Duymuşsunuzdur; İstanbul Aksaray’da, otizmli çocuklarla aynı binada eğitim gören diğer çocukların velileri otizmli çocuklara karşı eylem yaptı. Haber böyle veriliyor; ama işin boyutu daha da vahim. ‘Normal’ çocukların velileri, otistik çocukları ve ailelerini yuhalıyor. Okul müdürü otistik çocukların ailelerine karşı tavır alıyor. Mahalle muhtarı, velilere “sizi bu mahallede istemiyoruz” diyor.
Vicdansızlığın en çirkin hali!
Ülkede yoksulluk, yolsuzluk, haksızlık, işsizlik, adaletsizlik almış başını giderken; sadece beyin yapıları daha farklı olarak doğdukları için çocukları yuhalayarak eylem yaptığını sanan cahiller sürüsü! Tekrar söyleyeyim; otizm bir hastalık değil, farklılıktır. Otistik insanların temel sorunu, sosyal beceri yokluğu ve sosyal ilişki kurma zorluğudur; bu nedenle kaynaştırılmış eğitim yapmaları gerekir. Ancak otizmin kendi çocuklarına da bulaşacağını sanan ve otistik çocukları ötekileştirerek kendi çocuğunun değerini artırdığı sanan velilerin utanç verici tavrı; bu çocukların, kendilerini daha da dışlanmış hissetmelerine neden olmaktadır. Üstelik ‘otistik çocuk’ dediğiniz hiç de az sayıda değildir; istatistiklere göre, her 100 çocuktan biri otistik olarak doğmaktadır, yani Türkiye’de milyonlarca otistik vardır.
Haydi bir daha söyleyelim; otizm hastalık değil, farklılıktır. Bu farklılık, onların, ‘normal’ insanların ulaşmakta zorlanacağı zirvelere çıkmalarına neden olabilmektedir. Örnekler çok çarpıcı… Otistik tanıdıkları saymaya kimden başlayalım? Zekası ve bilime katkısı tartışılmayan Isaac Newton, Albert Einstein, Nikola Tesla, Thomas Edison, Charles Darwin ve bizden gerçek bir bilim insan Celal Şengör… Sanat tarihine adını altın harflerle yazdıran dehalar Ludwig Van Beethoven, W. A. Mozart, Vincent Van Gogh, Michalengelo, Wasily Kandinsky… Kitapları çağlara uzanan edebiyatın yıldızları Franz Kafka, Emily Dickinson, James Joyce… ABD’nin efsane başkanları Thomas Jefferson, Abraham Lincoln… Felsefenin ‘efendileri’ Friedrich Nietzche ve Ludwig Wittgenstein … Teknoloji dehaları Bill Gates, Steve Jobs… Dünya satranç şampiyonu Bobby Fischer…
Bugün ‘hasta’ deyip ötekileştirdiğiniz, dışladığınız çocuklar; gerekli eğitimi aldıklarında bu listeye adlarını yazdırabilirler. Onların dezavantajı olarak görülen sosyal beceri yoksunluğu, daha kolay odaklanmalarına ve farklı beyin işleyişleriyle aykırı yollarla başarıya ulaşmalarına neden olabilir. Tek ihtiyaçları olan, hak ettikleri eğitim ve sağlık hizmetine ulaşabilmek. Bu da; anayasasında ‘sosyal devlet’ olduğunu tescil ettirmiş devletin temel görevlerindendir.