Gündem yine değişti.
Dünden itibaren Varlık Fonu'na devredilen kuruluşlar, arsalar ve oteller konuşulur oldu.
Aslına bakarsanız, son dönemlerde hiç bilmediğimiz, bugüne kadar gündeme gelmeyen konular ya da bizlerin düne kadar önemsemediği mevzular hayatımıza girmeye başladı. Bu ve benzeri ani gelişen olaylar siyasi aktörlerin kamuoyunda birbirleri ile TV üzerinden soru/ cevaplar halinde konuşulmasına ve tartışma programlarına gündem oluşturabilir.
Şirketler, arsalar, oteller neden Varlık Fonu'na devredilir?
Çoğunluğu zaten devletin elinde olan kamu şirketleri, arsalar neden Hazine'den ve diğer kurumlar alınarak varlık Fonu'nda toplanır?
Bu durum devletin bir cebinden alıp, diğer cenine koyması demek değil midir?
Eğer böyle ise, neden cep değiştirmeye gerek duyulmuştur?
Bunun gibi çok sayıda sorunun yanıtına yeni gündemler oluşana kadar varlık fonunu öğrenir hale geliriz.
Şahsen bu hususta beni ilgilendiren bir durum var ki o da Varlık Fonu’nun kanunla verilen yetkileri ve yetkilileri…
Bir dönem devlet yetkisinde denetlenen bankaların denetlenmesinin yerinde yapılmaması sebebi ile batık bankaların mudilerine para ödenmek üzere diğer karlı iştiraklerine el konulup (TMSF) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından satılıp elde edilen gelir yine TMSF yetkisinde banka mağdurlarına ödenmiştir.
TMSF’nin Telsim A.Ş ye el koyacağından habersiz Telsim A.Ş ye faturalı hizmet veren firmaların alacakları, kanunla yetkilendirmiş TMSF kurumu tarafından özel yetkisi ile muhatap alınmamış ve bu nedenle kanunen takibe muhatap pek çok firmanın tahsil edemediği faturaların vergisini ödemek zorunda bırakılmıştır.
TMSF İmar Bankası mağduriyetlerini el koyduğu karlı firmaların satışı ile giderme yetkisinde yeni mağdurlar yaratmıştır. Kanunla yetkilendirilmiş bu kurumların denetlenmesi ve yarattığı mağduriyetler hususuna dikkat edilmelidir.