'Ah o eski bayramlar' demek yerine, değerlerimizi harmanlayabiliriz'
AKDENİZ Üniversitesi'nden (AÜ) Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, bayram geleneklerinin dönüşüm geçirdiğini belirterek, "Zaman içinde büyük aile yapısından çekirdek aileye geçtik.
Yayınlanma :
27.05.2025 10:52
Güncelleme :
27.05.2025 10:52


Şehre göç, ekonomik zorunluluklar ve zaman darlığı, gelenekleri farklılaştırdı. 'Ah o eski bayramlar' demek yerine, elimizdeki değerleri çağdaş unsurlarla harmanlayarak yeniden şekillendirmeliyiz" diye konuştu.
AÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, 'bayram' kavramının tarihi seyrine değindi. 'Bayram' kelimesiyle terim olarak ilk kez 11'inci yüzyılda, Kaşgarlı Mahmut'un Divanu Lugati't-Türk eserinde karşılaşıldığını aktaran Prof. Dr. Karadavut, "Ancak oradaki anlatılan bayram, dini bir bayram değil; tabiat kültlerine, mevsimsel döngülere bağlı yapılan törenlerdi. Nevruz ya da Hıdırellez gibi kutlamaları içeren bayramlardı" diye konuştu.
Bayramların bugün artık tatil dönemine evrilmesinin sosyolojik nedenlerine dikkati çeken Prof. Dr. Karadavut, "Toplumlar dinamiktir, kültür de dinamiktir. Durağan değildir, doğal olarak toplumlar değiştikçe kültür de değişir. Her dönem kendi kutsalını, geleneğini oluşturur, onu günceller. Zaman içinde büyük aile yapısından çekirdek aileye geçtik. Şehre göç, ekonomik zorunluluklar ve zaman darlığı, gelenekleri farklılaştırdı. Ancak bu bir kayıp değildir. Önemli olan, milli olan özü koruyarak onu zamanın ruhuna uygun biçimde yeniden üretmektir. Bizler kendi geleneğimizi oluşturacağız" diye konuştu.
'HER İNSANIN BİR ESKİSİ VAR'
Bayramları geçmişle kıyaslayarak nostaljiye kapılmak yerine, mevcut imkanlarla yeni gelenekler üretmenin gerekliliğini vurgulayan Prof. Dr. Karadavut, “Dilimizde bir söz var; 'Ah o eski bayramlar'. Hepimizin dilinde o eski bayramlara yönelik hasret var. Ancak biz eskiyi takvimsel olarak sınırlandıramıyoruz. Benim eskimle sizin eskiniz uyuşmaz. Her insanın bir eskisi var. Eski, günümüz insanının çaresiz kalan dertler problemler yüzünden mitolojik olarak anaya sığınmasıdır. Ananın olduğu yer asıl saadettir. Eski, bayramların eskiliğinden değil; bizim eskiye sığınmamızla alakalıdır. Fakat değişiyor geleneklerimiz, kültürlerimiz. Zira toplum değişiyor" dedi.
Bu değişimlerin her yerde farklı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Karadavut, "Bu değişimler herkes için aynı olmak zorunda değil. Geleneksel büyük ailelerde bu gelenekler devam ediyor. Şehre göçmeyen, büyük aile yapısı devam eden yerler hala var. Oralarda bayramlar 'eski' bayramlar gibidir" diye konuştu.
'ÖNEMLİ OLAN HATIRLAMAK'
Dönemin getirdikleriyle geleneklerin de dönüştüğünü, fakat kökünde aynı kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Karadavut, "Ah o eski bayramlar' demek yerine, elimizdeki değerleri çağdaş unsurlarla harmanlayarak yeniden şekillendirmeliyiz. Kökü bizde olduğu müddetçe çağdaş unsurlarla dizayn edebiliriz. İlle de gidip el öpmekle değil, başka bir şekilde de saygımızı gösterebiliriz. Yeter ki o saygı unsuru bizde olsun. Harçlık mendille verilmez belki ama dijital olarak gönderilir. Önemli olan vermek, hatırlamak, sevgi ve saygıyı sürdürmektir. Kökü bizde olduğu sürece geleneği yaşatmanın birçok yolu var" dedi.

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: