Laik devlette; Müslüman olur, İslamcı olmaz!
Hıristiyan olur, Evanjelist olmaz!
Musevi olur, siyonist olmaz!!!
1924 Anayasası'nın 2. maddesinde yazan “Türkiye Devletinin dini, İslam dinidir” 10 Nisan 1928 tarihinde çıkarıldı.
1937 Anayasası'nda "Türkiye Cumhuriyeti laiktir” maddesi eklendi.
Anayasanın 24. maddesinde – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir- yazar.
14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla 'ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır. Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz' der…
2011 yılında Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, Libya'da düzenlenen basın toplantısında laiklikle ilgili açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine "Ben laikliği dinsizlik olarak kabul etmiyorum, laikliği din karşıtlığı olarak kabul etmiyorum. Partimin programında laikliğin tanımı şudur: Kişi laik olmaz, devlet laik olur. Bir Müslüman olarak, laik bir devleti yönetirken bütün inanç gruplarına devlet eşit mesafede olur, Müslüman'a da, Hıristiyan'a da Musevi'ye de, ateiste de. Bütün inanç gruplarının inancı, o devletin güvencesi altındadır. Bizim anlayışımız bu" demiştir.
12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan anayasanın 103. maddesinde yer alan ve halen yürürlükte olan "Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim" şeklinde yeminini etmiş ve göreve başlamıştır.
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan hem Anayasa'nın, hem de Ak Parti programının prensipleri ile Laik Türk Devleti’ni yönetiyor.
Siyasi kariyerini Cumhurbaşkanlığı ile taçlandıran Recep Tayyip Erdoğan, 2002'den bugüne girdiği 9 genel 3 yerel seçimi geride bırakıp, önümüzde ki yerel, genel ve Cumhurbaşkanı seçimleri için AK Parti'nin 16. kuruluş yıl dönümünde kendisini dinleyenlere seslendi.
Erdoğan, "Şimdi 11 milyon üyemize sesleniyorum. 2019'un Mart ayında, 2019'un Kasım ayında bunu iki ile çarpmaya hazır mıyız? Bunu çarpınca bilesiniz ki devran farklı dönecek. Mart 2019'da farklı gelişecektir" diyerek seslendi. Ve devan etti: "Biz 80 milyon tek milletiz. İki; tek bayrak. Bayrağımızın rengi, şehidimizin kanının rengidir. Üç; 780 bin km kare ile tek vatan dedik, öyle yola koyulduk. İşte bunun için ne diyoruz; durmak yok. Ve dört; tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz yok. Bundan sonra her 26 Ağustos'ta Malazgirt'te olmak sureti ile 2071'in tohumlarını atacağız" dedi.
Gelişmeleri kronolojik sıralamaya göre değerlendirdiğimizde, yeni bir ‘yıldız'ın parıltısı beliriyor...
Sağlıkla Kalın...