Son bir yıl içinde yaşadıklarımız .
Mülteciler, terör, darbe kalkışması derken, turizmde yaşanan sıkıntıların en başlı sebepleri oldu.
Bu süreçte en fazla zarar gördüğümüz nokta imajımız oldu. İmaj yoksa turizmin de olmayacağını yaşayarak gördük, görüyoruz.
İmaj zedelenmesini yok etmek adına Kültür ve Turizm Bakanlığı tanıtım için yola çıktı.
Ancak bu tanıtım yeterli gelmediği gibi üst üste yaşananlar yapılan tanıtım desteğini de sıfırladı.
Ben de köşelerimde bu işin böyle olmayacağını, turizmciler, tur operatörleri, yerel yönetimler ve STK’lar dahil topyekün tanıtım seferberliğine girmemiz gerektiğini vurguladım.
Bu duyarlılığı turizmci Fettah Tamince de göstererek, turizmcilere hep birlikte imaj düzeltmek adına tanıtım çağrısında bulundu. Başbakanlık, bakanlık ve turizmcilerin bir arada yapması gerekeni dile getirdi.
Şimdi de bu gerçeği yabancı otel zincirlerinin yöneticileri dile getirdi.
Türkiye’nin turizmde yaptığı tanıtımın değişmesi gerektiğini söyleyen yöneticiler, tek merkezden yapılan tanıtım çalışmalarının verimli olmayacağını hatta yöresel özelliklere göre tanıtım yapılmasını, tanıtımın yerelleştirilmesi gerekliliğini savunuyor.
Bu öneriye tam destek veriyorum.
Ve ilave olarak bir kez daha hatırlatıyorum. Herşey dahil sistemde Antalya'nın ağırladığı milyonlarca Avrupalı ve Rus turistlerin aldığı hizmetin yaşayarak öğrendikleri memnuniyeti ile tekrar tekrar geldiğini göz önünde tutarsak hepsinin Antalya’nın turizm elçileri olduğunu ve bu elçilerden yararlanmanın yoluna başvurmalıyız.
Türkiye turizmi dediğimizde istanbul’a gelen turist farklı, Kapadokya’ya gelen turist farklı, Antalya’ya gelen turist çok farklı. Merkezi tanıtımda bu farklılık nedeniyle dağınıklık söz konusu olabilir ancak bölgesel tanıtım algıyı doğru yönetmemizi sağlar. Bu da gerek imajın düzeltilmesi adına, gerekse tanıtım ayrıcalığı açısından çok önemlidir.
İyi haftalar…