“Durum çok kritik” diyor turizmciler; rakamlar da onları doğruluyor. Turist sayısı hızla azalıyor, oteller borçlarını ödeyemediği için satılığa çıkarılıyor, işten çıkarmalar artıyor. Krizin henüz başında sayılabiliriz; ancak aralarında 5 yıldızlıların da olduğu yaklaşık 1350 otel, kredi borçlarını ödeyemediği için satılığa çıkarıldı. Sektörde çalışan binlerce genç işsiz kaldı; önümüzdeki süreçte 750 bin kişinin işsiz kalacağından söz ediliyor. Sadece turizm değil; ondan doğrudan etkilenen tarımdan tekstile, otomotivden inşaata kadar onlarca sektör, büyük sıkıntı içerisinde.
* * * * *
Bugüne nasıl geldik? 2015 yılında Rusya’da yaşanan ekonomik kriz, turizm sektöründe 3 milyar dolarlık bir gelir kaybına yol açmıştı. 25 Kasım’da Rus uçağının düşürülmesi, 4 milyondan fazla Rus turisti getiren tur satışlarını durdurdu; turizmin merkezi konumundaki Antalya’ya gelen turist sayısı, Ocak ayında yüzde 81 azaldı. 12 Ocak’ta Sultanahmet’te patlayan bomba, gelen turist profilinde ilk sırada yer alan Almanların, Ege ve Akdeniz otellerindeki rezervasyonlarını iptal etmelerine neden oldu. Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarının üzerine, Ankara’daki bombalı saldırı, Türk turizmine son darbeyi vurdu. Normal turiste göre 3 kat fazla gelir getiren kruvaziyer gemileri de, Türkiye seferlerini iptal etti. İngiliz hükümeti, vatandaşlarına, “Türkiye’deki malınızı mülkünüzü satıp dönün” çağrısı yaptı. 17 Ocak’ta patlayan bomba da, krizin tuzu biberi oldu; Almanya, İngiltere ve ABD, Türkiye’ye seyahat uyarısını, kapsamını genişleterek yinelediler.
2016, turizmciye de, turizm sektörüne bağlı diğer sektörlere de kan ağlatacak gibi görünüyor. Üstelik, turizmciler; krizin bir yıllık değil, birkaç yıla uzanan bir sorun olacağını, bu süreç sonunda da Türkiye’nin ‘moda ülke’ olmaktan çıkacağını söylüyorlar.
* * * * *
Krizden en çok etkilenen kentin Antalya olduğu açık. Türk turizminin itici motoru konumundaki Antalya, krizin tam göbeğinde. Rusya; turizm pazarının üçte birini karşılarken; yaş sebze-meyve ihracatının üçte ikisine karşılık geliyordu. Bu durum, Rusya ile yaşanan krizin vurduğu tek sektörün turizm olmadığını; tarım sektörünün de ağır darbe olduğunu gösteriyor. Toptancı Hal’de birçok firmanın iflas ettiği, buna bağlı olarak da yüzlerce insanın işsiz kaldığı belirtiliyor. Turizm ve tarımdaki bu derin kriz; beraberinde onlarca sektörü de dibe indiriyor.
* * * * *
Ya çözüm? Kriz planları yetersiz ve kriz yönetimi başarısız olan ülkemizde, turizm sektörüne atılacak bir can simidinin kurtarıcı olamayacağı bilinse de; elleri kavuşturup boş oturmamak gerektiği de ortada. Ne yapılabilir?
Turizm sektörüne devlet desteğinin tam zamanıdır. Tanıtım bütçesi artırılmalı; potansiyel pazar arayışları hızlandırılmalı; turizm sektöründeki istihdam yüklü azaltılmalı; sektöre vergi, prim erteleme olanağı ve kredi desteği sağlanmalı.
Uzun yıllardır neredeyse yok sayılan tarım sektörünün ve tarım ürünleri ihracatçılarının da benzeri desteklere ihtiyacı var. Bu nedenle; bu konuda yapılacak çalışmalar birlikte koordine edilerek, her iki sektörün de ayaklarının üzerinde durması için el uzatılmalı.
Hepsinden önemlisi; krizin daha da büyümesi engellenmelidir. Yönetimin “Suriye’ye kara harekatı” ısrarı; sadece barış ve güvenlik kavramlarıyla yakından ilintili turizmi değil, Türkiye ekonomisinin genelini, tahmin edilemez bataklıklara sürükleyebilir. Komşularla savaşa karşı çıkmak ve barış isteğini daha yüksek sesle dile getirmek için bir neden daha…