Manevi değeri çok yüksek olan bu ayda ibadetimiz, yaşantımız diğer aylara göre farklıdır. Ramazan ayı, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin ve duaların kabul olduğu bir aydır.
Fakat Ramazan ayının en önemli ve hassas konusu iftar sofralarıdır. İftar sofraları ne kadar kalabalık olursa, o kadar manevi hazzı vardır. İster ihtiyaç sahibi olsun, ister sevdiklerinle olsun kalabalık iftar sofraları Ramazan ayının vazgeçilmezleri arasındadır.
Her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da belediyeler, iftar sofraları kurmayı ihmal etmedi, Antalya’nın çeşitli bölgelerinde bu sofralar ihtiyaç sahipleriyle şenlenerek, Ramazan ayının ruhuna yakışır sinerjinin oluşacağı inancındayım.
Aynı zamanda kurum, kuruluşlar ve kişiler her yıl olduğu gibi bu yıl da iftar yemekleri vermeyi ihmal etmeyecektir. Kurulan sofralar gösterişten uzak, ihtiyaç sahibiyle buluşursa ne ala… Ancak bu sofraların ‘körlerle, sağırlar birbirini ağırlar’ nitelikte lüksün, israfın örneği olması Ramazan’ın maneviyatını etkiliyor…
Ramazan’da tok açın halinden anlamadığı sürece…
Ramazan’da ekmeğini bölüşmediğin sürece…
Ramazan’da herkesin oturduğu sofrada ortak duanız olmadığı sürece…
Ramazan’da sen, ben yerine biz olmadığımız sürece…
Ramazan’da sadece oruç tutup, yalandan, dolandan uzak durmadığın sürece…
Bu manevi ayı gerçek anlamda yaşamak mümkün değildir.
Hayatımızda her şeyi tüketirken manevi değerlerimizin tüketilmemesi için herkesin kendine düşen görevi yerine getirmesi gerekir.
Bu nedenle Ramazan vitrini oluşturmak yerine Ramazan’ın verdiği maneviyatla sevgide buluşmak dileğiyle…