Hayır hayır, sözünü ettiğim, sizin düşündüğünüz adamlardan hiçbiri değil; bu ‘vatan haini’, bir kadın…
Ankara, bu kadına savaş açmış durumda. Hem de tüm gücüyle… Cumhurbaşkanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, yandaş medyayı da arkasına almış; bu genç kadını, kelimenin tam anlamıyla “yok etmeye” çalışıyor.
Tezcan Karakuş Candan… Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı… AKP iktidarının yasa tanımaz rantçı uygulamalarını durdurabilmek için gece gündüz çalışan bir sivil toplum yöneticisi…
‘Sivil toplum’ kavramının bizzat kendisinden bile nefret eden iktidar, işte bu kadını hedefine oturtmuş durumda. Dediğim gibi, yandaş medyanın yadsınamaz katkılarıyla…
* * * * *
AKP’lileri çok kızdırmış sayın Candan; veryansın ediyorlar. O dava açıyor; onlar da topyekün bir linç kampanyası başlatıyor, üstelik ‘bel altı’ sayılabilecek yöntemlerle…
Candan, Ankara’nın tek yeşil alanı sayılabilecek Atatürk Orman Çiftliği’nin ortasına oturtuverilen o dev kaçak saraya karşı 58 dava açtı; bir o kadar da Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne…
“Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin, Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışı ihlal edilerek, parsel parsel yapılan tüm tahsislerine dava açmayı bir borç biliyoruz” dedi. Yetmedi; bir de “bu hukuksuz uygulamaları gerçekleştirenler, yargı önünde hesap verecekler” diye ekledi.
‘Ak Saray’da yapılan harcamaları, kalem kalem açıkladı. “Kamu kaynakları, lüks ve şatafat içerisinde israf ediliyor” dedi.
Saray’dan birkaç telefon gitti yandaş basına; hep birlikte attılar başlığı: “İftira makinesi!”
* * * * *
Bülent Arınç’ın “Melih Gökçek, Ankara’yı parsel parsel satıyor” demesinden çok önce biliyordu Candan, başkentin yandaşlara parsel parsel dağıtıldığını ve bu konuda onlarca dava açtı. Gökçek’in kendisinden nefret etmesinin, “inşallah seni içeride ziyaret edeceğim” demesinin nedeni budur.
Candan hakkında dava üstüne dava açıyor Melih Gökçek; “hizmetleri engelliyor” diye halka şikayet ediyor. Yandaş medya, yine hemen arkasında; Candan’ı artık açık hedef gösteriyorlar. Ölüm tehditleri alıyor sayın Candan; ama durmuyor. Kendisi için değil; tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için.
Ancak, ne yazık ki, AKP’lilerin ve yandaş basının yalanları, vatandaşın bir bölümünü de inandırmış durumda. Erdoğan’ın ‘peygamber’ olduğuna bile inandırılan kitleleri, Candan’ın ‘vatan haini’ olduğuna inandırmak, hiç de zor olmasa gerek.
AKP tabanı, Gökçek’in o çirkin üslubunu bile geride bırakacak hakaretler yağdırıyor sayın Candan’a. Sosyal medya, her tür sıfatı yakıştırıyor Candan’a: “Meymenetsiz, CHP yalakası, sülük, angut, vatan haini, haşhaşi, namussuz, akraba evliliği çocuğu, şerefsiz, evladiye müsveddesi, it, mühendis bozuntusu, CIA-Mossad ajanı, sarhoş kafalı komünist, kahpe mason…” Yeter mi? Yetmiyor, bir de yalan haber uydurup yayıyorlar sosyal medyada: “Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde fuhuş yaparken yakalandı ve gözaltına alındı.”
* * * * *
Bir yolsuzluğu var mı sayın Candan’ın? Yok…
Mücadelesinden maddi ya da manevi kişisel bir çıkar elde ediyor mu? Hayır…
Yaptığı, sadece ülkesinin ve aç uyuyan vatandaşın hakkını korumaya çalışmak. Üstelik, ölüm tehditlerinden bile yılmadan. Karşılığını da vatandaştan böyle alıyor. Bu sonuç; 13 yıl uğraşıp her tür yalanla ve dini kullanarak beyin yıkayan AKP iktidarının, tartışılmaz başarısıdır.