Çok küçük yaşta savaşı yaşadılar… Hayata dair ilk bilgilerinden oldu ölüm ve kan kokusu…
Bombaların yıktığı yuvalarından, hiç bilmedikleri uzaklara, korku dolu yolculuklara çıktılar. Annelerinin eteklerinin altına saklandı çoğu; bir bölümünün ise, ne onları bu hiç tanımadıkları dünyadan koruyacak anneleri, ne de ellerinden tutabilecek bir yakınları vardı. Onlar için bu yolculuk, sonu bilinmeyen bir korku filmiydi.
Gittikleri yerde istenmediler. Kimi tekmeledi onları; kimi demir tellerin ardında yaşamaya zorladı; kimi betona çarptı, kimi otomobiliyle çarptıktan sonra yaşayıp yaşamadığını bile kontrol etmeden kaçtı.
Kimi zaman aç susuz, kimi zaman yalınayak, sıcakta soğukta, uzun, çok uzun bir yolculuktan sonra, “uygarlığın beşiği” Avrupa’ya vardı “şanslı olanları”. Dilini, kültürünü bilmedikleri topraklardaydılar; ama geleceğe dair umutları vardı. Çok kısa süren…
* * * * *
‘Uygar’ Avrupa, anasız babasız kendisine ulaşan on binden fazla çocuğu ‘kaybetti’. Hiç biri buharlaşmadığına göre, ‘kaybolmak’ kavramının bu çocuklar için karşılığına bakalım…
Kimi fuhuş sektörünün elinde. Çocukların seks kölesi olarak kullanılması, dünya çapında bu denli yaygınken, Avrupa ülkelerinin, “korumak için çaba harcamadığı”, anasız babasız çocukların bu sektör tarafından kaçırılıp kullanılması, hiç de şaşırılacak bir durum değil.
Kimi organ mafyası tarafından kaçırıldı. Mafya için, illegal organın paha biçilemez değerinin yanında, sahipsiz çocukların hiç değerinin olmayacağı açık. Hele onların peşine fiilen ya da hukuken düşebilecek hiç kimse yokken…
Bir kısmı, ev hizmetlerinde çalıştırılıyor. Çocukların, ev işlerinde ‘köle’ olarak kullanılması, Avrupa’da sık rastlanabilen bir uygulama. Bakmayın siz öyle, üçüncü dünya ülkelerine gidip kameralar önünde birkaç çocuğun evlat edinilmesine; bu çocukların büyük bölümü ‘köle’ olarak satın alınıyor. Sadece İngiltere’de 13 bin ‘modern köle’ çocuk var. Nepal büyük bir depremle yıkılıp binlerce çocuk anasız babasız kaldığında, bu ülkede, bildiğiniz ‘köle pazarı’ kuruldu. Çocuklar, yaklaşık 20 bin lira karşılığında satın alınıp İngiltere’ye getirilip evlerde ve işyerlerinde çalıştırılıyorlar. Savaş nedeniyle yalnız kalan mülteci çocukların bir bölümünün başına gelen de bu…
Ya Türkiye’deki mülteci çocuklar? Geçen yıl açıklanan ‘Kayıp Şahıs Verileri’ne göre, Türkiye’de 5 binden fazla çocuk kayıp. Bu sayı ne kadar doğru, bu çocukların ne kadarı mülteci kimse bilmiyor.
* * * * *
Kısacık hayatlarına savaş, ölüm, korku, yalnızlık, aşağılanma, şiddet… sığdıran bu çocuklar, şimdi insanoğlunun başka zalim yüzleriyle tanışıyorlar. Dünyanın nasıl bir yer olduğunu düşünüyorlar dersiniz? Peki yanılıyorlar mı?..