Başkan Tütüncü, çalışmalarını anlatmaya başlayınca susmak bilmedi. 7 yılda hayata geçirilen ve tamamlanmak üzere projelerini anlatan Tütüncü her sorumuza samimiyetle yanıtladı.PROJELERE DEVAMPek çok proje ile gündeme geliyorsunuz. Sağlık ve eğitim alanındaki projelere ayrıca çok önem veriyorsunuz. İlk olarak neden bu konulara çok eğiliyorsunuz? İkincisi de önümüzdeki süreçte yeni projeler görecek miyiz?Önümüzdeki süreçte çok yeni çok daha güzel projeler göreceğiz. Bunların zaten şu an bir kısmının hazırlıkları yapıldı. Kısa bir süre içerisinde temel atma işlemlerini halledeceğiz. Diğerleri ile alakalı da hazırlıklarımızı yapıyoruz. Sağlık hepimiz için önemli. En temel ihtiyaçlarımızdan biri. O bakımdan sağlığın ne kadar önemli olduğunu izah etmeye gerek yok. Yeni sağlık yatırımlarının hem bölgemize artı değer kazandıracağını düşünüyorum, hem de insanımıza çok faydası olan önemli bir yatırım ve temel bir ihtiyacın karşılanması noktasında çok önemli bir hizmet olarak görüyorum.BAŞKAN SAĞLIĞA DUYARSIZ KALAMAZTabi belediye direk sağlığın içerisinde değil ama vatandaşların en temel beklentilerinden bir tanesinin sağlık problemlerinin çözümü olduğu yerde belediye başkanı bu konuya duyarsız kalmamalı diye düşünüyorum. Kepez’in avantajlarını ön plana çıkarıp, büyük yatırımları bölgemize alıyoruz.İLK AKILLI HASTANEYİ YAPTIKMesela 300 yataklı hastane diye başladığımız şimdi 500 yatağa yakın olan hastane tamamlandı ve Türkiye’nin ilk akıllı hastanesi oldu. Bu çok önemli bir yatırım. Diğer taraftan Antalya’nın sessiz sedasız yükselen bir başka yatırımı daha var. O da Antalya Diş Hastanesi. 52 üniteli diş hastanesi gerçekten çok modern bir tesis oluyor ve bütün Antalya’ya hizmet verecek olan bir ihtisas hastanesi.ÇOCUKLARIMIZI ES GEÇEMEMDiğer taraftan eğitimle alakalı; hepimizin en değerli varlığı çocuklarımız. Aslında hepimiz belirli bir yaştan sonra çoluk çocuk sahibi olduğumuzda, onlar için yaşarız ve onlar için var olmaya çalışırız. Dolayısıyla hepimizin en değerli varlıkları olan çocuklarımız belediye başkanının da belediye idaresinin de en değerli varlığı. Bir defa meseleye biz böyle bakıyoruz. Onlara en iyi hizmetleri götürmek, eğitim fırsat eşitsizliğini ortana kaldırıcı bir takım çalışmaların çok çok önemli olduğunu düşünüyorum. Herkes yol yapabilir, herkes imar planı yapabilir, herkes binalar yapabilir. Kocaman kocaman projeler meydana getirebilir. Ama bunları birçok yerde görüyoruz. Ya da başka bir ifadeyle şöyle söyleyeyim; kimi belediye başkanları görüyorsunuz zabıta müdürüdürler giderle işte fırın denetlerler çarşı pazar gezerler. Kimi belediye başkanları fen işleri müdürüdür yok yaparlar. Yol yaparken güzel fotoğraflar çektiriler. Kimi belediye başkanlarını görürüsünüz bular kalkarlar bir müteahhit gibi şehre kocaman kocaman binalar kazandırırlar. Bunlarla fotoğraf çektiriler bunlarla övünürler. Tabi bunlar da olmalıdır. Ama en anlamlı şey bence bu belediye başkanı tipi geçmişte kaldı.7 YILDA 44 OKULÖzelikle benim 7 yıllık dönemimde 44 tane yeni okul kazandırıldı Kepez’e. Bunların tamamının mülkiyet problemlerini ki çok zor problemdir bu, tamamını belediyemiz yapmıştır. Üzerine yapılan inşaatların bir kısmı hayırseverdir, ağırlıklı bir kısmı ilgili bakanlığımızın yatırımıdır. Bazı yatırımlar da belediyemizin yatırımlarıdır. Dolayısıyla bunlar önemli.
ANKARA İLİŞKİLERİ
44 okulu kazandırırken arsa sorununu hallettiniz. Bakanlıktan bütçe ayırmak için için tabiri caizse belediye başkanları Ankara’da kapılarda yatarlardı. Siz ikili ilişkilerinizle mi sağlıyorsunuz bunu? Yani Gençlik Kolları Genel Başkanlığı’ndan gelmenizden dolayı ikna edebiliyor musunuz bakanlığı?Bakanlarımızla çok sıkı bir diyaloğumuz var. Çok iyi ikili ilişkilerimiz var. Bu elbette ki bu yatırımların gelmesi noktasında çok önemli katkılar sağlıyor. Ama tabi bunun yanında bizim Antalya’ya olarak çok önemli bir avantajımız var. Antalya’daki yerel aktörler, siyasi aktörler birbirleriyle güzel bir uyum halinde çalışıyorlar. Sonuç olarak biz netice odaklı çalışıyoruz ve neticeye yoğunlaşıyoruz.GÜNDE 4 SAAT UYUYORUMDüzenli spor yaptığınızı biliyoruz. Bununla birlikte İngilizce kursu da alıyorsunuz. Bu kadar yoğunluk arasında programlamanızı nasıl yapıyorsunuz? Ben çok uyumuyorum. Günde 4-5 saat bana yeterli geliyor. Bazen o kadar bile uyumuyorum. Bir de vakti boşa geçirmemeye çok gayret ediyorum. Bizim gibi siyasi kişilerin en büyük handikapları zaman kaybedici alanlara yönelmeleridir. Bunlar aslında iyi bir zaman planlayamamanın verdiği bir şeydir. Ben zamanımı iyi planlamaya gayret ediyorum. İşimi gücümü bitirdiğimde kendi dünyama çekiliyorum. Yeni hayaller, yeni projeler, kitap okumaları… Malum şu sıralar İngilizcemi geliştirme konusunda bir gayretin içerisindeyim. O da bayağı iyi gidiyor. Yani önemli olan zamanı çok önemli kullanabilmek. Zamanı iyi kullanabilmek için de şu şuura sahip olmak gerekir; kaybettiğiniz şeyler bazen yerine geliyor ama zaman geri gelmiyor. Zamana hükmetmeniz lazım.ZAMANA HÜKMETMEZSENİZ, O SİZE HÜKMEDEREğer zamana siz hükmetmezsiniz o size eder. Bizim belli bir çalışma planımızın, belli bir gündemimizin olması lazım. Bizim kendi gündemimiz, çalışma planımız olmazsa başkaları bize çalışma planı yaparlar ve başkalarının gündeminin peşinde gideriz. İsmet Özel’in çok güzel bir sözü var, ‘insan için bütün yollar yürünebilir hale gelmişse o insan kaybolmuş dememektir.’ Bazen bizim için bütün yolların yürünebilir hale geldiğini görürüz. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Bizim kendi gündemimizin kendi yolumuzun olması lazım.PLANLAMA YAPMADAN OLMAZİyilikleri büyütmeye çalışanlar da kendi gündemlerini takip edecek. Kendi gündemimiz istikametinde ilerlememiz için de çok iyi planlama yapmamız lazım. Mesela benim kısa, orta ve uzun dönem planlarım vardır. 5 yıllık planlar, 3 yıllık planlar. Mesela ben 3 yıl sonra idaremi hangi seviyeye taşımak arzusunda olduğumu üç aşağı beş yukarı biliyorum. Yarın ne yapacağımı biliyorum. Önümüzdeki hafta da önümüzdeki ay da ne yapacağımı biliyorum. Bu zamanı çok etkin kullanmamız lazım. Kum saati çalışıyor ve bizim hızlı olmamız lazım. Aslında bizim aman karşı yarış vermemiz lazım. Bunu yapabildiğimiz sürece hizmet yıllarımızı çok daha bereketli hale getirebileceğimizi düşünüyorum.SİYASETÇİNİN KARİYER PLANLAMASI OLMALI3 yıllık planda ya da 8 yıllık planda yine Kepez mi var peki?Bu konuda ben şunu söylüyorum; bize verilen görev ne? Güçlü kuvvetli bir şekilde Kepez’i geleceğe taşımak. Bizim gündemimizde o var. Biz onunla ilgili çalışmalar yapmak zorundayız. Elbette ki siyasetçinin bir gelecek planlaması bir kariyer planlaması olacaktır. Bunun olmaması düşünülemez. İnsanı ayakta tutan insanı motive bir vaziyette tutan o gelecekle ilgili vaziyettir. Gelecekle ilgili hayalleridir. Hedeflerimiz olmalı ama beklentilerimiz olmamalı olayına çok dikkat ediyorum. Beklentilerle hareket eden insanlar o beklentiler gerçekleşmediği zaman hüsrana uğrarlar ya da kendilerine zarar verici işlerle uğraşırlar. Geçmişte bunun pek çok siyasi aktörde örnekleri mevcut. Dolayısıyla benim en önemli hedefim şu; bulunduğum yerde görevimi en iyi şekilde değerlendirebilmek. İnsanlarımızın zihninde, gönlünde farklı, müstesna bir yere sahip olabilmek. Ondan sonrası zaten gelecek. Biz yeni hedefler için hazır hale gelelim. İyi şeyler olacağı düşüncesindeyim.ATSO KRİZİYLE İLGİLİGeçtiğimiz günlerde kentimizde ATSO ile ilgili bir kriz yaşandı. Başkan Menderes Türel bir duruş sergiledi. Bir siyasetçi gözüyle nasıl yorumlarsınız? Sizin görüşünüz ne?Ortaya konan tepkinin doğru olduğunu düşünüyorum. Açık ve net, hiç eğip bükmeden söylüyorum. Çetin Osman Budak ATSO’da başkanlık yapmış, bizim de dostluk ilişkilerimizin olduğu bir arkadaşımız. Sevdiğimiz de bir kişi. Bunu da ortaya koymak gerekir. Bu bir kenara benim de kendisiyle özel bir hukukum, arkadaşlığım var. Antalya’ya kazandırılan güzel çalışmalar var. Bugün Antalya’da her görevde olan arkadaşımız ama çok ama az ama büyük ama küçük katkılar yapmaya gayret ediyorlar. Belediyelerde de sivil toplumda da böyle. Bunlar takdir edilebilir ve edilmelidir de. Burada ki mevzu şu; Çetin Osman Budak ve bir ödülün verilmesi meselesi ötesinde başka bir şey var.DAHA ÖNCE VERİLMEYEN ÖDÜLBugüne kadar ATSO’nun siyasi bir ödül verdiğini duymadım. Antalya’da yerel bir siyasetçiye, milletvekiline bu görevi süresi boyunca verildiğini hiç görmedim. Birçok milletvekili birçok parti genel başkanları oldu. Bunlara ödül verilmemişken başkasına ödül verilirse bu farklı algılanır. Algı çok önemli. Antalya’da farklı artı değer üretmiş olana farklı siyasetçilere de ödül verilmesi, ATSO’nun geleneği olmuş olsaydı bu yanlış anlaşılmazdı. Büyükşehir Belediye başkanımız şöyle düşünmekte haklı; “Ben de ATSO başkanıydım, ben de ATSO ile ilgili şehirle alakalı önemli işler yaptım. 15 senedir de siyasetin içerisindeyim.” Şimdi bu adamcağızın hiç mi Antalya’ya faydası yok? Sormak lazım. Hiç mi ödüllendirilebileceği bir şey yok? O zaman burada tarafsız duruşu kaybediyorsunuz. Farklı algılara sebebiyet veriyorsunuz.MAHALLE GÖRÜNÜMDEKİ BELEDİYEDENGöreve geldiğinizden itibaren sürekli kullandığınız çok güzel bir cümle var, “Kepez’i Antalya’nın arka bahçesi olmaktan kurtardık”şeklinde. Bakıldığında tam bir proje ilçesi Kepez. Biraz bu projelerden bahsetsek. Neler bu projeler? 2009’da göreve geldiğimizde Kepez Belediye’si küçümsenen bir belediyeydi. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Bir arka mahalle görünümünde bir belediyeydi. Yaptıkları işler çok önemsenmez bir yapısı vardı. Ama şimdi geldiğimiz noktada şehirle alakalı bir şey yapılacak olduğu zaman diğer belediyeler; Kepez Belediyesi bu konuda ne düşünüyor? Nasıl hareket ediyor? Nasıl bir tutum sergiliyor? Bunları takip etme ihtiyacı hissediyorlar. Bizim yaptığımız birçok proje diğer belediyelerde hatta bölgemizdeki birçok belediyeye örnek oluyor. Yani yerel yönetimdeki farklı uygulamalarıyla, yerel yönetime getirmiş olduğu farklı bakış açısıyla, yaklaşımıyla örnek olma niteliğini kazanmış bir belediyeyi bugün biz ortaya çıkarabilmişsek bundan büyük bir memnuniyet, mutluluk duyuyorum. Aslından bu kadar enerjiyi nerden buluyorsunuz diye soruyorlar. Bu enerji bu motivasyonla ortaya çıkıyor.DEĞİŞEN YENİLENEN KEPEZ ALGISIBiz değişen, gelişen Kepez’e, yeni algısına Antalya şehrine yaptığı katkılara bakınca âdete bir annenin çocuğunu büyüttüğü zaman onu başarılarından mutlu olduğu gibi biz mutluluk duyuyoruz. Dolayısıyla şu an böyle bir tablonu, atmosferin içerisindeyiz. Sadece sağlık, eğitim değil birçok noktada çok önemli eserler ortaya l-koyduk. Kongre Merkezi bunlardan birisi. Gerçekten ulaşım probleminin olmadığı, gerçekten kente bir şey katan bir çalışma. Bu gerçekten vizyonu olan, prestij bir eser. Dokuma bana göre bizim şu ana kadar yaptığımız en iyi çalışma. Orada hem bir çevre projesini hayata geçirmiş olduk hem de geçmişine hatıralarına, hafızasına saygısızlık edilmesinin önüne geçilmiş oldu. Bu da çok önemli bir çalışma.EN ÖNEMLİ PROJEMİZ DOKUMAŞöyle hizmet yıllarıma baktığımda en anlamlı proje olarak görüyorum. Dokuma projesini. Bunun yanından, şehrin hemen yanından çok önemli ormanlık alanlar vardı. Bunlar atıldı. Bu atıl olan ormanlık alanları şimdi aktif hale getiriyoruz. Buralar artık şehrin önemli cazibe merkezleri haline geldi. Spor alanında pek çok önemli atılımlar yaptık. Adete Kepez’i bir spor ilçesi haline getirdik. Mesela Antalya’da yıllardır olimpik yüzme havuzunu kim yapacak konuşulurdu. Biz 2013’te açtık. 2016’dayız hala Antalya’da ikinci bir olimpik yüzme havuzu yok. Dolayısıyla biz orada çok önemli çalışmaları yapmış vaziyetteyiz. Şimdi hükümetimiz 10 bin kişilik spor salonun tamamalarsa Antalya’mız güzel bir spor salonuna sahip olacak. Bu güne kadar Antalya’da spor salonu ihtiyacını da biz karşıladık. Şimdi yenileri yapılıyor. Artık bu tesisler sadece tesis olarak yok. Ülkenin geleceğine nasıl katkı sağlıyoruz? Çok basit bir örnek üzerinden anlatayım. Şimdi bu spor tesislerini yaptık. Sentetik sahalardan, futbol sahalarından okulla için spor salonlarından, kapalı spor salonlarından, olimpik yüzme havuzlarından bütün bunlarla beraber 7000 binden fazla çocuğumuz aktif olarak spor yapıyor. Belediyemizin takip ve gözlemi altında. Bu 7000 bin çocuğumuzun ağırlıklı bir kısmını biz belediyemizin etüt merkezlerinde derslerine katkı sağlaması için kurslar veriyoruz. Ekonomik durumu olmayanlara vakfımız tarafından burslar veriyoruz. Ailelerine aile içi seminerle alakalı çeşitli seminerler veriyoruz. Yani ailelerle de ilgileniyoruz. Kentin sosyo-kültürel durumunda katkı sağlıyoruz. Bunun gibi çok önemli bir çalışma daha yapıyoruz. Bu çocukları şehir hayatına adapte etmeye dönük çeşitli sosyal aktiviteler yapıyoruz. Bu gününe kadar denizi hiç görmemiş çocuklar var. Şaka gibi ama bunlar gerçek. Şimdi bu çocukları denizle buluşturuyoruz. Antalya’nın turistik yerleri ile buluşturuyor. Farklı mekânlara götürüyoruz. Onları şehirle adeta bütünleşmelerini sağlıyoruz. Bu örnekte anlatmak istediğim şu: evet tesisler yapıyoruz ama bunlar belli bir amaca yönelik yapılıyor. Sadece var olması için ya da ya burada Hakan Tütüncü diye bir belediye başkanı vardı bu tesiste onun zamanında yapıldı desinler diye, nam olsun şan olsun diye yapılmış işler değil bunlar. Çok önemli bir örnek daha vereceğim biz göreve geldiğimizde Kepez’in nüfusu 420 bindi, şu an 520 bin seviyesinde. 420 binlik Kepez’de ben göreve geldiğimde bir tek sinema yoktu. Avm’lerde, kültür merkezleri de yoktu. Belediyeye ilk geldiğimizde derme çatma düğün salonlarında kültür sanat etkinlikleri yapmak zorunda kaldık. Hatta hatta çok daha enteresan bir şey söyleyeyim bu daha büyük bir acıdır. Belediyenin kültür- sanat etkinlikleri AKM’de yapılıyordu.15 KÜLTER MERKEZİŞu an Kepez ne noktaya geldi? Şu an Kepez’in 15 tane kültür sanat merkezi var. Bunların 9 tanesi kapalı, 6 tanesi açık. Şunu söylemeye çalışıyorum. Bu tesisler yapıldı. Yapıldı da ne oldu? Her ay yüzün üzerinde kültür sanat etkinliği var. Bunların yüzde yetmişi belediyemizin etkinliğidir. Otuzu falanda gönüllü kuruluşların bizim tesislerimizi kullanarak yapmış olduğu etkinlikleridir. Şimdi soruyorum, Antalya’nın 19 içesi var. Hangi ilçede bir ayda 100 den fazla kültür sanat etkinliği yapılıyor. Şimdi Kepez bir arka bahçe olmaktan çıktı. Bir ön bahçe haline geldi dediğim zaman birçok gösterge var.7 BİN ÇOCUK SPOR YAPIYOR7 bin tane çocuğa spor yaptıra, onlarla ilgilenen âdete bir veli ilgisiyle o çocuklara özen gösteren kaç tane belediye var? biz bu noktada lideriz ve öncüyüz. Kültür sanatla alakalı, imar ve şehircilikte aynı şekilde, sağlıkta aynı şekilde, eğitim yatırımlarıyla alakalı aynı şekilde. Yani Antalya’ya kazandırılan örnek projeler bazen Türkiye’de de bir ilk oluyor. Eğitim kampüsünün yapılması gibi. Mesela akıllı hastanenin yapılması gibi. Biz bunları da kendi bünyesine katabilmiş, çalışkanlığıyla, gayretiyle, başarısıyla bir belediye olmanın bir yerel yönetim olmanınmutluluğunu yaşıyoruz. Hangi göstergeye bakarsak bakalım oldukça başarılı çalışmalar yapıyoruz. Bu sebepten dolayı Kepez bana göre bugün Antalya’nın ön bahçesidir. Ve hayat gerçekten Kepez’de güzeldir. Yeni sloganımız bu.TERÖR OLAYLARI VE KEPEZSon dönemde yaşanan terör olayları yüzünden mahallelerde gündem değişmiştir. Siz düzenli olarak mahalleleri geziyorsunuz. Mahalle görüşmelerinde terör konuşulmaya başlandı mı? İnsanlarla neler paylaşıyorsunuz bu konularla ilgili? Bu ülkenin bütün vatandaşlarını aynı haklara sahip, eşit vatandaşlar olarak görüyoruz. Bir kimsenin Kürt, Arap, Türk kökenli olması değil önemli olan. Önemli olan T.C. vatandaşı olup olmaması. T.C. vatandaşı olduğu sürece bizim için çok kıymetli. Biz meseleye böyle yaklaşıyoruz. Terör örgütü özelikle son bir yılda yapmış olduğu bir takım eylemlerle aslında en büyük kötülüğü kendileri için çalıştığını söylediği gruplara yani Kürt kökenli vatandaşlarımıza yaptı. Ve Kürt kökenli vatandaşlarımız terör örgütünün kendilerine, ülkeye ne kadar zarar verdiğini çok açık bir şekilde gördü. Bakın Nevruz çağrıları yaptılar. Kaç kişi gitti Nevruz’a? Sosyal medyada görmüşsünüzdür. Turgut Özal Spor Salonu’ndayız, buluşuyoruz denildi. Kim geldi oraya? Hiç kimse gelmedi. Her Nevruz’da bir takım etkinlikler oluyor. Şimdi niye olmadı? Artık halk desteğini kaybetti terör örgütü. Dolayısıyla Kürt kökenli vatandaşlarımız oynanan oyunu bu vesileyle bir kez daha görmüş oldular. Hendeklerin ne kadar kötü bir şey olduğunu gördüler. Eğer bu ülkede söyleyeceğimiz bir sözümüz varsa demokrasinin içerisinde, hukukun önünde söylememiz lazım. Hukukla, demokrasi ile söylememiz ve herkesin her türlü talebini bu ülkede rahatlıkla söyleyebildikleri ortamlar var. ama siz kalkar gayri ahlaki gayri kanuni yollara yönelirseniz devlette kamu düzenini sağlamak için tedbirler alırsa, kalkıp ondan sonra derseniz ki Türkiye’de ifade özgürlüğüyok. O zaman bu art niyetli bir yaklaşım olur. Bu tip değerlendirmeler de art niyetli bir yaklaşımdır. Bizim mahallelerimizde terörlealakalı bir endişe bir korku hakim değil. Tam tersine kararlı bir duruş var. Mesela geçen bir mahallede “başkanım onlardan korkan onlar gibi olsun, biz yola devam ediyoruz” diyorlar. Bende günlük hayatıma devam eden bir belediye başkanıyım. Bir takım korkularla hareket etmiyorum. Terör örgütlerinin amacı zaten insanları korkutmak. Umutsuzluğa, karamsarlığa sevk etmek. Ama biz ötesinde başka bir şey yapalı, normal hayatımıza devam edelim, kardeşliğimizi güçlendirelim diyoruz.GERİSİ VIZ GİDER, TIRIS GİDERKamuoyunda çalışkanlığınızla anılıyorsunuz. Ancak bu takdiri parti içinden göremiyorsunuz, bunun sebebi nedir?Söylediğiniz tarz da yorumları yapan çok küçük bir grup. Ben onları biliyorum. Ben onları gündemime almıyorum. Sonuçta 200 km ile araç kullanırken sağdan soldan sesler geliyorsa, sağa sola bakarsanız kaza yaparsınız. Bizim gündemimiz farklı. O muhalefet diye bahsettiğiniz kimseler bizim partimizi temsil eden kişiler değil. Yani bu partiyi kurulduğu ilk günden itibaren, partinin içerisinden olan ve bu partiye her şeyini vermiş bu davya her şeyi vermiş birisiyim. Kalkıp dün gelmiş adamlar bir takım şeyler söylerler. Onlar söylesinler hiç önemli değil. Biz işimize bakıyoruz. Herkesi memnun edebilecek bir şeye sahip değiliz. Tabi onları neden memnun edememişiz onun da arka boyutuna bakmamak lazım. Önemli olan halktır, halkın önünden kimse duramaz. Söylediğiniz şeyler doğru ama altını çiziyorum bunlar benim partimi temsil eden kimseler değil. Bizim partimizi kim temsil eder? İl başkanı, milletvekillerimiz temsil eder. Bunlarla alakalı da her hangi bir sorunumuz da olmamıştır, olamaz da. Gerisi de vız gelir, tırıs gider. Önemli olan halktır. Onlar diledikleri gibi konuşmaya devam etsinler.