Ben burada büyüdüm, burada yaşıyorum, buradan da başka gidecek yerim yok. Ve… Bu kentte dolaşıyorum…
Kimsenin önümüzdeki sezon kötü giden turizm sezonu ile ilgili konuşacak fikri yok!
Önerisi yok!
Esnafı, tüccarı, turizmcisi umutsuz!
Bankacılar da!..
Sadece tek bilinen turizmcinin konuştuğu, tekerleme gibi son iki yıl aynı cümleyi tekrarladığı, ‘önümüzdeki 3 aya bakalım’ cümlesi dışında hiç bir gelişme yok.
Bu söylemin arkasında da krizle ilgili yapılması gereken hiçbir planın olmadığını görüyorum.
Geleneksel Antalya davranış biçimi;
İşler iyi kalırım, işler kötü geldiğim gibi de giderim tarzında...
Antalya'da yerleşik yaşayanlara, çocuğunu, anasını, atasını bu şehirde barındıran insanlara sesleniyorum:
Antalya için bir şey yapmamız gerekiyor!
Hem de acilen…
Bir tane Antalya var!
Burada yaşlanıp, burada ölmeyi planlayan insanların buradan başka gidecek yeri yok.
Elbette şu an dövizin yükselmesi, referandumun kabul edilmesi ve benzeri olaylarla ilgili konular Türkiye'nin gündemi olduğu gibi Antalya'nın da gündemi...
Ancak Antalya belki de son 20 yıldır hiç yaşamadığı bir krizle baş başa...
Turist gelmiyor, gelirler düştü ve daha da düşmeye devam ediyor.
Maalesef ki Antalya'nın adı öyle büyük ki ağlasakta krizde olduğumuzu anlatamıyoruz.
Doğal olarak içinde bulunduğumuz durumun sıkıntılarından bahsettiğimizde yalan bir ağlama görüntüsü veriyoruz.
Nitekim hükümetin bu kente yol, altyapı ve EXPO yatırımları karşısında nankörlük yapıyormuşuz intibası oluşturuyoruz. Hükümet bu kente yatırım yapıyor ama bu kentten büyük paralar kazanan yatırımcılar Antalya’ya yeterince katkıda bulunmuyor.
Bu kent pazarlanmıyor, otelleri ve bölgeleri her şey dahil pazarlandığı için, tek bir ülke ile yaşanan sorunda turist gelmediğinde ve yeni sezonda rezervasyon almadığında tur operatörü yönünü başka ülkelere çeviriyor.
Ardı ardına açılan otelleri yok sayarsak Antalya diye bir markanın olmadığı gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor.
Oysa bir hatırlayın, bu kent ne çok marka yarattı.
Mesela Titanic Otel Almanya’da dönerci olan grup şimdi otel zinciri sahibi...
Stone Grup, Adam & Eve Oteli satın aldığında ismini duyduk. Bu kente inancı kuvvetli ki Stone Grup, hala Kundu’da 900 odalı otel yapmaya devam ediyor.
Mesela Gloria, Regnum, Limak, Cristal otel grupları binlerce yatak kapasitesine sahip.
Yine Titanic Spor Tesisleri tahsislerine ve otel odası yapmaya devam ediyorlar.
Üstelik bakanlık ‘yapamazsın yık’ dediğinde artık o kadar büyükler ki ‘hayır’ diyen cızırtıyı bile bertaraf edebiliyorlar.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Mesela havalimanı milyonlarca müşteri ağırlıyor...
CLK milyonlarca aboneye fatura yolluyor…
Enerya yine milyonlarca aboneye sahip ve bu firmalar sırtını Antalya’da yaşayanlara ve Devlet’e dayamış para kazanmaya devam ediyorlar.
Belki CLK yabancı bir şirkete satıldı zira 2 yılı doldurdu. Vergiden muaf hale dönüştü.
Antalya’ya ne yaptılar, nasıl bir katkıda bulundular en azından ben bilmiyorum...
Tur operatörleri işler iyi ya da kötü operasyonlarının konumlarını değiştiriyorlar.
Antalya’da problem varsa diğer ülkelere turist gönderiyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘kendiniz operatör açın’ dedi.
Hemen hatırlatayım efendim! Zaten operatörler Türk…
Mesele Odeon, Avrupa ve Rusya’nın ilk beşinde Antalya'ya ne yapmış? Merkezi İstanbul’da…
Yerel de Belediyeler, ATSO, OSB vb sivil toplum kuruluşları var.
Bu kurumlara da yerelde yukarda adı geçen holdingler evin küçük oğlu muamelesi gösteriyor.
Yegane markamız Antalyaspor’un başkanı bile Antalyalı değil...
Burnumuzun dibinde bizden, bu kentten faydalanan şirket ya da holdingler yürüyüp giderken, bu kentin yerlileri imkanları dar diye yine buradan nemalanan şirketlere yaslanmak zorunda kalıyor.
En somut örneğe gelelim daha geçen sezon koskoca Antalyaspor’a bariz destek veren firmalara bakalım...
Yukarıda saydığım hangi firmanın reklamları vardı ya da kaç kombine, kaç loca aldılar?
Bugüne bakalım…
Köşemde yazıp, söylediğim gibi nihayetinde Sayın Ali Şafak Öztürk davulu da tokmağı da eline aldı ve para benim, başkanlık benim, galibiyette benim formuna girdi...
Aslına bakarsanız şu an Antalya tarihinde yaşanmamış bir avantaja sahip zira bir Bakanımız var Mevlüt Çavuşoğlu…
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalyalı...
Ana muhalefet partisinde genel başkanlığı yapmış Deniz Baykal var.
Yine CHP’de genel başkan yardımcımız var.
Çetin Osman Budak yine bir Antalyalı… ATSO Başkanlığı yapmış, milletvekili seçilmiş...
Ülkenin en önemli döviz girdisine neden olan turizmin başkenti
Antalya’da Vali Münir Karaloğlu, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya yine mesleklerinin duayenleri...
Hiç bu kadar güçlü olmamıştık Antalya ve Antalyalı olarak...
Bu güçlü Antalya yine hiç bir vakit bu kadar güçlü bir krizle karşı karşıya kalmamıştı.
O vakit şimdi Antalya için birlik olalım, Antalya için beraber olalım
Çünkü başka Antalya yok!..
Merhaba, Yönetim Danışmanıyım. Yazınızı okudum, çok iyi niyetli ve yapıcı içeriklere sahip. Antalya'ya sahip çıkmanızdan ötürü tebrik ediyorum. Bende Antalyalıyım ve özellikle son 5-6 yıldır bu şehirde avm ve kurum projelerine dahil çalışmalar yapıyorum. Kentin temel problemi 'kalıcı çözümsüzlük' onun ana sebebide genç nüfusun kentte kalmayı tercih etmemesi. Saydığınız 10'a yakın isim var önemli konumlara gelmiş olan fakat öğrenim düzeyinde olup istanbul ve ankara ile birlikte yurt dışında eğitim görmek ve sonrasında oralarda kalarak kariyer yapma isteğine sahip daha nice cevherler birbir gidiyorlar Antalya'dan. Bu durum büyük şehir statüsündeki top noktada olan istanbul dışında bir tek bursa ve ankarada farklı o da kısmen. Onun dışında tüm şehirlerin ortak sorunu bu ve cazibe merkezleri oluşturulamaması. Bu da doğrudan kalkınmanın ve planlama teşkilatının sorumluluğunda. Antalya'dan giden genç nüfusun yerine kimler geliyor? Baştarnİstanbul, İzmir ve Ankara'dan ve bazı diğer doğu illerinde geçim sıkıntısı yaşayanların gerek iklim koşulları avantajı gerekse şehrin yaşam maliyetinin istanbul emsalinden düşük olması sebebiyle ilgi çekiyor ve buna ilave yaşlanan, emekli olan ve çocuklarını daha doğal & sakin bir atmosferde büyütmek isteyen insanlar tarafından yerleşim yeri olaral seçiliyor.rnKentimizde binalaşma ve inşaat çalışmalarıda oldukça yoğun ve yüksek fiyatlara sahip. Şu an eminim sizde fark etmişsinizdirki özellikle krize dayalı olarak son 1,1-5 senedir çok fazla satılık daire var. Evler satılırsada ekonomik girdi artar çünkü turizm 60-65 ayrı iş koluna nefes verirken inşaat sektörü 250 kalemin üzerinde iş koluna hareket sağlıyor. Bugün konyaaltı sahili proje ihalesine dahi 1 tane teklif veren yerli/yabancı firma çıkmadı, yani mızrak artık çuvala sığmıyor umarım yetkililer hızla harekete geçer ve bu ve benzeri sorunları ve alt kırılımdaki diğer sorunsallarla ilgili inovatif girişimlerde bulunurlar. Çünkü gerçekten başka Antalya yok, Bursa yok, Erzincan yok, Adana yok, Mersin yok... Başka Türkiye yok! Sevgiyle... Serhat Kaya | www.serhatkaya.com | [email protected]