Ak Parti 1 Kasım erken genel seçimlerine kararlılıkla girdi. Doğruya doğru aynı kararlılık, hatta aynı istek 7 Haziran'da yapılan genel seçimlerde yoktu. Ak Parti'de bugüne kadar herkes Recep Tayyip Erdoğan'ın gücü sayesinde milletvekili, belediye başkanı koltuğuna oturdu. Partinin gücü Erdoğan'ın liderliğiyle eşdeğerdeydi.
Cebinden beş kuruş para harcamadan, yorulmadan, didinmeden sadece Ak Parti çatısı altında siyaset yapıp, Erdoğan sayesinde milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi olanları gördük. Şimdi durum öyle değil!
Herkes eteğindeki taşları dökecek, elini taşın altına koyacak, pamuk ellerini cebine indirecek ve kapı kapı dolaşacak. Çünkü artık, Ak Parti'de hazır bulup, siyaset yapma zamanı bitti.
Partine, partinin ilkelerine sahip çıkmadan, çalışmadan siyaset yapma şansı kalmadı. İşte bu nedenledir ki; bunu fark eden parti yöneticileri ve adaylar çok ama çok çalışmaya başladı. Türkiye genelinde kaybedilen oyları geri almak adına kollar sıvandı, çizmeler giyildi, bayram demeden, seyran demeden herkes sokaklara çıktı.
"Elma piş, ağzıma düş" zihniyeti bırakılarak, bir milletvekili daha fazla çıkarmak için herkes koşturuyor. Sadace adaylar mı koşturuyor? Tabiki hayır...
Başta Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere, partinin tüm yöneticileri, hatta belediye başkanları bir arada hareket ediyor. Davutoğlu, ciddi manada Ekim ayı içinde açıklayacağı seçim vaadlerine hazırlık yapıyor. 7 Haziran'da partisinin milletvekili adaylarının yanında bile durmayan belediye başkanları kendi seçimi oluyormuşcasına çalışıyor.
Kaybettiklerini geri almakta kararlı olan Ak Partililer bakalım amaçlarına ulaşacak mı?
1 Kasım akşamı hepimiz gerçeğe tanıklık edeceğiz...