Antalya'da Deniz Mahallesi'nde bulunan bir konut, fuhuş yapıldığı gerekçesiyle Antalya Valiliği Zührevi Hastalıkları ve Fuhuşla Mücadele Komisyon Başkanlığı kararınca 25 Aralık 2014 tarihinde mühürlendi. 30 Aralık 2014 tarihinde yapılan kontrolde, mührün bozulduğu tespit edildi. Bunun üzerine tutanak düzenlenip, mühürlenen evde birlikte oturduğu tespit edilen 31 yaşındaki Y.K. ile 29 yaşındaki M.S. hakkında Antalya 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
‘EVDE DEĞİLDİM’
M.S., mahkemedeki savunmasında, mührü kırmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, mühürleme işlemi sırasında da evde olmadığını söyledi. M.S., "Zaten 10 gün sonra kontratımız doluyordu. Bu nedenle ben bir başka eve geçmiştim. Suçsuzum, beraatımı istiyorum" dedi.Y.K. da söz konusu ev mühürlendikten sonra burada hiç kalmadığını belirterek, suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
2 SANIK DA BERAAT ETTİ
M.S. ile Y.K.'nın birlikte oturduğu evin ikametgahları olduğuna dikkat çekilen mahkeme kararında, her ne surette olursa olsun ikamet olarak kullanılan yerin bu şekilde mühürlenerek kullanımının engellenmesinin genel hukuk ilkelerine aykırı bir işlem kabul edildiği belirtildi. Mahkeme, her iki sanığın ayrı ayrı beraatına hükmetti. Mahkeme, sanıkların avukat ücretinin de Hazine'den alınıp ödenmesine karar verdi.
Y.K.'nın avukatı Ahmet Çevik, mahkemenin verdiği kararın, seks işçilerinin evlerinin keyfi mühürlenemeyeceğini gösterdiğini söyledi. Evler mühürlenerek kişilerin barınma, yaşam ve mülkiyet hakları ile özel hayatlarının ihlal edildiğini söyleyen Çevik, "Mühürleme yüzünden pek çok insan mağdur oluyordu. İnsanlar 1 ila 3 ay boyunca evlerine giremiyordu. Mührü kırdıklarında ise haklarında dava açılıyordu. Bu karar keyfi olarak mühürleme işleminin yapılamayacağını göstermektedir" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: