Antalyaspor’da Yusuf Şimşek dönemi sona erdi. Aslında uzun zamandır beklenen bir gelişmeydi ve son nokta konuldu.
Antalyaspor’un Süper Lig’e yükselmesinde büyük emeği olan Yusuf Şimşek’e bir teşekkür borçluyuz.
Doğruları ve yanlışlarıyla, günahı ve sevabıyla Yusuf Şimşek dönemi kapandı ancak, Antalya’nın çocuğu ve gerçek bir Antalyasporlu olan Yusuf Şimşek kendisine yakışır şekilde Antalyaspor’a veda etti.
Defteri kapattı demek doğru olmaz, çünkü genç bir teknik adam ve ileriki yıllarda mutlaka tekrar Antalyaspor’un başına geçecektir.
Hem de daha tecrübeli, daha bilinçli ve geçmişte yaptığı hatalardan dersler alarak gelecektir.
Evliliklerin bile sonlandığı bu hayatta, teknik direktör değişikliği bu işin fıtratında zaten var.
*****
Teknik direktörlük dünyanın en zor işidir.
Çünkü her hafta sınav veriyorsunuzdur.
Ya başarılı olacaksınız, ya da başarısız.
En ufak bir başarısızlıkta bütün oklar size dönecektir.
Kovulmayı göze almayı öğrenmek zorundasınızdır.
Bankada milyon dolarlarınız olsa, yani paraya hiç ihtiyacınız olmasa bile bir gün kovulup işsiz kalacaksınızdır.
Takımdan gönderildikten sonra, 7 sülalenize yetecek paranız olabilir, ancak çocuğunuz karşınıza geçip, “Baba neden işe gitmiyorsun” dediğinde verecek cevabınız olamaz.
Ne zaman, hangi şehre demir atacaksınız, çocuklarınızın düzeni ne olacak?
Bunların hepsi cevap bekleyen sorulardır.
Çocuğunuz ‘baba daha ne kadar gezeceğiz’ derse, ne cevap vereceksinizdir.
İşte bu yüzden teknik direktörlük dünyanın en nankör ve en zor işidir.
*****
Gelelim takıma…
İşler iyi giderken, mesela sezon başlamadan önce bütün takım teknik direktörünü sever.
Bütün futbolcular teknik adamın bir taktik dehası olduğunu düşünür.
Hazırlık maçlarında hocanın suratına herkes güler.
Sezon başlar, ideal 11 şekillenir.
Maç kadrosuna giremeyip tribüne çıkanlardan bir ikisi, haklarının yenildiğini düşünür. İdmanlara küserler mesela. Yedek kulübesinde oturanlar ile 18 kişilik kadroya giremeyenler hocanın ‘futboldan hiç anlamadığını’ iddia eder.
Takım kazandığı sürece sorun yoktur.
Ancak kaybetmeye başlayıp, işler yolunda gitmemeye başlarsa, işte o zaman sancı da başlar.
*****
Taktiğin yanlış olduğu ortaya atılıp hiç oynamayanlar, daha az forma şansı bulanları yanına çekmeye başlamıştır. Yedek kaleci zaten onlarla birliktedir. Yöneticiye şikayet edilir.
Hemen yöneticilerden ‘Hocamızın arkasındayız’ açıklamalarını duyarsınız.
Birkaç haftaya kalmaz yönetim, hocanın görevine son verir.
Ertesi gün ise o takım için beyaz sayfa açma günüdür.
Futbolcular çıkar, ‘İyi çalışmıyorduk, taktiğimiz bile yoktu’ der.
Aynı Galatasaray’da olduğu gibi mesela…
Takımlar değişir, isimler değişir ama top çizgiyi geçmediği sürece insanoğlu değişmez...
*****
İşte bundan dolayı Antalyaspor’u layık olduğu Süper Lig’e çıkarttığın için tekrar teşekkürler Yusuf Hocam.
Belki de sen elinden geleni yaptın, ancak ne yazık ki top çizgiyi bir türlü geçmedi…