Birleşmiş Milletler (BM), Kudüs tasarısını, ABD’nin tehditlerine rağmen kabul etti; Kudüs’ün İsrail’in başkenti olamayacağını açıkladı.
ABD, en açık ve çirkin ifadelerle tehdit etti BM üyesi 193 ülkeyi. “Dünyanın efendisi” tavrını pek seven Trump ve onun adına konuşan sözcüsü, yıllardır kararlılıkla uygulanan ABD politikasını, birkaç cümlede özetleyiverdiler:
“BM’e en çok para yardımını biz yapıyoruz; bunun karşılığında saygısızlığa uğruyoruz.”
“Karara destek verecek ülkelere yardımı keseriz. Yüz milyonlarca, hatta milyarlarca dolar para alıyorlar, daha sonra bize karşı oy kullanıyorlar. Bu oyları izliyoruz. Bırakın bize karşı oy kullansınlar.”
Karardan sonra da, ABD ve İsrail, kararı tanımayacaklarını açıkça söylediler. Zaten bu, BM’in, İsrail ve Filistin toprakları hakkında “yok sayılan” ilk kararı değil.
* * * * *
29 Kasım 1947… BM, Filistin toprakları üzerinde, birisi Arap, diğeri Yahudi olmak üzere iki bağımsız devletin kurulması kararını verdi. Karar; Kudüs’ün, silahlardan arındırılmış, BM himayesinde uluslararası bir statüye sahip olmasını öngörüyordu. Kararın ardından Arap-İsrail savaşı çıktı; karar uygulanamadı. İsrail, çatışmalar sırasında topraklarını genişletti; 750 bin Filistinli mülteci konumuna düştü.
11 Aralık 1948… Filistinli mültecilerin topraklarına dönmesini öngören karar, BM’de kabul edildi. Kudüs’ün uluslararası bir yönetime kavuşması gerektiği, bu kararda bir kez daha dile getirildi. Karar, uygulamaya geçirilmedi.
9 Aralık 1949… BM kararında, Kudüs’ün kalıcı olarak uluslararası bir sistemin kontrolünde ayrı bir yönetimle yönetileceği açıklandı. Bu sırada Batı Kudüs İsrail tarafından işgal edilmişti, karar uygulanamadı.
4 Temmuz 1967… İsrail, 1967 Arap-İsrail Savaşı'nda Doğu Kudüs'ün yanı sıra Gazze Şeridi, Batı Şeria, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'ni işgal etti. Bunun üzerine BM aldığı kararla, bu tedbirlerin geçersiz olduğunu ve İsrail'in bu tedbirlerden vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. O bölgeler hala işgal altında…
19 Aralık 1983… BM ‘in bu kararında İsrail'in "barışsever bir üye" olmadığı belirtilerek, bütün uluslara İsrail ile diplomatik, ticari ve kültürel bağları koparmaları ve İsrail'e Kudüs dahil, 1967'den beri işgal ettiği topraklardan çekilmesi çağrısı yapıldı. İşgal sürüyor…
* * * * *
Trump’ın durduk yerde Kudüs çıkışının nedenleri ve anlamı henüz bilinmiyor. İç politika için yapılmış bir hamle mi; ‘Büyük İsrail Devleti’ için atılmış bir adım daha mı; silah üreticilerinin savaş beklentilerine hizmet mi, zaman gösterecek. Ama neden ne olursa olsun, bu hamle, Orta Doğu kazanının ateşinin harlamasını sağlayacak. Sonuçlarını da, sadece Orta Doğu ülkeleri değil, bütün dünya yaşayacak; ateşe odun atanların elleri de yanmaktan kurtulamayacak.