TBMM Başkanı o, sıradan bir adam değil… Gündem yaratacak bir konuşma yapmış; Anayasadan laikliğin çıkarılmasını, yeni anayasanın ‘dindar’ bir anayasa olmasını istemiş. Söze baktık, bir de söyleyene bakalım…
İsmail Kahraman…
Yaşı yetenler hatırlar, yetmeyenler için de arşivlere bakalım…
Yıl 1967… Yeni adli yılın açılışında, dönemin Yargıtay Başkanı İmren Öktem, tarihi bir konuşma yapıyor ve özetle “Türkiye’de bir İslam Devleti ve hilafet rejimi kurmak isteyenler, daima hüsrana uğrayacaklardır” der.
Öktem’in sözünü ettiği ve “meczub, ruh hastası” dediği insanlardan oluşan Milli Türk Talebe Birliği, bu konuşmayı unutmaz. 1969’da, Öktem vefat ettiğinde, cenaze namazının kılınmaması için kampanya düzenlerler; cenaze törenini basarak cenaze namazının kılınmasını engellemeye çalışırlar. Olaylar o kadar büyür ki, İsmet İnönü’yü korumak için silahlar çekilir. İnönü, bu olaylar için, “ikinci 31 Mart Vakası” tanımını kullanır.
Milli Türk Talebe Birliği’nin o dönemdeki genel başkanı, bugünkü Meclis Başkanı Kahraman’dır.
* * * * *
Devam edelim…
Yıl 1969… Gençlik örgütleri, İstanbul Boğazı’na demirleyen ABD 6. Filosunu ve Amerikan emperyalizmini protesto etmek için eylemler başlatırlar. 16 Şubat’ta, “Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü” yapacaklardır. ‘Komünist’ değil ‘antiemperyalist’ bir eylemdir yapılacak olan. Öğrencilerin, işçilerin ve meslek kuruluşlarının katılacağı eyleme valilik izin vermiştir. Gösteriye katılacaklar, Taksim Meydanı’nda toplanır. Gösteriden iki gün önce, Komünizmle Mücadele Dernekleri Başkanı İhlan Darendelioğlu, Milli Türk Talebe Birliği’nin merkezinde yaptığı çağrıda, “Komünistler miting yapacak, biz bu mitingle savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan baltasıyla gelsin” der.
Milli Türk Talebe Birliği’nin o dönemki İcra Kurulu Başkanı Abdullah Gül’dür. İsmail Kahraman ise, birliğin kontrgerilla gücü olan‘40’lar Komitesi’nin yönetimindedir.
Ve 16 Şubat… Gerici kitle, 1500 polisin gözü önünde, gösteriye katılanlara saldırır, iki işçi ölür, yüzlerce kişi yaralanır. Bu olay tarihe ‘Kanlı Pazar’ olarak geçer.
* * * * *
Her iki olayda ve benzerlerinde ‘başrol oyuncusu’ olan Kahraman’ın, “kahramanca yükselişi”, Milli Türk Talebe Birliği yerine kurucularından olduğu Birlik Vakfı’nda başkanlık, Refah Partili koalisyonda bakan müşavirliği, Refah ve Fazilet partilerinden milletvekilliği ve Refahyol hükümetinde bakanlık biçiminde sürer. Kahraman, AKP’nin yeni anayasasına koşulsuz destek veren İlim Yayma Vakfı’nın da kurucu üyesidir.
* * * * *
Milli Türk Talebe Birliği, sadece Kahraman’ın yolculuğunda yer almaz; yolu Milli Türk Talebe Birliği’nden geçenler arasında, onun ve Abdullah Gül’ün dışında, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik, Cemil Çiçek gibi isimler vardır.
Yani… Beraber yürüdüler bu yollarda ve bugün koro halinde aynı şarkıyı söylüyorlar…