Geçtiğimiz günlerde Hürses Gazetesi özel haberinde, Antalya’nın ses haritasının yeniden belirleneceğini duyurdu. Haberde Danıştay 14. Dairesi’nin kararı ile gürültü yönetmeliğinde hassas bölge konumunda olan konut alanlarının çok hassas alanlar olarak değiştirildiği, bu değişiklikle eğlence mekanları açık alanlarda müzik yayını yapamayacağını kamuoyu ile paylaştı.
Kararın uygulanmasıyla ilgili olarak konunun yetkilileri Antalya Valisi Muammer Türker başkanlığında toplantı yaptı. Basına kapalı yapılan toplantının içeriğinin kesilen cezalar olduğunu düşünürken işin içinden artık Kaleiçi’nde açık alanda müzik yapılamayacağı çıktı. Hatta çok hassas bölge konumunda oturanlar sokakta düğün yapamayacak, mevlit dahi okutamayacak.
Gürültünün önüne geçmek, zaman ayarlaması yapmak tabiki çok önemli. Ancak Kaleçi, Antalya turizmi açısından ardından da eğlence sektörü için önem arz eden yerleşim alanı…
Eğer ki çok hassas bölge olarak kabul edilen Kaleiçi’nde canlı müziğin yani eğlencenin kapalı alanda yapılması zorunlu kılınırsa hiç kimse kentimizin sıcağında küçücük mekanlarda eğlenmeyi tercih etmez. Bu durum işletmeciden önce Antalya’nın kaybetmesi anlamına gelir. Turistin tarihi dokusu, sokaklarında hala geçmişin izlerini taşıması nedeniyle hem görülmek, hem eğlenmek için gittiği Kaleiçi’nin artık hiçbir cazibesi kalmaz.
Bu nedenledir ki, bu karar uygulanmadan önce Kaleiçi’nin ayrı tutulması kanaatini taşıyorum. Kaleiçi’nin ayrı bir statüye alınarak, ses ayarı yapılmalı, kentimize verdiği değer unutulmadan karar verilmelidir.
Yoksa çok geç olabilir…
İyi haftalar…