Yunanistan Sağlık Bakanı Panayotis Kouroublis, sıradan bir politikacı olmaktan oldukça uzak. Ülkenin ilk görme engelli bakanı olan Kouroublis, aynı zamanda Avrupa’daki nadir engelli bakanlardan. Uzun yıllardır Yunan siyasetinin içinde olan, geçen yıllarda yapılan anketlerde de en sevilen milletvekillerinden biri seçilen Kouroublis ile Atina’daki makamında bir araya geldik.
Karadeniz’i dolaştım
Nazi işgalinden kalan bir bombanın infilak etmesi sonucu görme yetisini yitirdiği 10 yaşından beri mücadele eden Kouroublis, kendini ‘Yunan halkının demokrasi ve eşitliği temel alan onurlu bir hayat yaşamasına’ adamış. Pontus Rumu olan ailesi Türkiye’den göç eden Kouroublis röportaja, “Türkiye’ye gittim. Samsun, Amasya, Trabzon’u dolaştım. Ailem 1924’te mübadele sırasında Yunanistan’a geldi. Pontus Rumlarının zengin ailelerinden biriydi. Göç büyük bir sınavdı. Doğdukları yeri terk etmek zorunda kalan, servetini arkasında bırakan herkes için büyük bir zorluktu” diyerek başlıyor. Kouroublis sorularımıza şu yanıtları verdi:
SYRİZA, sosyal politikalar açısından Yunanlara ne vaat ediyor?
SYRİZA, sadece küçük bir ülkede bulunan bir hükümeti temsil etmesine rağmen milyonlarca insanın ideallerine ses veriyor. SYRİZA, barışın, demokrasinin, insan haklarının, sosyal, liberal hakların ve yüksek standartların olduğu, insanın değer gördüğü bir topluma inanıyor. SYRİZA, bütün dünyayı değiştirmek için çok küçük. Ancak tarih, değişimin küçük gruplardan başladığını kanıtladı. Özgürlükler ne kadar kısıtlansa da, insanlar bir yolunu bulur; kapıdan giremezse pencereden girer. Pencere de kapalıysa duvardan geçerler. İnsanlar nasıl oldu diye şaşırır, ama aşk da böyledir (gülüyor).
Gençler asi olmalı
SYRİZA’nın ocak ayındaki seçimlerden beri gösterdiği performansa bakılırsa umutlara karşılık verdiğinizi düşünüyor musunuz?
Bu ilginç sorunuza cevap vermeden önce Avrupa vizyonuna inanan biri olduğumu söylemeliyim. Ancak Avrupa, ona inanan herkese hayal kırıklığı yaşattı. Küçük bir ülke olmamıza rağmen Avrupa’ya inanç aşılayabiliriz. İşçi hakları, onurlu yaşama hakkını savunuyoruz; çalışanların maaşlarının artmasını, sosyal haklara, sağlık ve eğitime ulaşmalarını hedefliyoruz.
Benim ülkemde Troyka’nın (AB, IMF, Avrupa Merkez Bankası) politikaları hijyenik yoksulluk yarattı. Herkesin ulaşabileceği kamu sağlık sistemi istiyoruz. 20 gün önce Başbakan Aleksis Çipras bakanlığımızı ziyaret ederek bize onur verdi. Ziyaret ettiği ilk bakanlıktı. Bazıları bunu benim için yaptığını söylüyor ama ben sağlık için diyorum (gülüyor).
Batı basının bu kadar kısa süre içinde SYRİZA hükümetini eleştirmeye başlaması adil mi?
SYRİZA, Yunan halkı tarafından dört yıl boyunca yönetmesi için seçildi; sadece dört aydır iktidarda. Sizi temin ederim ki en azından benim alanımda çok temel reformlar gerçekleştiriliyor. Başbakan 4 bin 500 doktorun işe alınacağına söz verdi; son beş yıldır tek bir kişi biri işe alınmamıştı. Haziran ve temmuzda 5 bin kişi daha işe alınacak. 2 bin yatak yoğun bakıma gelecek. Önümüzdeki günlerde ilaçlarını almak zorunda olanlar, özellikle kanser hastaları ilaçlarını hastanelerden alacak. Mayısta 2.5 milyon sigortasız kişinin tedavi görebileceği yeni bir sistem tanıtılacak.
Gençliğinizde siyasi hareketlere aktif bir şekilde katılan bir öğrenciydiniz. Anarşistlerin Atina Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği işgali nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok asi bir öğrenciydim. Siyasi görüşlerim nedeniyle yargılandım. Gençler her zaman hareketli olmalı. Tabii ki aşırılığı savunmuyorum; ancak gençler hakları için savaşmazsa bir toplum ilerleyemez. Gençlerin hareketleri demokrasiye tehdit oluşturmaz; demokrasi ancak büyük eşitsizliklerle tehdit edilir.
Ailenizin Türkiye’den göç ettiğini ve yaşanan acıları göz önünde bulundurursak, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi için ne yapılmalı?
Göçmen bir aileden gelmeme ve annemin babasını bu süreçte çok genç yaşta kaybetmesine rağmen, Türk halkına karşı içten bir sevgim var. Türkiye’den çok iyi arkadaşlarım var, insanlarımız hemen hemen aynı karakter özelliklerine sahip. Demokrasiye, sevgiye, dayanışmaya inanan, savaşa karşı çıkan insanlarımız var. Savunmaya ve silah yarışına onca yıldır harcadığımız para çok yüksek. Yunanistan bütçesinin yüzde 7’sini savunmaya harcıyor; Türkiye’de de benzer. Bunun yüzde 1’e düşürüldüğünü düşünsenize? Bütün bu para sosyal politikalar ve işçiler için harcanabilir. Korkarım Türkiye’de de gelir dağılımı adil değil. O yüzden yaşananlar tarihte, gerilim geçmişte kalmalı. Yunanistan, Türkiye’den bir şey istemiyor; Türkiye de istememeli.
İnsanların beraber olmasından iki ülke de faydalanır. Fanatiklik hiçbir zaman olumlu sonuçlanmadı.
‘Engellilik, acizlik değildir’
Engellilerin hakları için uzun yıllar boyunca savaştınız. Sizce engelliler eşit temsiliyet hakkına sahip mi?
10 yaşında görme duyumu kaybettiğim zaman, çok genç yaşta bu acı gerçekle yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Bir dönüm noktasındaydım; kaderimi kabullenecek miydim, başkalarının hayatımı kontrol etmesine mi izin verecektim, engelimin içinde hapis mi olacaktım? Hayır, tüm bunları reddettim; hem azizleri, hem doktorları. Ben mücadele etme yolunu seçtim; önyargıları, batıl inançları, fikirleri reddettim. Kimsenin hayatım hakkında karar vermesine izin vermedim; aşık olduğum kadınlara bile... Çoğu zaman inancımı yitirdim. Ama hiçbir zaman geriye bakmadım, her zaman daha iyisini umut ettim. Her zaman gökyüzüne baktım. Hep önüme baktım, her zaman ne olmak istiyorsam onu olma hakkımı talep ettim. Büyük engellere rağmen, bu bakanlıkta tam üç kez bulundum. 1981’de bakanın özel danışmanı olarak genç bir avukatken geldim. 1993’te bakanın genel sekreteri olarak buradaydım. Şimdi sağlık bakanıyım. Bu Başbakan’ın hem Avrupa’ya hem de dünyaya verdiği bir mesajdır: Engellilik, acizlik değildir. Hayatımın motto’su da “Benim dışımda kimse, benim hakkımda karar veremez.” Onurlu ve özgür bir toplum yaratılmasının tek yolu bu.
İnsan kaçakçılığı için işbirliği gerekli
Akdeniz’de batan gemilerden dolayı göçmenlerin yaşadığı sağlık sorunlarına dair bir planınız var mı?
Türkiye ve Yunanistan arasında insan kaçaklığını önlemek için daha iyi bir işbirliği olmalı. Türkiye ve Yunanistan gibi modern toplumların, yoksul insanların insan kaçakçıları tarafından kullanılmasına izin vermesi çok trajik. Bu insanlar sağlık desteğinden yoksun bırakılamaz. Bir yandan da bu durum çok büyük bir ekonomik ve sosyal yük yaratıyor. Dublin II Anlaşması’na göre Yunanistan’dan giren bir göçmen Almanya’da gözaltına alınırsa bize geri gönderiliyor, akıllı Avrupalıların yolu bu. SYRİZA, göçmen sorununun Avrupa sorunu olduğunu vurguluyor. Her ülkenin ekonomik kapasitesine ve nüfusuna göre bu yük paylaşılmalı.
Almanya artık her şeye sahip olamaz
Almanya’nın Yunanistan’ın II. Dünya Savaşı’na dair istediği tazminata karşı çıkmasına ne diyorsunuz?
Yunanistan, 1922’de Türkiye’ye karşı savaşını kaybetti. Yok olmuş bir ülke olmasına rağmen bütün sorumluluklarını yerine getirdi. Yunanlara ait mal varlıkları Türkiye’ye bırakıldı. Almanya bugün krizden milyarlar kazanıyor. Londra’da 1953’te Almanya birleştikten sonra Yunanistan’a tazminat ödeyeceği kararı alınmasına rağmen, bunu bilmiyormuş gibi davranıyorlar. Şimdiye kadarki Yunan hükümetleri konuyu ortaya koyacak kadar cesur değildi. Her şeye sahip olamazlar.
Ölü sayısı 1900'ü geçti
Yorumlar
Kalan Karakter: