Çünkü Antalya düşmandan çatışma ile değil, düşmanın şehirden kendiliğinden ayrılması sonucu kurtulmuştur... Bu zamana kadar kurtuluş günü kutlamayan bir kentin bundan sonra da kutlamasına o yüzden gerek yoktur...”
Bendeniz yıllardır “Kaleiçi Notları” köşe yazılarımı; farkındaysanız hep değişik konularda yazıyorum.
Benim ilk ve son konum mutlaka Kaleiçi hakkında olur. Çoğu zaman hep yıkıntı, döküntülü yazı ve fotoğraflarımın yanında; bazen de manzaralı ve Kaleiçi haberli olanları da vardır.
Bu nedenle; devamlı Kaleiçi’ndeki yaşamı gözler ve farklı olanları sizlerle paylaşırım.
Konu sıkıntım yoktur.
Kaleiçi ve Kale dışı maşallah haber kaynıyor. Yani zamanım olsa haftanın her gün farklı farklı konularda yazabilirim.
ARAŞTIRIYORUM
Yalan ve sipariş üzerine yazmam. Konularımı ben seçerim. Konu Kaleiçi olduğu için de; beni tanıyan esnaf arkadaşların sorunlarını dinler; sizlerin de ilgisini çekecek ise “kaynak açıklamadan” yazarım.
Bar, meyhane müzikleri ve onların oluşturdukları rahatsızlıkları gözlemleyerek ve kendi fikirlerimi katarak yazarım.
İTALYANLAR GELİYOR
Osmanlı İmparatorluğu parçalanmış; yapılan bir takım büyük antlaşmalarla var olan sınırlarının da gerisine çekilmek zorunda bırakılmıştır.
İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar ve İtalyanlar dört bir koldan Anadolu’yu işgal etmeye başlamışlar.
İstanbul hükümetinin çaresizliği; orada bulunan asker ve vatandaşları kendi kaderine terk etmiştir.
İTALYAN İŞGALİ diye tarih kitaplarına geçen olay ise çok gariptir!
Çünkü İtalyan savaş gemisi Antalya limanına bir savaş gemisi olarak değil; sanki bir turist gemisi gibi gelmiş!
Yani denizden, havadan ne Antalya ve ne de başka yerler bombalanmamış.
Antalya’da yaşayan azınlıklardan aldıkları “davet” üzerine karaya asker çıkartmışlar.
İtalyanlar korka korka Antalya’ya ayak basmışlar.
Onların korkmasından, bizimkiler şaşırmışlar.
Savaş gemisi var, askerler var ama ortada “savaş” yok!
Ne Türkler ve ne de İtalyanlar birbirlerine karşı “silah” kullanmamışlar.
İtalyanlar; Antalya’ya daha önce de başka nedenlerle gelip gittiklerinden ve buranın halkını da tanıdıklarından onları “düşman” olarak görmemişler.
Savaş zamanı; şehrin birçok sıkıntıları var!
İtalyanlar tutmuş hastane yapmışlar. Okul açmışlar. Postane ve Banka bile açmışlar. Koca koca mağazalar açmışlar.
Yerli halk şaşkın şaşkın yapılanları izlemiş.
Asker ihtiyatlı! Parmağı tetikte bekliyor.
Fakat İtalyanlar oralı değil. Hastalara “kinin” denilen ilaçları bile dağıtmışlar.
Antalya Korkuteli arasında otobüs seferleri bile yapmaya başlamışlar.
Orduevi’nin oradan Yat Limanı’na inen yolu; kale duvarlarından söktükleri taşlarla yapmışlar. Yerli halka; kadın erkek çalışanlara yevmiye bile vermişler.
Kadın Yarı’nın oraya bile köprü yapmışlar. Taa Konyaaltı plajlarına kadar yol açmışlar.
Yük gemilerinin biri gidip biri geliyormuş.
Oteller dolmuş. Ev kiraları artmış.
İTALYAN İTALYAN’DIR
Şehir içinde öyle bir senaryo oynanırken; karaya çıkan asker sayısı hızla artmış! Fethiye, Kaş, Korkuteli, Burdur, Isparta ve Konya’ya kadar askeri işgal devam etmiş.
Zaman zaman münferit olaylar olmuş ama “savaş” olmamış.
“ANTALYA’NIN İŞGALİ”
Tarihçi Prof.Dr. Hasan Moğol; üşenmeden araştırmış, tüm tarihi kaynakları, belgeleri tek tek incelemiş ve ortaya bu konuda çok güzel tarihe ışık tutacak bir kitap yazmış.
Maalesef böyle kıymetli bir kitap; maddi manevi karşılığını bulamamış. Basılan bu kitaba hiçbir Belediye ve Kuruluş el atmamış.
Prof. Dr.Hasan Moğol’un bu ilk kitabı değil daha nice nice araştırma ve incelemelerle dolu kitapları var.
Ama biz bilmiyoruz. Okumuyoruz. Okutmuyoruz.
“Tek telli saz” gibi; tek bir kişinin yazdıklarıyla avunuyoruz.
Hasan Moğol gibi bir cevherden istifade edemiyoruz.
Çok yazık!
İTALYANLARDAN KURTULDUK MU?
Her ne kadar silah düşmanlığı yapmadılar ise de; birçok tarihi eserleri, madenleri ve keresteleri çalıp çalıp götürdükleri bir gerçek.
Savaş olmadı.
Düşman olarak ülkemizi işgal ettiler 8 Mart 1919 yılından 5 Temmuz 1921 yılına kadar onların silahları gölgesinde yaşandığı da bir gerçek.
Peki, biz nasıl “kurtulduk” ?
Savaşmadan “kurtuluş” olur mu?
Düşman var, işgal var ama ne “savaş” ve ne de “barış” var!
5 TEMMUZ
ANTALYA’NIN KURTULUŞ GÜNÜ OLAMAZ!
Savaşsız bir kurtuluş günü kutlaması hangi ülkede görülmüştür acaba?
Prof.Dr. Hasan Moğol Bey bu önerimi yadırgayacaktır ama bence bugüne bir “başka isim” konulmalı.
Baksanıza Antalyalı bile farkında değil; İtalyanların ne gelişinden ve ne de gidişinden!
“Kurtuluş Bayramı” olarak kutlamak hiç kimsenin aklına bile gelmemiş; taa Ankara’dan Cumhurbaşkanı’mız mesajla kutluyor!
Bu olayı tarihçilerimiz, bilim adamlarımız toplanıp yeniden bir değerlendirme yapabilirler.
Prof.Dr. Hasan Moğol Beyin yazdığı
“ANTALYA’DA İTALYAN İŞGALİ” kitabı alıp okumadan bu “unutulan, unutturulan” yakın tarihimizi öğrenemeyiz.
Not: Elinde bu konuda yazı, fotoğraf ve anısı olanlar benimle de paylaşırlarsa memnun olurum.
21 Mayıs 1921 tarihinde İtalyanlar şehri teslim etmişlerdir. 5 temmuz nedir ve Isparta işgal kuvvetlerini görmemiş tek yerdir.
21 Mayıs 1921 tarihinde İtalyanlar şehri teslim etmişlerdir. 5 temmuz nedir