Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Kendinizden kısaca bahseder misiniz?Burslu bir öğrenci olarak İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nde, 1985-1989 yılları arası okudum. Ondan dolayı mecburi hizmet karşılığı Devlet Su İşlerin'e burslu okuduğum için müracaatıma binaen Elâzığ’a tayinim çıkınca, başka bir arayış içinde de olmadım. DSİ Elazığ’da göreve başladım. Barajlar ve Hes Şube Müdürlüğü’nde 13 yıl, baraj projecisi olarak görev yaptım. Şu an da Elazığ bölgede yapmış olduğum 6 kadar projenin, 5’i yapıldı 1’i de şu an inşa halinde. Malatya’da, Bingöl’de ve Elazığ’da baraj ve gölet çalışmalarının projelerini yaptım. Ondan sonra Kiğı Barajı ve Hes Proje Müdürü olarak 2003 yılında atandım. Orada da 3 yıla kadar görev yaptım. Şu an o baraj da bitmek üzere. Bingöl’ün Kiğı İlçesinde enerji üretecek bir baraj. Sonra Elazığ’da 1 buçuk yıllık Bölge Müdür Yardımcılığı’na binaen 2007 yılında Kastamonu’ya Genel Müdür olarak atandım. Kastamonu’da 7 ay gibi bir süre görev yaptıktan sonra Eylem Planı açıklanacaktı. GAP Eylem Planına yeniden hız verilecekti. Sayın Bakanımız beni Diyarbakır’a gönderdi. 2007 Kasım ayından itibaren 2013 Ocak’a kadar Diyarbakır’da 10. Bölge Müdürlüğü görevini yaptım. Orada GAP Eylem Planına, şu an yapımı ikmale doğru giden Ilısu Barajı’na başlangıçta benim de katkım oldu. O projelerin bugün gerçekleşmesinde bir görev, bir misyon üstlenmiş oldum. Bundan dolayı da ülkemizin ekonomisine çok değer katacağı için GAP kapsamındaki çalışmalarda emeğim olduğu için ayrıca da mutluyum. 13 Ocak’ta buraya tayinim çıktı. 14 Ocak 2013 tarihinde göreve başladım. Bugüne kadar da burayı adeta GAP’a çevirmek için çalışıyoruz. Su ve toprak kaynaklarının geliştirme noktasında büyük bir gayret içerisindeyiz. Bizim serüvenimiz bu. 27 yıldır DSİ çalışanıyım.Haftanın belli günlerinde sahada işçilerle berabersiniz. Bilgiler alıyorsunuz, talimatlar veriyorsunuz. Sizin farkınız mı? Yoksa DSİ gerçekten değişiyor mu?Benim de tarzım ama asıl sayın bakanımızın, sayın genel müdürlerimizin bu son 10-13 yıldır bizlere bir nevi talimatı. Ben biraz da talimata uyuyorum. Gönlümden geçen de o, mutlu oluyorum. Ben baraj mühendisiyim aynı zamanda. Sahada olmaktan, işi gidip yerinde görmekten bir mühendis olarak mutluluk duyuyorum. Ama olması gereken de bu. Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar, o uçtan bu uca kadar birçok yerde baraj, gölet, içme suyu projelerimiz bulunmakta. Ben de o bölgeye ilgili çalışanlarımıza, bölge müdür yardımcılarımı alıp giderim. Neticede yüklenicilerimiz var onlar da gayretli çalışıyor. Ama projenin uygun tatbik edilip edilmediğini bizim kontrol etmemiz lazım. Yani yapmış olduğumuz faaliyetlerin milletin istifadesine daha uzun ömürlü olması noktasında sunmamız lazım. Ben bu gayretle sahada bulunmak istiyorum. Bununda faydalarını görüyoruz. Yanlış bir şey oluyorsa anında müdahale ediyoruz. Yapılarda bir şekilde yanlışlık yapıldığı zaman geri dönüşü zordur. Onun için her an sizin ve ekibinizin olay yerinde olması lazım ki her an müdahil olunabilsin.Karacaören Barajı’nda ciddi anlamda bir alabalık üretimi var. Bir taraftan da Antalya’ya içme suyu getirme anlamında bir proje de var. Bu durduruldu. 2011 yılında 5 yıl süreyle durdurulması vardı. Oradaki denge nasıl şu anda? Balık üretimi suları çok kirleten bir unsurdur, yemlerinden dolayı. Zaten orası sulama amaçlı da bir baraj, Hes amaçlı da. Zaten sulamaya da zarar veriyor. Biz su azlığı yaşayan bir ülkeyiz. Aslında Antalya’ya düşen yağış ortalama olarak 185 milimetrekare. Türkiye ortalamasına göre yüksek, fakat dünya ortalamasına göre düşük. 574 civarı Türkiye ortalaması. Su fakiri de değiliz, su zengini de değiliz. Su azlığı yaşayan bir ülkeyiz. Sanayimiz, endüstrimiz, tarımımız, sulamamız bu suları depolamamıza bağlı. Depolama da yetmiyor. Depoladıktan sonra suları kirletmemek gerekiyor. Burada Karacaören ile ilgili DSİ çok ciddi çalışmalar yapmış. Oymapınar ile de çalışmalar yapmış. Biz Antalya’ya cazibeli, suyun kendi enerjisi ile akan, en ekonomik, en kaliteli suyu Karacaören ‘den getirerek arıtma faaliyeti ile vatandaşlara sunacağız. Antalya, Türkiye’nin gözdesi olan, tarımın, turizmin başkenti olan, gelecekte müthiş bir vizyona sahip olacak bir ilimiz. Zaten bu seneki G20’ler, EXPO’lar bunu gösteriyor. Artık dünya çapında büyük organizasyonlar yapılıyor. Bizim bu suyu buraya getirmemiz önemli. Bu sular gelmese bile depoladığımız suları kirletmememiz lazım. Neticede nüfusumuz 78-79 milyona geldi. Bu daha da artacak. Bu inşalar temiz, kullanılabilir, hijyenik içme suyuna nasıl ulaşacaklar? Var olan sularımızı depolayıp, korumakla olacak.Çalışmalar başladı mı Karacaören’de? Ben geldiğimde ihalesi yapıldı. Şu an 11 kilometreye yakın boruyu döşedik. Bu seneki hedefimiz de 10 kilometre daha döşemek. Geçtiğimiz hafta Genel Müdürlüğümüzde takdim sunumumuzu yaptık. DSİ, 62 yıldır su ve toprak kaynaklarını geliştirme noktasında büyük gayret gösteren bir kurum. Benim köyüm Keban Barajı’ndan etkilenmiş bir köydür. Ondan dolayı Elazığ merkeze göç etmişiz biz. 1974’ten beri işletmede olan Keban Barajı ülkemizin kalkınmasına çok büyük katkı sağlamış her bakımdan. Dış güçler bu projeleri yaptırmamak için çok uğraşmışlar. Buna rağmen Türkiye bunları başarmış. Karakaya, Ilısu, Ermenek Barajı ve şu an yapılan 270 metre yüksekliğinde Yusufeli Barajı. Bunlar hep enerji amaçlı. Niçin biz bunları yapıyoruz? Hem tarıma hem içme suyuna hem de enerjiye hizmet etmek için. Türkiye gelişiyor, nüfus artıyor. Enerji olmadan işler olmuyor. En temiz, en kullanılabilir hidroelektrik santralleridir. Çevreci bir enerjidir. Bizim doğalgaza ciddi paramız gidiyor. Doğalgaz da dışarıdan geliyor. Yerli kaynaklarımızı yerli yerinde değerlendirmemiz lazım her alanda. Suyu var olduğu zamanda tasarruflu kullanmamız lazım.İnşaat Mühendisleri Odası’nın eski başkanı Cem Oğuz, 2019 yılında Antalya’nın su sıkıntısı çekeceğini söylemişti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?Şu an çalışmalarımız devam ediyor. 2045 yılına kadar Antalya’nın hiçbir sıkıntısı olmayacak. 166 milyon metreküp suyu getirmek için hareket halindeyiz. Şu an sıkıntımız yok diye çok da acele etmiyoruz. Yoksa biz bunu çok ivedilikle bitirebiliriz. Biz bunu 1 yılda da bitiririz, 2 yılda da. Arıtma başlayacak. Projeleri bitmek üzere. İsaleyi arıtma ile bitirmek için ona göre ödenek veriyoruz. Ona göre çalışmalarımız ayarlıyoruz. Onun için 2019 yılında Antalya’nın hiçbir sıkıntı çekmeyeceği projelerimizden belli. Biz onun gerekil tedbirini aldık.Antalya’nın içme suyunu Karacaören’den getireceğiz yeraltı suları olağan üstü durumlarda kullanılır. Bizde kuyu sistemi var. Bu kuyuları kapatalım, yer altı sularını koruyalım diye bir durum söz konusu mu?Bizim alternatiflerimiz var. Oymapınar gibi, Küçük Aksu Barajı gibi. Orada 28 milyon metreküp içme suyu haznemiz var. Mesela Gazipaşa’da Gökçeler Barajımız var. Orada 11 mahalleye 11 milyon metreküp su götürecek kapasitemiz var. Kemer’de de biz baraj açma planımız var. O da tamamen içme suyu amaçlı. İçme suyu çok önemli. İçme suyu tüketilirse buna razıyız. Ama yer altından alınan sular sulamada da kullanılıyor. Birçok sulamada bu var. Biz de bunları düşünerek çalışmalarda bulunmaktayız. Zaten Karacaören’den suyu getirince Antalya’mız çok rahatlamış olacak. Onların da çoğuna gerek kalmayacak zaten. Rezerve dursun onlar. Ne kadar az kullanılırsa o kadar faydalı.Antalya’daki projelere bakarsak toplam maliyet nedir? Bunun en büyüğü hangisidir? Son 13 yılda sayın bakanımız geldiğinde bir kitap hazırladık. Son 13 yılda Antalya’ya 19 milyar Liralık yatırım yapılmış. Bu yatırımların 3 milyar TL’lik bölümü Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait. En büyük projemiz Karacaören İsale hattımız. İhale bedelimiz 138 milyon. Çok büyük para. Bu fiyatlar daha da artacaktır. Bir de bunun arıtması gelecek. 250 milyon civarı bir paraya mal olacak arıtma ile birlikte. Aksu Çayı var biliyorsunuz. Hem Expo için çok önemli. İhale bedeli 124 milyon lira. Sırf ihale bedeli. Aksu Çayı, Kargır regülatöründen denize kadar 52 km sağlı sollu 104 ediyor. Yan kollarla da birlikte 140 km isale edeceğiz. 11 tanede köprü yapacağız. G20’de iki tane köprü yaptık. 80 günde yaptık onları, G20’ye yetiştirdik. Bizim köprülerimizde göçme yok. Bizle alakası yok yol çökmesinin. Bizim köprülerimiz suyun içinde fore kazıkla, 80 günde iki köprü yan yana yaptık. Çok zordu, zor olanı başardık. Peki, kaç yılına kadar planlama yapıyorsunuz? 2019’a kadar mı yoksa 2023 mü? Bizim sürekli stratejik planlamalarımız var. 3 yıl, 5 yıl. Bunlar dahilinde gidiyoruz. Biz kendiliğimizden yapmıyoruz. Vatandaşın taleplerine öncelik veriyoruz.2019 yılında Antalya’da toplam kaç tane barajımız olacak? Şu an zaten 18 tane barajımız var. 16 tane kadar da göletimiz var. Aslında göletlerimizin çoğu da baraj. Biz gölet diye ihale ediyoruz. Bizde 30 metreye kadar gölet kabul edilir. 30 metreden yukarısı baraj kabul edilir. Kapıçay Göleti diyoruz. 50 metre yüksekliğinde. Ama aslında baraj.. Temelini attığımız Kemer Kıbrıs Barajı, Kaş’ın Kemer Köyü’nde. Bu sene de 80 milyon gelir getirecek. Antalya’nın projeleri dekar başına 1500’den 2000 liraya kadar geri dönüşü var. Sulamasıyla, kamulaştırmasıyla birlikte 2019 yılına kadar 64 adet taşkın koruma, 36 adet gölet, 15 adet barajın planlama ve proje çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar da var. 129 tane taşlın koruma tesisimiz var. İşletmeye aldık. Bizim en önemli kuruluş gayemiz de o zaten. 124 milyona mal edeceğiz, sulaması ile birlikte.Boğaçay'da yapılan çalışmalarda son durum nedir?Boğaçay Karaman, Çandır gibi birkaç tane derenin birleşmesi ile oluşan önemli bir yer. Biz Boğaçay projesini daha önceden taşkın koruma olarak hazırladık. Büyükşehir Belediyesi’nin tanıtımını yaptığı muhteşem bir proje. İleride Antalya’ya çok ciddi şeyler kazandıracak bir proje. Zaten birlikte yürütüyoruz. Bizim eski müsteşarımız Prof. Dr. Hasan Zühri Sarıkaya projenin başında. Su duayeni olan hocalardan bir tanesidir. ASAT bunun ihalesini zaten yaptı. Bizim yapmış olduğumuz taşkınla ilgili projemizden kesinlikle az olmamak kaydıyla, yatağı daraltmadığınız zaman yukarıda herhangi bir baraj yapmanıza gerek kalmıyor. Oradaki yer altı su kaynakları açısından da çok hassasiyet var. Bunların hepsi göz önüne alınarak bilimsel bir çalışma yapılacak. Baştan beri işin içindeyiz ama süreçte de proje firmaları yapmış olduğu çalışmaları hep DSİ ile görüşerek şekillendirecek. Baraj gerekirse yapılacak ama şu an gerek görülmüyor. Bunlar proje çalışmaları sonucunda ortaya çıkacak. Bizim buradaki temel amacımız kesitin daraltılmaması. Saniyede 2 bin 700 metreküp hatta Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları 4 bin metreküpün üzerinde.Yeraltı kaynaklarının suları ile tuzlu suyun karışmasını nasıl engelleyeceksiniz?Orada birkaç tane Boğaçay kuyulsu var. Duraliler’e zaten zararı olmayacak bunun. Yukarıdaki basınç yer altındaki suyun akışını engellemeyecek şekilde. Bu konuda çok bilimsel olarak üniversitedeki hocalar çalışıyor.Yılda 1 milyon turist çeken sizinle beraber çok değişik kurumların da söz sahibi olduğu Köprüçay var. Rafting yapılıyor. Onunla ilgili bir çalışma yapılacak mı? Köprüçay ile ilgili, Beşkonak Barajımız var. Raftingi kesinlikle etkilemeyecek. Köprüçay ile ilgili, dere ıslahı çalışmalarımız sürdürülüyor. Köprüçay’ın üstünde şu an iki tane Adıgölet Barajımız devam ediyor. Yeşilbağ ve Manavgat Saçıdere’miz var. HES projesi devam ediyor. O projeler Köprüçay’a hiçbir zarar vermeyecek.
SALI SOHBETLERİ
17 Mayıs 2016 - 11:17
Güncelleme: 08 Nisan 2017 - 17:31
SALI SOHBETLERİ -21: TURKAY ÖZGÜR - DSİ BÖLGE MÜDÜRÜ
Salı Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu Devlet Su işleri (DSİ) Bölge Müdürü Turkay Özgür oldu. Özgür, DSİ’nin çalışmalarından, su sorununa kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
SALI SOHBETLERİ
17 Mayıs 2016 - 11:17
Güncelleme: 08 Nisan 2017 - 17:31