7 Haziran seçimlerine kısa bir süre kalan siyasi liderlerin açıklamaları, sosyal medyada konuşulanlar, kentimizde onun ona, bunun buna sarf ettiği sözler ortalığı germeye başladı.
Sokaktaki vatandaşın olup, bitenleri anlaması zorlaşıyor. Hele hele hiç kimsenin 8 Haziran sabahı ne yaşayacağını bilmemesi korkuyla birlikte güvensizliği de beraberinde getiriyor.
Tüm önlemlere rağmen Allah korusun 7 Haziran gecesi oylar sayılırken olurda elektrikler kesilirse, bazı yerlerde çatışmalar çıkarsa bunun altından nasıl kalkarız diye düşünüyorum.
Sandıkla ilgili ortaya atılan şaibe iddiaları, parti liderlerinin ağır sözleri, kentimizdeki siyasi dinamiklerin birbirine hitaplarını da düşündüğümde gerginliğim artıyor.
Ancak, gazetecilik sorumluluğum, kent bilincim, ülkeme olan sevdam hepsinin önüne geçiyor. Hepimiz önce kendimize sonra da ülkemize güvenmek zorundayız.
Hep birlikte ne badireler, ne krizler atlattık…
Bu ülke o kadar çok zorluklaratlattıki, her seferinde kendine ve ülkesine olan güvenle zorlukları aştı. Ayrıca hala bu devletin en tepesinden, en alt kadrosuna kadar devletini, milletini, vatanını seven dürüst ve düzgün insanlar var. Bu gerçeği de unutmadan sandığa gitmeliyiz…
7 Haziran korku günü olmasın…
Söylenenlere, sosyal medyada yazılanlara, şaibelere kulak tıkayalım. Güven duygumuzu kaybetmeyelim.
Yapmamız gereken sandığa gitmek…
Ardından da bize yakışan demokrasinin gereği sandıktan çıkana saygı göstermek…
8 Haziran sabahı umutlara uyanmak dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: