SES GETİREN KAMPANYALAR
Uğur Karaca ile KADER birbirini nasıl buldu?Benim KADER’le tanışmam Kent Konseyi’nde Siyaset Grubu Sözcüsü olduğum dönemde oldu. O dönemde KADER ’in Antalya’da yeni bir eğitimi vardı. Siyasi partilerdeki kadın adayları ya da yönetim kurulunda olan kadınları eğitime alıyorlardı. Kent Konseyi Siyaset Sözcü’sü olduğum için öyle katılabilmiştim. KADER, eğitimlere siyasetin içinde aktif olan kadınlara ya da onları teşvik eden kişileri dahil ediyordu. Orada tanıştım. Ayşe Kılıç o zaman KADER temsilcisiydi. Kadın meclisi ile birlikte ile yapılan bir proje ile o zaman ne yapmalıyız diye konuşulmuştu. Antalya’da çok uzun yıllardır bir kadın milletvekili yok. Mantıken de öyle olması gerekiyordu. Kadın milletvekili istiyoruz diye bir proje yapılmıştı. Orada yine bu projeyi yürütecek 17 STK’nın kadın temsilcilerin katıldığı bir kadın platformu oluşturuldu ve hedef 275 Projesi başlatıldı. Bu projenin adı kadın milletvekili istiyoruz şeklindeydi ama ses getirmesi için mantıken yüzde 50’yi hedefleyen anlamı kazanması başka bir başlıkla start verdik. Hedef 275 dedik hatta Antalya için 5 kadın milletvekili istiyoruz diyerek, sesimizi yükselttik. Biliyorsunuz o zaman kadar kadın örgütlerinde kotalar düşünülüyordu. Yani yüzde 30-33 olmalı gibi. Biz kendi içimizde bunu konuşurken nüfusun yarısı kadınsa, neden yüzde 50 değil diye sorduk? Onun için 275 demiştik. Daha sonra KA.DER’in projesi çok desteklendi. Biraz o zaman bıyık altından çok uçuldu falan dendi ama mantık yerine oturdu. 17 kadın STK ile çokta güzel yürütüldü ve ses getirdi.
2010 YILINDA ÜYE OLDUM
Temsilcilik süreciniz nasıl oluştu?KA.DER, şube konusunda Antalya bir talihsizlik yaşadığı için temsilcilik bazında yürümeyi tercih etmiş. Bizim yaptığımız işler bağlamında fark etmiyor aslında. Şube olduğunuz zaman dernekler masası açısından çok daha fazla yükümlülüğünüz oluyor. Bir kere bir daireniz olması lazım. Hesap işlerini takip edecek sorumlu kişi olması lazım. Böyle olunca biz yapacağımız işlerimizi yani kendimizi daha iyi yönlendirebiliyoruz. 2010’da ben üye oldum. Çok uzun bir süre sayılmayacak zarfında da temsilcisi oldum.
KA.DER’DE ÜYE OLMAK YETMEZ
Antalya temsilciliği üye sayısında bugün ne durumdayız?O zamana göre üç katı gibi diyebilir. Tabi yine çok yüksek bir sayı değil. KA.DER diğer derneklerden biraz farklıdır. Üye sayımızı muhakkak arttıralım gibi bir şey yok. Olsa tabi sizin söylediğiniz şubeleşme konusunda da çok daha kolay bir şeyler yürüyebilir. KA.DER’de üyelerin biraz bir şeyleri taşıyabiliyor ve bir şeylere vakıf olması lazım. Dernek üyesi olması yetmiyor. Hakikaten taşın altına elini koyması, kadın siyasetinde ki aday olacak ve yönetimine gelecek kişilere yardımcı olacak donanıma sahip olması gerekir.
MEDYA DESTEĞİ ÖNEMLİ
Sadece kadın olduğu için bir yerlerde pozisyon sahibi olmak isteyenlere karşı bir duruşunuz var mı?Sadece seçim endeksli değiliz. Bakış açımız belli. Zaten böyle olmasaydık, tüm adayların bize üye olmasını isterdik ama adayların KA.DER’E üye olma zorunluluğu yok. Ayrıca bu düşüncede olsak her seçim dönemi en az 100- 150 üye yapardık. Her seçim böyle düşündüğünüz zaman özellikle Antalya’da birden bire, son dönemlerde de artıyor zaten. Kadın aday adayı son yıllarda çok yüksek sayılarda olmaya başladı. Özellikle KA.DER’in bu siyasi partilerin üzerine oluşturduğu baskılarla ki sizin öneminiz bizim için çok büyük. Biz bunu yaparken ancak medya desteği ile bu siyasi partilerin üzerine baskı kurabiliyoruz. Onlarda bir şekilde istediğimiz gibi tam seçilebilir sıralara değil ama son 15, 20 yıldır listelerine biraz daha kadın koymayı, sonra listelerdekini baskılarla biraz daha üst sıralara koymaya başladı. Daha sonra seçilebilir sıranın sonuna bir aday daha ekliyor, siyasi partiler. Antalya’da AKP diğer şehirlerden farklı olarak listelerinde kadın aday belirledi.
KOTA KONUSUNU ÖNEMSİYORUM
Karşımıza Kadın Kolları, Kadın Meclisi, Kadınlar Plajı gibi ayrımcılıklar çıkıyor. Kadının insanlığı üzerinden neden mücadele edilmiyor? Bir kere kendimiz ayrıştırıyoruz kadın ve erkeği…Aslında ayrıştırılmış mevzuyu biz daha eşit duruma çekmek adına emek veriyoruz. Çünkü kadın kotası olan listelerde bile hala kadının yerine erkek aday belirlenebiliyor. Ayrıştırılmış bir şeyi biz daha eşitlikçi bir yere çekmeye çalışıyoruz. Tersinden bakmak açısından güzel. Zaman zaman biz kendi içimizde de bu tür öneriler gelir. Kota konusu bütün dünyada böyle sağlanabilmiş. Ben kota konusunu önemsiyorum. Çünkü başka türlü, kadın kotasının olduğu bir yerde bile bu kota erkeğe kullanılabiliyor. İlla kadın olsun diye değil. Kadın olsun da ne olursa olsun diye bir şey zaten yok. Bir kere bir kadın bakış açısına sahip olması lazım. Yani kadınlarda erkeklerde davranıyor ve düşünüyorsa o olmuyor. O zaman niye kadın? O zaman erkek zaten var. Bir kere kadın bakış açısına sahip olması lazım. Kadın kimliğinden gelen, sorunları çok daha barışçıl çözebilen, yasalara, doğaya, kadınlara, çocuklara daha farklı bakabilen, yaşam alanlarına kadınlar açısından çok daha farklı bakabilen. Yine STK’lara yakın olabilen. Toplumla ilgili birçok şeye ayrıntılı bakabilen, sorunlara yapıcı yaklaşabilen yapısıyla biz öyle düşünüyoruz. Kadın kolları dediniz. O konuda da yıllardır söylediğim bir şey var. Bazen bakıyorsunuz niye kadın kolları, kadın kolları kadınların önünü kesiyor diyorlar. Bunu böyle söylemek bizim Türkiye gerçeğini görmemek oluyor. Tamam, ortada bir kesim aktif, bazı şeyleri aşmış kadın kitlesi var ama biz bunu daha fazla genişletmek istiyor isek, kadını ilk önce evinden çıkarmamız lazım. Kadını o siyasi partiye çekmemiz gerekiyor. Kadın evinden çıkıp o siyasi partiye gelemiyorsa siz ona bir şeyleri nasıl vereceksiniz? O farkındalığı nasıl oluşturacaksınız? Bu anlamda kadın kolları önemli. Ben kadın kollarına gidiyorum dediğinde, evindeki sert bakış açısını da törpüleyebiliyor.
KADIN KOLLARI İŞLEVSEL HALE GELMELİ
Bu durumda gençlik kollarının seçim dönemlerinde işi afiş asmak, kadın kollarının ki de kapı kapı dolaşmak oluyor maalesef…Dikkat ederseniz son iki seçimdir bu durum değişti. Kadın kolları Türk toplumunda belli bir safhaya gelene kadar gerekli olabiliyor. Az önce söylediğim bağlamda. Kadın Kollarını hemen yok edelim demek sorunu çözmüyor. Ama biz mesela diyoruz ki kadın kollarını daha işlevsel hale getirelim. Onlarında söz söyleme hakkı olsun. Hatta devletin siyasi partilere verdiği bir para var biliyorsunuz. Onun yüzde 40’ını tamamen kadın kollarına verilsin. Kadınlar zaten onu nasıl kullanacakları ve kendilerini nasıl geliştireceklerini biliyorlar.
TANSU ÇİLLER ÖRNEĞİ
Kadınlar daha iyi yönetir diyoruz. Bu ülke kadın başbakanla da yönetildi. Şu an hiçbir partinin başkanı kadın değil. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?Geçmişte bir kadın başbakan yönetti. Beğenmiyor olabilirsiniz. Sayın Tansu Çiller her zaman örnek olarak gösteriliyor. Ama cumhuriyet tarihi boyunca da hep erkek başbakanlar yönetti. Onlar hepsi iyi mi yönettiler? Orada sadece onun kadın olduğu için eleştirilmesi de çok doğru değil. Bundan sonraki gelecek olan kadınlar çok daha farklı olacaktır. Biz, hangi kadın derken? Kadın bakış açısına sahip olan, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı şiddeti sonlandıracak kararlıkta olan, laik Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, eksiksiz işleyen bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkesini benimseyen, sivil toplumun güçlendirilmesinden yana olan, her türlü fanatizme, yobazlığa, ırkçılığa, toplumsal kirliliğe, şiddete ve savaş karşı çıkan ve çevreyi koruma bilincine sahip olan, dürüst, ilkeli ve birleştirici bir üslubu olan, siyasete kendi çıkarı için değil, kadınların ve halkın temsilcisi olarak giden kadın adayları KA.DER olarak destekleriz.
AKŞENER KADAR ÖNÜ KESİLEN OLMADI
Siyasi hayatta liderlik anlamında kadınların önünün kesildiğine inanıyor musunuz? Meral Akşener örneği var önümüzde.Meral Akşener örneği ciddi bir örnek. Siyasetin içinde geliyor. Her kademesinde görev yapmış. Bakanlıkta yapmış. Bakanlık yaptığı dönemde bile karşıt görüşler tarafından dahi hakkında kötü görüşler ileri sürülmeyen bir kadın siyasetçimiz. Herhalde onun kadar önü kesilen kadın değil, siyasetçi olmamıştır diye düşünüyorum. Meral Hanım har zaman kadın örgütleriyle de yakın olmuş siyasetçimizdir. Zorlu mücadelesinde kendisine başarılar diliyorum.
ACIMASIZCA EŞİTSİZLİK VAR
Meclise kadın milletvekilleri var ve bu kadın milletvekilleri erkek egemen söylemi değiştirmek için hiçbir şey yapmayıp aksine onlarda o söyleme katkıda bulunuyorlar. Yani yasalara karşı tepkilerini göremiyoruz. Erkek yasaları çıkıyor ve meclisteki kadınlar bunun için neden hiçbir şey yapmıyorlar?İşte zaten orada yine aynı yere geliyoruz. Orada bir kadın sesinin, kadın gücünün hissedilebilmesi için belli bir noktaya gelmemiz lazım seslerini çok fazla çıkartamıyorlar. Grup kararlarına uymak zorunda kalıyorlar. Bir daha ki seçimlerde tekrar aday olma düşüncesi de etken olabilir. Mecliste bu kadınların sayısı çoğalacakta ne olacak? Tabi ki yüzde 30’un üzerine çıktığı zaman kadınlar daha seçilebilir oldukları için sesleri daha iyi çıkabilecek. Ama bugün hakikaten çok acımasız bir eşitliksiz içindeyiz. Mümkün olduğu kadar biz KA.DER olarak kadınlar evlerinden çıksın, kendi partilerinde bir şeyin için taşın altına ellerini koysunlar, gerçek anlamda siyasetin içinde olsunlar istiyoruz. Aday adayı olduklarında erkeklerin 80 yıldır siyasetin içinden gelen alışkanlıklarına karşılık kadınlara bilgi konusunda desteğimizi tam veriyoruz. KA.DER olarak her daim yanlarında olduğumuz hissetmek, eğitim desteği vermek kadının siyasi platformda kendini daha görünür hissetmesini sağlıyor.
KA.DER İLE AYNI KATEGORİDE DERNEK YOK
KA.DER hiçbir parti gözetmeksizin kadınlara destek olmak için çaba sarf ediyor. Ancak buna rağmen özellikle sağ partilerin sizi ötekileştirerek, bir tehlike gibi görmelerinin sebebi nedir? Size karşı bir dernek oluşturulmasına ne diyorsunuz?Ne olursa olsun bir kadın derneğidir. Kadın derneğinin aleyhine cümleler kurmak istemem. Ama benim söylememe de gerek yok zaten. Bir partinin kurduğu dernek.
KA.DER’İN SİYASİ GÖRÜŞ YOK; MİSYONU VAR
KA.DER’in siyasi görüş var mı?KA.DER soldur ya da sağdır diyemezsiniz. KA.DER kendi misyonu sürdürmek için gerçekten birinci mücadelesi budur. Taraf olsa zaten KA.DER olmaz. Bütün herkese aynı samimiyetle yaklaşmak zorundasınız. Genel kurul zamanlarında kim çağırıyorsa gideriz. Bazı dönemler birileri daha fazla görülür. O da o partinin genel kurul dönemleridir. O da çağırmıştır, o da çağırmıştır. O grup daha fazla görülebilir. Ama bu bir ayrım değil. Bu çok ince biz çizgi. Biz çok dikkat ederiz buna. Hiç kimse diyememelidir ki KA.DER şu partiye daha yakın duruyor diye. Örneğin bir partinin kadınları inanılmaz bir şekilde mücadelelerini veriyor. Zaten onlarda bakıyorsunuz yüzde 48, 50.
KADIN YEREL YÖNETİMİN İÇİNDE
Yerel yönetimlerde ve parti yöneticisi olma adına bir çalışmanız var mı?Bu seferde belediye başkan adayları, meclis üyesi, muhtarlara destek oluyoruz. Geçtiğimiz seçimde baktık kadın muhtar adayları artmış. Bize biraz geç intikal ettiler. Biliyorsunuz bir zaafımızda kadınlar olarak seçim olacağına yakın bir şeyler başlamak. Artık öyle yapmıyor kadınlar. Artık siyasetin içindeler ve her yerde görünür ve tanınır olmaya çalışıyorlar. Eskiden yüzü eskimesin, aleyhimde bir şeyler çoğalmasın diye düşünüyorlardı ama artık öyle değil. Muhtarlar bazında siz muhtar adayı olacaksanız buna son 6 ayda mücadeleye başlamanız yeterli değil. Siz bu mahalleye muhtar adayı olmak istiyorum diyorsanız iki yıl öncesinden insanlara kendinizi tanıtmaya başlamanız lazım ki son 6 ay propaganda yaparken o insanlar sizi tanıyor olsun. Çünkü muhtarlıkta âdeta babadan oğula geçen bir şey var. Çünkü insanlar nasıl olsa orada işler yürüyor bir başkası gelse ne olacak bilmiyoruz diye oy veriyor. Ama bir şey var bütün yerel yönetimlerde tamamı kadın olması lazım. Çünkü yaşadığı şehirde her türlü sorunu çok daha rahat gözlemleyen ve onlara çok daha rahat çözümler üretebilecek olduklarını düşünüyorum. Çünkü o şehirde yaşana her türlü sorunu en derinden hisseden yine kadınlardır. Bir kadın bütün bunların sorunlarıyla hep kadın ilgilendiği için böyledir. Evinizde bir hastanız varsa onu çoğunlukla o kadın götürü getirir. Bir yere o götürür. Her türlü sorunu kadınlar yaşıyor yerel yönetimlerde.
SEÇİLMİŞ KADINLARDAN BEKLENTİMİZ VAR
Kadın adayları destekledikten sonra o adaylar seçildikten sonra KA.DER’in bir talebi oluyor mu o seçilenlerden?Tabi ki bizim taleplerimiz var ve onları yayınlıyoruz. Kadın milletvekillerinden beklentilerimiz oluyor. Kadın milletvekili yaşadığı şehirde kadın bakış açısı ve kadın duyarlılığıyla hizmetler vermesini bekliyoruz.
SİYASİ PARTİLER BİZİM İÇİN VAR
Sadece kadınları desteklemek değil kadınları eğitmek adına da bir şeyler yapılabilir mi? Yasalar çıkıyor dediniz ama kimse o yasaların alt metnini okumuyor. Bu konuda eğitim verilemez mi?Bizim siyasi partilerimiz çok lidere bağlı. Siyasi partiler takım tutar gibi, adeta onların askerleriymiş gibi düşünüyorlar, kendilerini. Halbuki biz siyasi partiler için değiliz. Siyasi partiler bizim için var. Bir kere bunu öğrenmek gerekiyor. Herkes kendi partisini yeterince eleştirebilirse, siyasetçilerde o şekilde davranamayacaklar. Söylediğinde de geniş halk tabanına ne kadar ulaşabilirsiniz? Tüm imkanlar maalesef onların ellerinde. Ve onlar çok güzel algılar oluşturabiliyorlar.
HEYKEL YAPMAYA AŞIK OLDUM
Sanata merakınız nasıl başladı? Kendinizi nasıl keşfettiniz?O dönem aslında resim düşünmüştüm. Hayatımızın bir yerine artık bir sanat koyalım diye düşündüm. Baktım ki o dönem bir heykel kursu var halk eğitimin. Heykel yapabileceğimi hiç düşünmemiştim ama heykel konusu hep ilgimi çektiği için sadece orada bu işler nasıl yapılıyor gözleme fırsatım olur, ne görsem kardır diye başladım işin doğrusu. Ben heykel yapmaya aşık oldum ama. Aşk hissediyorsunuz. Hayatımda kendim için yaptığım çok istisnai bir şey. Çok başka bir şey, sanat herkese lazım. Aşk nedir? İnsana çok heyecan veren bir şeydir. Bende çok heyecanlanıyorum heykel yaparken. Dünyanın bütün kötülüklerinden kopabiliyorsunuz.
KEDİLERİM VE BEN
Bir de hayvan sevginiz var…Ben çocukluğumdan beri hayvanları çok severim. Çocukken arkadaşlarımla oyun oyarken evciliğimize hep onları da katardık. Her zaman hayvanlar hayatımın bir tarafında oldu ama içinde olmamıştı. Bundan 8 yıl önce bir kedicikle başlayıp, yavaş yavaş onlar gelmeye başladı. Çaresiz bir yavru ya da hastalanmış bir şekilde geliyorlar sizi buluyorlar. Nasıl oluyor bilmiyorum ama. Kıyamıyorsunuz. Hadi bu da bu da diyorsunuz. Siz onları bakıp iyileştirdikten sonra gitmiyorlar orada kalıyorlar. Hadi siz onlara da bir yer bir yer derken çoğalıyorlar. Sokağımız da olan kedi ve köpekleri saymıyorum bile. Biraz zor oluyor ama kıyamıyorum. İşlerimi hallederken ilk fırsatta eve gidip onlara bakıyorum, veterinere gidecek olan varsa onu bırakıyorum. İşe geri dönüyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: