Şu ocaklar meselesi hassas konu… Bu nedenle hem ihtiyaca karşılık verilmeli, hem de korunması gerekenin değeri bilinmeli.
Bu konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Vali Muammer Türker, önemli söylevlerde bulundu. Taş ve mermer ocaklarına karşı gösterdiği hassasiyeti, "Toprağın altındaki zenginlikleri şüphesiz değerlendirmemiz lazım ama bunu yaparken toprağın üstündeki zenginlikleri de ihmal etmeden… Türkiye'nin her noktasını tek bir bakış açısıyla değerlendirmek galiba yanlışlığın başlangıcını oluşturuyor”diye anlatan Vali Muammer Türker, değerlere de sahip çıkılması adına aslına bakarsanız önemli bir uyarıda da bulunuyor.
Vali Türker’in dile getirdiklerini anlatan en belirgin olay da dün yaşandı. Akseki'nin Sinanhoca Mahallesi'nde Manavgat Çayı üzerinde Dedegöl Enerji Yatırım A.Ş. firması tarafından planlanan baraj ve HES projesi verilen ÇED olumlu raporuna karşın köylüler bölgenin tarihi değeri olduğundan dava açtı.
Mahkeme süreci devam ederken proje ile ilgili firma çalışmalara devam etti. Bu sırada tarihi mezarlar ortaya çıkınca, köylüler bunları fotoğraflayarak mahkemeye sundu. Köylülerin kanıtları sayesinde Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu bölgede arkeolojik eserler bulunduğu ve 1'inci Derecede Arkeolojik SİT alanı olarak tescil edilmesi ve yapılacak çalışmaların da bu alandan mümkün olduğunca uzaklaştırılması yönünde karar verdi.
Hayatımızda her şey lazım…
Taş lazım…
Mermer lazım…
Enerji lazım…
Ama lazım olandan daha fazla lazım olanı iyi ayırt etmek gerekir, tıpkı Vali Muammer Türker’in söylediği gibi…