Sana da ne oluyor diyeni de saygı ile dinler,izler ve desteklerim.
Antalyaspor’a dair geçen haftalarda yazdığım yazıya gelen telefonlara istinaden ikinci kez yazma ihtiyacı hasıl oldu.
Ben futboldan anlarım ve nitekim anladığımı anlatma ihtiyacına da gereksinim duymam.
Antalyaspor’la yakın alakamım öncelikli sebebi ise bu kentin yegane markası olmasıdır.
Ve bu nedenle, yazıp çizip gözlemlerimi aktarma yolunu tercih ediyorum.
Karabükspor maçı sonrası, Antalyaspor Teknik Direktörü Jose Morias’ın mikrofonlara
“Herhangi bir bahane üretmek istemiyorum. Ancak bu olanlar da normal değil tabii ki. Bugün oynadığımız oyundan daha iyi bir oyun sergileyebilirdik. Artık şapkamızı önümüze koymamız ve çözüm bulmamız gerekiyor. Ortak bir çözüm bulup, bu durumdan nasıl çıkabileceğimizi konuşmamız gerekiyor. Bugün mağlubiyetten dolayı üzüldüm. Ben nasıl üzüldüysem, buraya bizi desteklemeye gelen taraftarlarımız da benim kadar üzülmüştür. Sahaya ayak bastığımızda formanın hakkını vermeli, terletmeli ve sonuna kadar savaşmalıyız. Ama neden yapmıyoruz? Artık bu durumdan nasıl çıkabilirizi konuşmamız gerekiyor" dedi.
*****
Morais, 4.hafta sonunda 1 puan ile ligin dibine inmişken, ‘bu durumdan çıkabilmeyi konuşmalıyız’ diyor.
Kiminle konuşacak?
Futbolcuları ile konuşmayı Başkan Ali Şafak Öztürk’ten mi bekliyordu?
Sanırım mikrofonlara bu sözleri söyleyerek ‘başkan sahada futbolcularla bir görüşme yapın’ demesinin mesajını verdi.
Şimdi sesleri duyar gibiyim…
Sana da ne oluyor? Başımıza futbol otoritesi mi kesildin de teknik direktörü eleştiriyorsun diye.
Eleştiririm beyler ve hatırlatırım.Geçen sezon 4. haftada 9 puan sahibiyken de aynı eleştiriyi yapıyorduk. Sonuncu halde neden eleştirmeyeyim.
Ayrıca Morias aynı suda iki kere yıkanmayı seviyor.
Alanyaspor maçını izleseydi, aynı taktikle Eto’o’yu oyundan çıkarmazdı.
Bu durum; Morais’in Eto’o takıntısı mı var? dedirtiyor insana. Unutmayalım dünya yıldızı ile aynı sahada oynamanın motivasyonu vardı geçmişte futbolcularda, bu dengeyi korumak lazım. Eskisi gibi değil artık futbolcular.
Paramızı alamdık deyip, oynamamazlık yapmıyorlar.
Nihayetinde kulüpten alamazsa 7. gün içinde başvurularını yapıp parasını alabiliyor.
Ali Şafak Öztürk de, İlhan Cavcav değil ki kardeşim, futbolculara fırça atsın, onlar da korksun silkelensinler!
Bu hocanın işi.
Motive etmek, oynatmak, futbolcularla konuşmak hocanın işidir.
*****
Neyse ben sonuca bağlayayım.
Her ne kadar; Asbaşkan Bora Terzioğlu ile iletişim kurmaya çalıştığımda, müvekkilleri adına konuşurmuş gibi konuşsa da; buradan kendisine bir kez daha söylüyorum…
Antalyaspor, neticede bir şirket olabilir ama bu kente mal olmuş bir şirkettir.
Yani ben genel kurulu beklemeden, haber alma hakkımı kullanabilirim.
Ve her şey parada değil gördüğünüz üzere; yani parayı veren düdüğü çalamıyor?
*****
Ben, takımımın süper ligde her türlü imkana rağmen, sonuncu sırada olma nedenini ve bu durumun futbolcularla kurulamayan kontaktan kaynaklandığını düşünüyorum.
Takım A.Ş olma marifeti ile Öztürk ailesi tarafından tüm hisselerine sahip olunur ve bu kulüp Öztürk ailesinin kontrolündedir; o zaman zaten konuşmam.
Parayı vermiş ve düdüğü çalamamıştır kendi tasarruflarındadır.
Ama bu kentin takımının teknik direktörü çıkıp da, ‘ben de anlamıyorum ne oluyor’ derse ben konuşurum beyler….