Antalya’da bir türlü anlamadığım bir konu var. Rusya ile yaşanan kriz turizmciler tarafından sanki mevcut hükümetin dış ilişkileri nedeniyle ortaya konulan bir sorun gibi algılatılmaya çalışılıyor.
Oysaki, sorun 2013 sonu itibariyle kendini göstermeye başladı. Gerek turizmcilerimizin yaptığı yanlışlar, gerek tur operatörlerinin yanlış stratejileri bunların üzerine bir de Ruble krizi eklenince çıkılmaz yola girildi.
Bunlar yaşanmadan önce alınan sinyallerle konunun uzmanı kişiler bangır bangır bağırdı, ‘kriz geliyor, kriz geliyor’ denildi. STK’lar konuyla ilgili raporlar hazırladı. Çözüm arayışları için elini taşın altına koyan oldu ama turizmcilerden tek bir ses çıkmadı.
Turizmciler bir olup, ne hükümet bazında ne de birlik ve bütünlük için krize çözüm aramadı. Birkaç çift söz edenler de, ‘bakın turizmdeki krizle ilgileniyorum’ mesajı dışında hiçbir şey yapmadı.
Aradan geçen 2 yılın sonunda geldik 2015 yılının son ayına…
Yeni kabinenin Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Mahir Ünal, tabiri caizse daha koltuğuna bile oturmadan Antalya’ya gelip, turizmcilerle Rus krizi ile ilgili çok önemli bir toplantı yaptı.
Turizmciler ne yaptı peki?
Sorunun sadece Türkiye’nin Rusya uçağını vurmasıyla start aldığı algısını yaratarak, mevcut hükümeti hatta Bakan Ünal’ın kucağına sorunu bıraktı...
Kriz yerine ‘eyvah! bittik! zor durumdayız!’ diyerek, var olan teşviklerine teşvik istediler. Yetmedi, sektörde çalışanların işsiz kalmaması tehdidiyle SGK desteği istediler. Krize çözüm olarak gördükleri tek çözüm ve sanki Antalya'da ilk kez yaşanan ve yeni farkedilmiş gibi devletin desteğiyle işlerini devam ettirmek isteği oldu.
Basına kapalı toplantıda tam konuşmaları detaylarına kadar öğrenmenin ağırlığıyla dün kriz başlamadan ortalıkta görünmeyenlerin, bugün sektör adına değil, kendi çıkarları adına isteklerini duydukça bizden hiçbir şey olmayacağının farkına vardım.
Bakan Ünal'ın bu durumu farkettiğini umut ediyorum. İyi niyetle krizi en aza indirmek adına gelip görüştüğü turizmcilerin konuşmaları kriz çözümü adına değil, turizmcilerin çıkarları olduğunu ilk günden anlamasını bekleyemem. Ama Bakanlığı adına ek bütçe için bakanlar kurulunda Antalya'dan aldığı bilgileri tartışacağından eminim. Bildiğim bir şey daha var ki; Bakan Ünal krizlerin ‘onu isterim, bunu isterim’ demekle çözülmeyeceğini bildiği ve bu nedenle yasadığımız bu krizi turizmin geleceği açısından doğru strateji ve planlamayla köklü bir çözüm bulma yoluna gideceğinden hiç kuşkum yok... Bir kere siyaset tecrübesi, bu şehirde yaptığı toplantı izlenimi bu işin bu kentte nasıl yapıldığını keşfettiğine eminim.
Hazır Bakan Ünal’ın da olduğu toplantıda, Turizm Kanunu çıkarılması adına adım atılsın, Rusya ile krizi çözmek adına, adım adım maddeler belirlensin hatta olumsuzluklar karşısında B planı, C planı belirlensin. En kötüsü düşünülüp, alternatif pazarlar değerlendirilsin…
Ama olmadı…
Olur mu?
Keşke..!