Gazeteciliğin temeli iletişimdir.
Kent insanı bayiye gidip, ulusal basının yanında her gün alışkanlık olarak Antalya'nın bir yerel basınını da satın alıp okuması, biz gazetecilerin okuyucusuyla olan iletişimidir.
Gerek telefonla, gerekse maille, bizlere ulaşan okuyucularımızla aramızdaki diyalog iletişimdir.
Kent insanının gazetesini sahiplenerek gazete binamıza gelmesi, onlarla buluşmamız ise iletişimin kuvvetli kurulmasının getirisidir.
Masa başı gazetecilik yapanların dile getirdiklerimi anlaması mümkün değildir. Sokağı yaşayan, insana dokunan gazetelerde, okuyucu ile gazete arasında özel bir bağ kurulur.
Okuyucu kendinden bir şeyi gazetesinde bulamadığında sonuç hüsrandır.
Bu doğru iletişim, AB Medya ve Hürses Gazetesi çalışanları için bir yaşam biçimidir.
Bu doğru iletişim sayesinde bazen ekibimin adeta nefes almadan çalıştığını görüyorum.
Bir bakarım genel yayın yönetmenim Ebru Küçükaydın, kentin önemli isimlerinden birini ağırlarken, öbür taraftan gazetesinin manşetine karar veriyor. Hemen yanında Yazıişleri Müdürü İhsan Coşkun, spor camiasından konuklarıyla Antalyaspor'u konuşuyor.
Ersin Aydın'ın misafirlerini ise buraya sığmaz. Tam 15 yıldır mezuniyetten, düğüne iyi gün de kötü gün de, en küçüğünden, en büyüğüne Antalya’da yaşayan herkesi hem sayfalarında hem de masasın da ağırlıyor.
Diğer taraftan çalan telefonlara bakan muhabirlerimiz, gazetenin nasıl bir yaşayan organizma olduğunun kanıtıdır. Yerel günlük yayınımızda 'doğru yolda' olduğumuzun göstergesi olarak değerlendirdim.
Yaptığımız küçücük bir habere bile, eleştirel de olsa tepki alıyorsak, Hürses Gazetesi Antalya'nın ve Antalyalıların gazetesi olma anlamında önemli adımlar atmış demektir. Bu durum ise kent bilinci oluşturulması için önemli bir değer olarak karşımda durur.
Kent bilinci; ortak akıl ve duyguyla ortaya çıkar. Ortak noktamız Antalya olduğundan, Hürses Gazetesi'nin her gün sorumlulukları artmaktadır.
Bu duygu ise Hürses Gazetesi çalışanlarının emeğinin en güzel karşılığıdır.
Kalın sağlıcakla...