Kaleiçi hepimizin pek çok sevdiği; tarihi ve tabii güzellikleri olan bir küçük şehir.
Antalya’da yaşayanlar mutlaka burayı gezip görmeye sık sık gelmektedirler. Turlarla gelen yerli ve yabancı misafirlerimiz de Kaleiçi’ni görmeden ülkelerine dönmek istemezler, eminim!
Yıllardır bu böyledir.
Ama zaman geçmektedir. 2000 yılındaki bir Kaleiçi ile bugünkü Kaleiçi bir değildir. Çünkü burayı çok seven ve sorumluluğunu üzerine alan belediyelerimiz; devamlı bir şeyler yapma çabası içindedirler.
Yapılan çok şeyler vardır ama hâlâ yapılamayanlar da vardır.
Kaleiçi; yaşlı güzeldir.
Hep “makyaj” ister. İlgi ister. Sevgi ister. Şık olmak ister. Bir yerini güzelleştirseniz; yetmez! Elbisesi, ayakkabısı, çantası da yenilenmelidir.
Her şey yeni olmalı fakat eski ile de uyumunu kayıp etmemelidir.
BİLİYORUZ AMA YAPMIYORUZ
Bizler “bugün”aslında “dünkü Antalya’nın Kaleiçi” semtini görüyoruz.
Kimilerimiz de bunun farkında değiller.
Hele hele gençler Kaleiçi’ni NY city sanıyorlar!
Barlar, meyhaneler, kafeler ve hele hele grafiti karalamalarıyla dolu bir şehir gibi görüyorlar.
Ne tarih biliyorlar, ne coğrafya ve ne de turizm!
Bakıyorlar ki etraf kirli, pislik içinde; onlar da bir köşesine ediveriyorlar.
Ne bakan vaar ve ne de gören?
BAKAN YOKSA KAMERALAR VAR
Yani grafiticiler tarihi olsun veya olmasın her hangi bir Kaleiçi evinin duvarına yazılar yazabiliyor veya siprey boya ile resimler yapabiliyorsa; birilerinin bunları görmesi gerekmez mi?
Mal sahibi (oturmuyor, görmüyor)
Komşu (oturuyor ama görmek istemiyor)
Bekçi (yok)
Polis (adli olaylar var)
Zabıta ( görevinde karışmak yok)
İŞTE BUYÜZDEN
Kaleiçi sokakları sahipsiz. Hiçbir bakan ya da ilgilenen yok.
Gençler de sitres atıyorlar; şehir de yapamadıklarını burada deniyorlar.
Bağırıyorlar, küfür ediyorlar; oh ne ala kimseden ses çıkmıyor!
Esnaf; kendi derdinde! Uymak istemiyor bunlara!
Kameralar mı?
Evet, iki çeşit “kamera” var Kaleiçi sokaklarında. Hatta üç.
POLİS KAMERALARIBÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KAMERALARIESNAF KAMERALARIHıdırlık Sokak’ta dikilen çiçekleri köküyle, meyveleri avuçlarıyla alıp götürüyorlar; hiçbir engelle karşılaşmıyor bunu yapanlar.
Polis yok, zabıta yok!
Benim gibi “çevreci” biri çıkıp söylediği zaman da resmen tehditler alıyor!
Parktaki ağaçtan yapma o güzel heykellere eşeğin sırtına biner gibi binip poz verenlere kim “yapma” diyecek?
“Hurdacılar, hanutçular, boyacılar, simitçiler işte bu yüzden gayet rahat geziyorlar Kaleiçi sokaklarında” diyorlar!
DEMEK “BAKAN” YOK
Evet, Kaleiçi’ndeki olup bitenleri görüp anlayan bir “bakanımız” bile yok!
NE YAPMAK LAZIM
Bence KALEİÇİ’nden sorumlu olan resmi, gayri resmi tüm idarecilerin ciddi bir durum değerlendirmeleri yapmaları gerekir.
Tekelci değil; tarihi değerleri ve bugünkü durumunu da göz önüne alarak yeniden bir yapılandırma şart!
İlgili birimleri göreve çağırıyorum, tekrar tekrar.
Yoksa yarın sizler de “melez bir Kaleiçi” ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
::::: ::::
KALEİÇİ’NDE “RUHSAT
ŞARTI” DURDURULSUN!
Neden?
Ruhsat alma olayı Belediyelerimizin kanuni olarak esnafı denetledikleri bir sistem. Gayet yerinde ve yararlı!
Ruhsat için başvuranlar bilir ki; bunun inceden inceye birçok formaliteleri vardır. Birisi eksik olsa; işlem yapılamaz!
Gelelim Kaleiçi’ne!
Bugünkü bir iş yeri açmak için gerekli “modern şartlar” acaba Kaleiçi’nde hangi mekân için mümkün olabilir ki?
Hemen hemen hepsi tarihi yapı özelliğini taşıyan onlarca ev ve iş yerleri var!
Turizmin verdiği ivme ile canlanan bir Kaleiçi’nde o günkü ve bugünkü şartlarda işyeri açanlar aslında “turizm” adına çok faydalı işler yapmışlardır.
Döviz kazandırmışlardır.
Vergi ödemişlerdir.
Eleman çalıştırmışlardır.
Siz Devlete ve millete böyle hizmet veren bir sektöre “engel” mi olursunuz, yoksa “destek” mi olursunuz?
Bence destek olmak daha iyi.
Burası Kaleiçi! Ne dünkü şartlar ve ne de bugünküler 4/4 lük değil!
Bence bulundukları ortama göre; “özel izinli” ruhsat vermek Kaleiçi esnafını rahatlatacaktır.
SOKAKLAR BOŞALDI
Esnaf yoksa turist hangi sokakta gezip alışveriş yapacaktır?
Zaten siyasi olayların doğurduğu “durgunluk” insanları perişan etmişken, gelin biraz farklı bakarak “ruhsat” vermeyi; Kaleiçi’nde “idare edelim” şeklinde katkıda bulununuz.
“Ruhsat… ruhsat” baskısı; Kaleiçi esnafının yok olmasına neden olabilir!