Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, katıldığı bir konferansta yeni anayasa ile ilgili konuşmaya yaparken gündemi değiştiren konuşmasını yaptı.
Ne dedi, Kahraman?
“Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar anayasa olmalıdır.”
Kahraman’ın bu konuşmasının ardından herkes konuşmaya başladı, hatta hep birlikte konuşmaya başladı.
Kahraman, beklenmedik tepkiyi alınca konuyla ilgili açıklama yaparak, “Bu görüş şahsıma aittir” dedi.
Bu durumda aslına bakarsanız sıkıntıya düşecek olan ne Kahraman, ne de bir başkası... Öncelikli olarak yeni anayasa değişikliğiyle ilgili adım adım giden ve hedefte referandum beklentisi olan başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ardından ise Başbakan Ahmet Davutoğlu büyük sıkıntıya girmiştir.
Cumhuriyetin gereği laikle yönetilen Türkiye’nin dibine dinamit atarcasına çıkıp, bu açıklamayı yaparsan ve ardından da ‘bu fikir benim şahsıma aittir’ diye konuşursan, kimseyi inandıramazsın. Ülkemizi temsile seçilmiş milletvekili ardından da TBMM’de seçilmiş Meclis Başkanı olmuşsanız kimse sizin adınıza, soyadınıza bakmaz. Bu nedenle yaşınız ne olursa olsun sizin ağzınızdan çıkanlar öncelikli partinizi ardından da temsil ettiğiniz TBMM’yi sorumlu kılar.
Hepsinden daha da önemlisi ülkenin değerleri arasında birinci sırada yer alan laiklikle ilgili böylesi bir açıklamanızın ardından partinizi ve partinizin liderlerini zor durumda sokarsınız.
Bu nedenle siyasette lider ne kadar önemlisi ise, liderin birlikte yürüdüğü adamlar da o kadar önem arz ediyor. Her ne kadar TBMM’de saygı gereği en yaşlı üyeyi meclis başkanı yapılmak istense de, aklın yaşta değil, başta olduğunu anlatan atasözünü bir kez daha hepimiz yaşayarak gördük.
Sayın İsmail Kahraman da Cumhuriyetle yönetilen laik Türkiye’de sözünün söyletilmeyeceğini gördü…