almak zorundadır. Çünkü bu sancılı süreç, en çok kendisini seven Antalyaspor taraftarını üzdü.
*****
Şimdi ise gelelim esas meselemize. Dün PFDK’dan şok bir karar çıktı. Buna göre Antalyaspor-Konyaspor maçı seyircisiz oynanacak. Bu kararı bir değil, birkaç açıdan ele almak gerekir.
Mesela, neden bu cezayı aldığımızı iyi düşünmeliyiz.
Yan yana maç bile izleyemediğimizi, olay çıkararak kedi kendimize ceza aldırdığımızı iyi irdelemeliyiz.
Bunları konuşmalıyız ki, bir daha aynı hatalara düşmeyelim.
*****
İkincisi ise PFDK’nın yaptığı çifte standart.
Spor sayfasının manşet haberinde de okuyacağınız gibi, geçtiğimiz sezon aynı duruma düşen Fenerbahçe’ye farklı ceza verilirken, Antalyaspor’a aynı standartta ceza verilmemesi çifte standarttan başka bir şey değildir.
Geçtiğimiz sezon Konya deplasmanında kötü tezahüratta bulunan ve olay çıkaran Fenerbahçe taraftarına, bir sonraki deplasman maçı için ceza verildi. Ayrıca sadece o maça girenlerin kartlarına bloke kondu.
Yani Fenerbahçe bir sonraki iç saha maçında değil, deplasman maçı için ceza aldı. Ve koca bir camia cezalandırılmadı.
Burada ise 3-5 kişinin çıkardığı olaylar yüzünden koca bir camia cezalandırılıyor.
Bunun adı çifte standarttır.
*****
Üçüncüsü ise Osmanlıspor ve Alanyaspor maçlarındaki hakem hatalarının ardından Konyaspor maçı öncesi böyle bir ceza verilmesinin arkasında ben şüphe duyarım.
Bu konuda Antalyaspor yönetiminin ise neden sessiz kaldığını anlayamıyorum.
Yönetim artık sessiz kalmamalı ve en sert dille bu duruma tepkisini dile getirmelidir.
Çünkü ‘Sınıfın efendi çocuğu olmanın’ bize hiçbir faydası olmaz.
Türkiye’de ne kadar sessiz kalırsanız, o kadar ezilir ve haksızlığa uğrarsınız.
Antalyaspor yönetimine sesleniyorum, sınıfın efendi çocuğu olmaktan vazgeçin artık.