Her sektörün gelişimi ve daha fazla pazar payı elde etmesi için yatırımları vardır. Kimileri makineye, kimileri insana, kimileri ise teknolojik gelişmelere yatırım yapar. Yatırımın getirisi de ekonominin içinde değerlendirilir. Şu kadar süre içinde yapılan yatırım maliyeti ardından da şu kadar süreden sonra kazanca dönüşür diye…
Ticaret hayatında bu fizibiliteleri yapmak çok önemlidir. Önünü görmek, gelişmek ve zamana ayak uydurmak adına gelecek planları yapmak zorunluluktur. Günü kurtarma adına yapılanlar ise, adı üzerinde içinde bulunduğunuz zamanın kazancıdır. Ancak sonrası için, öngörünüz olamaz.
Turizm için de bu değerlendirme geçerlidir. Krizin ardından son gelinen nokta; Antalya’ya yılın ilk ayında gelen Rus turist yüzde 81 azaldı. Geçen yılın aynı döneminde 12 bin 870 Rus turist tatil için Antalya’yı tercih ederken, bu yıl aynı dönemde gelen Rus turist sayısı 2 bin 427 oldu. Almanya pazarındaki kaybımız ise, yüzde 16 oldu. 2015 yılı Ocak ayında 52 bin 731 Alman turiste ev sahipliği yapan Antalya’ya bu yılın aynı ayında gelen turist sayısı 44 bin 262’ye düştü. Hollanda pazarında da kayıp 2015 yılına oranla yüzde 20 oldu. Hollanda’dan gelen turist sayısı 5 bin 688’den 4 bin 544’e düştü.
Krizle ilgili olarak artık rakamlar konuşuluyor. Böylesi bir gerçekle karşı karşıya olmamız üzerine, geçtiğimiz hafta Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkeleri zirvesi, Antalya'da yapıldı. 1'nci Uluslararası MENA Ülkeleri Antalya Zirvesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYTDA) desteği, Türk Hava Yolları (THY) sponsorluğu, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ve Serik Belediyesi ana organizasyonunda Belek Rixos Premium Hotel'de gerçekleşti. Amaç, turist kaybını MENA ülkelerinden karşılamak.
Böylesi bir adım tabiki çok önemli ve değerli. Ancak sadece Antalya’nın değil ülkemizde turizmle ilgili köklü değişimlerin gerçekleşmesi gerekir.
MENA ülkelerinin Antalya’ya gelmesi adına yapılan bu fuar bir yatırımdır. Ancak geri dönüşümü için 5 yıl gerekir. Bu ülkelerden gruplar Antalya’ya gelecek güvenli ve görülmesi gereken turizm kenti olduğunu ülkesinde anlatacak, referans olacak zamanla MENA ülkelerinden gelecek turist sayısı artacak. Tabiki bu ülkelerdeki gelir seviyesi, tatile ve turizme bakış açıları da değerlendirilmeli…
5 yıllık sürecin sonunda amaca ulaşılıp, ulaşılmadığı anlaşılacak.
MENA ülkeleri bana göre krize yönelik çözüm değil, turizm sektörüne yapılan bir yatırımdır. Yaşanan kiriz ve bundan sonra sektörü etkileyecek krizler, engellerin önüne geçmek adına köklü değişimin turizm politikamızı oluşturmakla başlar. Turizm politikamızın ardından da turizm kanunlarının belirlenmesi ve bu kanunlar dışına çıkılmaması adına uygulanmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde yazdığım gibi Antalya’da 410 adet 5 yıldızlı otel satılık iken, devletten teşvik alarak 5 yeni otelin yapılacak olması karmaşanın en belirgin özelliğidir. Antalya’nın yatak sorunu yoktur. Antalya’nın turist sorunu vardır.
Bence sektöre doğru yerden bakmak gerekir…
İyi haftalar…