Türk halkı 7 Haziran seçimlerinde hiçbir partiye tek başına iktidar olma hakkını vermedi. Liderler arasındaki görüşmeler sonuç vermeyince koalisyon ihtimali de ortadan kalktı ve tekrar sandık başına gidilmesi kararı alındı. Şimdi tüm gözler 1 Kasım’da yapılacak erken genel seçime çevrildi. Kritik tarih yaklaştıkça siyaset arenasının ateşi de yükselmeye başladı. Türkiye 1 Kasım’da sandık başına gidecek. Tarih yaklaştı, haliyle vaatler de yine ardı ardına geldi. Siyasi partiler, seçmeni kendi safına çekmek için birbirleriyle kıyasıya bir yarış içine giriyor. Peki, halk siyasilerin yerinde olsaydı kendi vaatlerini nasıl sıralardı? Hürses Gazetesi olarak Antalyalılara ‘Bir siyasi partinin lideri olsaydınız halka vaatleriniz neler olurdu?’ diye sorduk. Daha çok ekonomi temelli vaatlerde bulunan vatandaşlar, terörü bitirme, işsizlik ve yoksullukla mücadele için asgari ücretin artırılması, eğitim sorunu, emekli maaşlarının yükseltilmesi, sürdürülebilir bir turizm, Avrupa Birliği, nitelikli personel ihtiyacını karşılayacak eğitim programları geliştirmek, sağlık ve mazot ücretlerinin düşürülmesi gibi pek çok vaatte bulunuyor.
ÖZEL SAĞLIK KURUMLARININ UYGULADIĞI FİYAT POLİTİKALARI ENDİŞE VERİCİ
İşe sağlıktan başlardım. Günümüzün değişen rekabet koşulları içerisinde, özel sağlık kurumlarının uyguladığı fiyat politikalarındaki farklılıklar hasta hakları konusunda endişe verici. Aynı tedavi için A isimli özel hastane bin lira talep ederken, B isimli diğer özel hastane 3 bin lira talep etmektedir. Burada hastanın gelir seviyesine göre mi kalite belirlenmektedir? Ancak tedavi ve katılım payı ücretlerinin hastaları sağlıkları ve paraları arasında tercih yapmaya zorlaması etik olmadığı gibi adil de değildir. Ben kamunun, sağlık hizmetleri vermesinin yerine, sağlık hizmetleri veren kurumların fiyat politikalarını düzenleyen, denetleyen, kurallarını koyan bu doğrultuda çalışmalar yapan böylelikle asıl sorumluluğu olan koruyucu sağlık hizmetlerini ileri ülkeler seviyesine taşıyan bir organ olmasını sağlardım. AVM’lerin şehir esnaflarının ticari ve ekonomik hayatlarında, çalışanlar ve ruh ve beden sağlıkları üzerinde etkilerini araştıracak bir komisyon kurar, bu komisyonun hazırlayacağı rapor doğrultusunda AVM’lerin açılış-kapanış saatlerinin belirlenerek şehir esnafının da AVM’ler karşısında hayatta kalmalarını sağlayacak çalışmalarda bulunurdum.
Bülent Güler/42
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARINI KISARAK EMEKLİYE DAHA FAZLA PAY AYIRABİLİRİZ
Ben bir siyasi partinin lideri olsam halka önce fabrikalaşmayı çoğaltma sözü verirdim. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı fabrikalar kapatılınca insanların işsiz kalması daha çok arttı. Onları tekrar açarak istihdamı arttırırdım. Bence bir ülkenin temeli fabrikalardır. Almanya örneğinde de görüldüğü üzere araba fabrikaları herkesin geçim kaynağı. Ama şuanda Türkiye’de, Antalya’da öyle bir sanayi yok. Ne zaman ki turizm bitti Antalya da bitti. Ekonomi konusunda ise milletvekili maaşları çok fazla. Onların maaşlarını keserek, harcamalarını azaltarak emekliye daha fazla bir pay ayırabiliriz. Bir haberde okumuştum. 1 Kasım’a kadar geçerliymiş ama bir milletvekili mecliste olduğu süre boyunca 1 saatte 1 milyar para kazanıyormuş. Bu asgari ücretli bir vatandaşın bir aylık maaşına denk geliyor. Paramız yok deniyor ama Suriyelilere, ekstra her şey veriliyor. Emeklilerin maaşlarını arttırırdım.
MESLEK EDİNDİRME KURSLARI DAHA GENİŞ KAPSAMLI YAPILMALI
Asgari ücret için de en az 2 milyar derdim. Muhakkak bir kaynağımız vardır. Biz her şeye bir kaynak buluyoruz. Bankalar çok fazla faiz alıyor. Ekonominin biraz rahatlaması için faizleri düşürürdüm. 10 milyar kredi çekeceksen banka senden 4 milyar faiz alıyor. Meslek edindirme ile ilgili de ASMEK gibi yerlerin formalite değil de, daha geniş kapsamlı gençlere öğretici ve meslek edindirici bir şekilde büyüterek yapmak lazım. Gençlere nasıl para kazanacakları eğitimlerle öğretilerek onları ekonomiye dahil ederdim. Ekonominin temeli küçük esnaftır. Bunu göz önünde bulundurarak AVM’leri şehir içine değil de daha çok şehir dışına almak için çalışırdım. Eğitim konusunda ise okul sayıları gittikçe artıyor. Ama bunu düzenli bir şekilde yapmak lazım. Onun için eğitimin daha planlı bir şekilde yapılması gerekiyor.
Tolga Varol/28
VERGİ SİSTEMİNDEN BAŞLARDIM
İnsanların gelir düzeyini ferahlatacak bir sistem oluşturmaya çalışırdım. Biraz daha devletin insanlara kolaylaştırdığı bir vergi sisteminden başlardım. Vergi sistemi işletmeciler için çok ağır külfetler oluşturduğu için insanlar vergi yükünün altında eziliyor. Bu vergi gerçek anlamda düşürülse işletmeciler de bunu gelir dağılımı olarak işçiye yansıtacaktır. KDV oranları yüksek olduğu zaman işletmeciler bu gelir dağılımını ister istemez ona göre yapmak zorunda kalıyor. Asgari ücretteki sıkıntılar da buradan kaynaklanıyor.
BİR EV BİR ARABA
İnsanlar ‘benim 10 tane dairem, 10 tane arabam olsun’ istemiyor. Halkın istediği belli standartlarda günümüz koşullarında makul olan bir ev, bir de arabadır. İnsanların refah içinde geçinmesi için gereken hayat standardı 1 ev 1 araba olarak gelir düzeyinin ayarlanması gerekiyor. Ben olsam bunun sözünü verirdim. İnsanlar çok büyük beklentileri olmadan, kimseye muhtaç olmaksızın sürdürülebilecek bir hayat istiyor. Zaten bu olduktan sonra insanlar diğer liderlerin ne makam arabası, ne zenginliği, ne sarayda oturması, ne de maaşları ile ilgileneceğini sanmıyorum. İnsanların bunlarla ilgilenmesinin sebebi kendilerinin çok alt kademede olup, diğer milletvekillerinin, cumhurbaşkanlarının refah içinde yaşaması. Yani her şey gelir düzensizliğinden kaynaklanıyor. Son olarak da, tutamayacağım vaad vermezdim. Bunu herkes yapıyor. Ben kişisel olarak tutamayacağım vaad asla vermezdim. Özgür Yılancı/31
MİLLETVEKİLLERİ NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTUYOR
Ben 73 yaşındayım. Gidiyorum. Onun için bu yaştan sonra halka verilecek bir vaadim yok. Ancak hırsızlıkla, yalancılıkla giden bir ülkeyiz. Bu ülkenin en güzel tarafı şu camilerdir. Fakat yanlış yapılıyor. Kimse bizi camilerle kandırmasın ve yalan söylemesin. Memleketin durumu iyi değil. Milletvekili oluyorlar ama nereden geldiklerini unutuyorlar. Asgari ücretten zaten insanlar bitmiş, tükenmiş. Herkes borç içerisinde, herkes icralık. 49 lirayı ödemeyen bir insan icralık. İnsanların karnını doyur, çalışsın, her şeyi yapsın. Her taraf Türkiye’den güzel. Ülke sıralamasında her bakımdan 154’üncü sıradayız. Hiçbir şeyimiz yok.
Yaşar Durmuş/73
BİN 500 LİRA BİLE AZ
Önce asgari ücretten başlamak isterdim. Asgari ücret normal şartlar altında bin 500 lira bile az. Ama Türkiye şartlarında bin 500 lira normal standart. Ben insanlara bin 500 lirayı taahhüt ederdim. İkincisi turizm. Tüm Türkiye’yi baz alırsak, turizme yönelik inanılmaz çalışmalar ve tanıtımlar yapmayı vadederdim. Özellikle sahil kentlerini daha farklı, daha göz alıcı, daha temiz ve nezih bir yere getirmeyi taahhüt ederdim. Buna da önce ülkemin, şehirlerin kültürünü tanıtarak başlardım. Turistleri otellere kapatmaktansa, şehrin genel insanlarını, genel kültürünü tanıtırdım. Ya da tanıtmaya yönelik eylemler yapardım. bir ülkeyi tanıtmanın en güzel yöntemi önce insanlarını, kültürünü tanıtmaktır. Önce insanlarımızı tanıtsaydık, sanırım diğer ülkelerdeki insanlar bizi çok daha iyi tanırdı. Önemli olan bizim insanlarımızı dış ülkeye tanıtmak.
YENİ BİR EĞİTİM SİSTEMİNE GEÇİLMESİ GEREKİYOR
Eğitim sistemine gerçekten bir neşter vurulup yeni bir sisteme geçilmesi gerekiyor. Hakikaten, gençlerimiz okuduktan sonra işsiz kalmamaları adına binlerce öğretmen adayı çıkarıp da onları ortada bırakmanın anlamı yok. İş sistemine yönelik daha farklı bir eğitim modeli çalışmalarının yapılması gerekiyor. Artı işsizlik. Herkes söylüyor iş var ama çalışan insan yok diye. Bu insanların belli bir hayat standartları var. Aile ve sosyal yaşantıları, gereksinimleri var. Bu insanlar çalıştıkları iş yerinden gereksinimini sağlayamıyorlar ki iş beğenmiyor pozisyonuna düşüyorlar. Milletvekilleri 15 bin lira maaş alıp ta benim vatandaşlarım bin lira maaşla geçinmeye çalışıyorsa bu ülkede zaten bir dengesizlik almış başını gidiyor ve bu saatten sonra bu insanlara hiçbir şey yapamazsınız.
HİÇBİR KADIN MECLİSTE UYUMAZ
Kadınlarımız çok zeki ve çalışkan. Evde oturup ev dedikoduları yapmaktan ziyade onları daha geliştirecek atılımlar yapardım. Halk Evleri bu noktada iyi bir örnek ama uzakta olup gelemeyenler için de bu hizmetleri onların ayağına taşıyarak kendilerini yetiştirmeleri adına ne gerekiyorsa onu yapardım. Mecliste kadın temsil oranının erkeklerle eşit olması gerekiyor. Mecliste uyuyan erkekler… Erkekler çok mu iş yapıyor. Ben zannetmiyorum hiçbir kadın mecliste uyuyarak resim vermez. Bizim kadınlarımız yabancı kadınlara nazaran pek beğenilmez ama bizim kadınlarımız gerçekten evinde ve işinde özverili kadınlar. Ve bu zeki kadınların mecliste olması kadar doğal bir şey yok, fazlalaştırılması gerekiyor. Mecliste biraz kadınlarımızın sayısı çoğalsın ki o meclisi biraz toparlasın, düzenlesin ve tertiplesin.
İlker Furtana/38
TERÖRÜ BİTİRME SÖZÜ
Terörü kesinlikle bitirme sözü verirdim. Bunu da müzakereyle değil, müzakereyle falan bu işler çözülmez. Bunu askere ve kolluk kuvvetlerine daha fazla yetki vererek yapardım. O zaman daha etkili olurlardı ve kısa sürede de sonuç alınırdı. Ulaşım araçları için ÖTV’yi düşürme sözü verirdim. Halkı rahatlatırdım. İnsanlar yüzde 40 oranında ekstradan yük altına giriyor. Yine yakıt indirimi sözü verirdim. Bugün bir benzin 5, mazot da 4 TL civarında. Ama bunun 2.5 lira seviyelerine düşürülmesi gerekiyor.
YERLİ ARABA
Şu anda işsizlik çok fazla. Özellikle genç istihdamını arttırmaya yönelik çalışmalar yapardım. Fabrikalara sigorta indirimi yaparak daha fazla istihdam sağlamasını sağlardım. Fabrikaların sayısını arttırarak, her işçi alan fabrikaya maaşında devlet olarak destek olmayı vad ederdim. Emekliler konusu üzerinde duracağımı söyleyerek maaşlarını 2 bin lira yapardım. Bu defa ek iş yapmak zorunda da kalmayacaklar, dolayısıyla istihdama da katkısı olacaktır. Bizim yerli bir araba markasına çok ihtiyacımız var. Kendimize ait bir Türk markası yaratma sözü verirdim. Yerli bir araba markanız olmadıktan sonra bu ülke hiçbir yere gitmez. Ama biz bugün hala asgari ücretin bin liranın üzerine çıkmasını bekliyoruz.
Mustafa Avkıran/39
MECLİSTE TEMSİL EDİLMEK İSTİYORUZ
Evleri üçer beşer katlı yapma yerine daha fazla katlı binalar yaparak yeşil alanlara daha fazla yer açma sözü verirdim. Dışarıdan öğrenciler geliyor. Onların da bizimle eşit haklara sahip olması için eşit şartları yaratırdım. Bazıları üniversiteye notsuz yerleştiriliyor. Ama bizler üniversiteyi kazanmak için gece gündüz çalışmak zorunda kalıyoruz. Sonra, eğitimin parasız olması gerekiyor. Parası olan özel üniversitede okuyor. Biri alın teriyle çalışırken, diğeri hiçbir şey yapmadan üniversiteye gidiyor. Kimse parası var diye ayrıcalıklı olmasın. Mecliste gençler olarak temsil edilmek istiyoruz. Seslerimizin duyulması gerekiyor. Meclisteki kadın temsili çok az. ‘Kadınlar ne anlar’ deniyor. Ama bir kadın hem çalışıyor akşamda geliyor evi ve çocuğuyla ilgileniyor. Tüm bunları yapan bir kadının mecliste neler yapabileceğini bir düşünler.
18 YAŞ ŞARTI KOYMAYI BİLDİKLERİ GİBİ 18 YAŞINDAN BÜYÜKLERİN SÖZLERİNİ DE DİNLEMELERİ GEREKİYOR
Görüşlerimize değer verilmesi gerekiyor. Ama şuanda sadece büyüklerin ve devlet başkanlarının sözleri geçiyor. Her şeye 18 yaş şartı koymayı bildikleri gibi 18 yaşından büyüklerin sözlerini de dinlemeleri gerekiyor. İnsanlar küçük yaştan itibaren neye kabiliyeti varsa, eğitimin kişiyi o yönde yönlendirmesi ve o kişinin de eğitimini onun üzerine alması gerekiyor. Bir insana 10 bin lira maaş vermektense herkese 2 bin lira civarında maaş verilerek herkesin çalışabilmesinin önü açılabilir.
Tuğçe Çeltikçi, Ümran Tülek, Melek Keser/18
YAPAMAYACAĞIM HİÇBİR VADİ VERMEM
Önce dürüstlük vaad ederdim. Dürüst olursan tüm kapılar açılır ve her şey yoluna girer. Çocuklarımız ölmez, anne-babalar ağlamaz. Bunlar çok önemli. Bir defa yapamayacağım hiçbir vaadi vermem. Asgari ücretin de en az 2 bin lira olması gerekiyor. Çünkü kendi hayatını idame ettirebilmesi için en az 2 bin lira şart. Emeklilik sistemini bir düzene koyardım. İnsanların belli bir müddet çalıştıktan sonra emekli olması için gerekli olan düzenlemeleri yapardım. Kadına maddi özgürlüğünü eline alacak her türlü iş koşullarının sağlanması gerekiyor. Herkes çalışacak ama 50 yaşına geldiğinde de bütün kadınları emekli ederim. İnsanlara hak ettiği parayı, maaşı düzenli verirseniz kimse çalmaz. Kadınlarımız, kızlarımız kötü yola gitmez. Aynı dünyada, vatanda yaşıyoruz. Biri bin lira alırken diğeri neden 10 bin lira alsın ki. Kadın ve erkek maddi olarak eşit olmalı.
Remziye Ağca/50
SOSYAL DEVLET
Öncelikle asgari ücretten başlardım. Asgari ücretliye kira yardımı yapardım. Süpermarketlerde indirim kuponları verirdim. Örneğin bir un 10 liraysa 2 lirasını ben devlet olarak karşılardım. Temelden başlayarak yukarıya doğru insanları iyi yaşatabilmek için çalışırdım. Asgari ücretle geçinen bir arkadaşım iyi yaşamaya başlarsa bu herkese yansıyacaktır. Emekliler çok önemli. Eğer bir emeklinin üniversite ya da başka bir yerde okuyan çocuğu varsa o çocuğun okuması için ona yardımda bulunurdum.
Yalçın Öney/53
DEVLET DAİRELERİNİ DİSİPLİNE EDERDİM
Benim ülkem için vaatlerim iyi bir gençlik, iyi bir gelecek, iyi bir ekonomi, iyi bir siyaset, iyi bir ordu ve altını çiziyorum iyi bir ekonomi olurdu. Ben olsam Avrupa Birliği’ne girmek için çok fazla uğraşmazdım. Çünkü bizim Avrupa’ya ihtiyacımız yok, Avrupa’nın bize ihtiyacı var. Devlet dairelerinde disiplinsizlik var. Ben olsam devlet dairelerini disipline ederdim. Bizim yeniden kendi sanayimizi ve teknolojimizi kurmaya ihtiyacımız var. Çözüm süreci belki iyi niyetli bir düşünceydi ama bana göre yanlıştı. Terör örgütünü biz kurmadık ve bu sorun böyle çözülmez.
İŞ YERLERİNDE CEP TELEFONLARINI KALDIRIRIM
Türkiye’de işsizlik diye de bir şey yok. Özel sektör 1 milyonun üzerinde işçi arıyor ama bulamıyor. Bunun en büyük sebebi de özellikle genç neslin elindeki cep telefonları. İş yerinde ellerinden telefonları düşürmüyorlar. Genç neslin ekonomiye katkısı ne kadar ki ellerinden telefonları düşürmüyorlar. Ben olsam iş yerlerinde cep telefonlarını kaldırırım. Böylece iş yerlerine belli bir düzen ve disiplin gelecektir. Kredi kartlarının hepsini iptal ederek eski düzene geri dönerdim. Ekonomide biraz daralma olur ama insanlar en azından borçlu olmaz. Parası kadar harcar. Kredi kartları ortaya çıktı binlerce insan eşinden ayrıldı, hayattan koptu ve memlekette binlerce çocuk babasız kaldı. Yer altı kaynaklarımızı çıkarmamızın da zamanı geldi. Ben olsam bunu vad ederdim.
Nurettin Şahin/50
KÖY ENSTİTÜLERİ ZİHNİYETİNİN TOPLUMA AŞILANMASI LAZIM
Benim elime fırsat geçse bir parti lideri olsam ilk yapacağım şey Doğu’da ve Güneydoğu Anadolu’daki feodal yapıyı yıkmak olurdu. Oradaki insanların bireysel fert olduklarını herkese aşılamak. Oradaki zihniyetlerin eğitimle değişmesi lazım. Toprak reformu ile bu bir nebze de olsa yapılsa da peşinden gelen lider bunu baypas yaptı. Eğitim sisteminde ise bütün gelişmiş ülkelerin uyguladığı tek sistem var. Yeniden Köy Enstitülerinin zihniyetinin topluma mutlaka aşılanması lazım. Bizim eğitimde başka çıkışımız yok. Dini okullar tabi ki olmalı ama devlet adamları dini su istimal etmemeli.
İSRAFIMIZ ÇOK FAZLA
Meslek liselerine daha fazla önem verme konusunda çalışırdım. Araştırmacı insanlar için uygun laboratuarlar kurardım. Biz 1920 ve 30’lu yıllarda uçak fabrikasını kurmuş ve Çekoslovaklara, Danimarkalılara uçak satmış bir milletiz. Şimdi bir uçak alabilmek için 17 bin ton buğday üretmeniz gerekiyor. Bir an önce ağır sanayinin kurulmazsı ve sanayi ile tarımın bir arada götürülmesi lazım. Bugün çok fazla israfımız var. Almanlarla nüfusumuz birbirine yakın ama Almanya’da 9 bin kamu aracı varken, Türkiye’de 90 bine yakın kamu aracı var. Bunlar israftır. Asgari ücretle geçinebilirsiniz diyen milletvekilleri 15 bin lira maaş alıyor. Bunun 10 da biri bin 500 lira yapıyor.
Mehmet Aslan Eskioğlu/55
Yorumlar
Kalan Karakter: