Anayasa toplumsal bir mutabakattır.
İşleyişi denetlenir..!
Hukuk devletinde, herkesin hak ve yetki sınırlarına bağlı ve kim olursa olsun, hangi makam da olursa olsun, hukuki denetime açık olmak ve buna tahammül etmek zorunluluğu vardır. Anayasa hükümleri, tüm yasama, yürütme, yargı ve idare organlarını bağlar.
Hukukun evrensel ilke ve esasları, Anayasa ve kanunlarda yazılı olanları uygulamak yerine, duruma, kişiye ve olaya göre farklı davranmayı, Anayasa’nın 11/1 m. gereği yasaklar.
Kanunlar kişilerin inisiyatifi ile yürütülemez...
Birey ve toplum, hukukun iyi işlediğine inanır ve kanun uygulayıcılarının kararlarına güvenirse, hukuki yaptırımlara saygı gösterir. Şu aralar toplum hukuki yaptırımlara saygı ile korkuyu birbirine karıştırmış halde... Hukuk alanındaki yaptırımların korkutuculuğu kişiye özel baskı olarak kullanılabiliniyor.
Kanun uygulayıcılarının, herkese eşit hukuk, düzen ve adalet uygulaması esas olmalıdır.
Bağımsız yargı, tarafsız ve yetkin bir yargı demektir.
Tarafsız ve yetkin olmayan bir yargı bağımsız olamaz.
Tarafsızlığın korunması, dava tarafları ile kamuoyuna bağımsız, tarafsız ve yetkin olunduğunun gösterilmesi, yargının, her hâkimin, savcının ve avukatın sorumluluğudur. Dolayısıyla hâkimler, savcılar ve avukatlar tarafsız olmaları yanında tarafsız bir görünüm içinde de olmalı, mesleği ile bağdaşmayan her türlü davranışlardan mahkeme içinde ve dışında kaçınmalıdır.
Hakim, savcı, avukat ve bürokratların siyasetten, yasama ve yürütmeden çekinmediği, tayin, terfi ve soruşturma geçirme endişesi yaşamadığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerine uygun yürütüldüğü, eşit hukuklu günler dilerim.