Vatan sevgisinin ve vatan hainliğinin bu kadar ucuzladığı bir dönem daha görmemiştim. Ülke karpuz gibi ortadan ikiye bölününce, her iki tarafın birbirini vatan hainliğiyle suçladığı yetmezmiş gibi; aynı taraftakiler gibi, birbirlerini vatan haini olarak afişe edip, medyada yerden yere vuruyorlar.
Bir diğerini ‘vatan haini’ olarak tanımlayan kimse, doğal olarak, kendisine ‘vatansever’ payesini kolaylıkla veriyor. “Ben vatanseverim” demekle vatansever olunamayacağını kavramaya çalışmadan, en ucuz yolla…
Çok uzatmayalım bu konuyu; vatan lafla değil, eylemle sevilir; Atatürk’ün dediği gibi, “vatan sevgisi, ona hizmetle ölçülür.”
Bu girizgahtan sonra, son günlerde karşılaştığım ve ‘vatansever’ olarak bulduğum bir girişimden ve onu alın teriyle hayata geçirenlerden söz etmeye geldi sıra…
* * * * *
YÖREX ya da Yöresel Ürünler Fuarı… Bu yıl sekizincisi düzenlendi. İlk fuarı dün gibi hatırlıyorum… Anadolu’nun son derece değerli tarım, gıda, el sanatları ve sanayi ürünleri gün yüzüne çıkarmak ve ekonomik bir değer katmak amacıyla 2010 yılında düzenlenmişti. Projenin öncüsü Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır ve tabi ki değerli ekibi; Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın tam desteğiyle yola çıktılar.
Projenin amacı; Anadolu’nun eşsiz ürünlerini tescillemek, geliştirmek ve yurt dışı piyasalarda rekabet edebilir düzeye getirmek. Soframızdaki her lokmayı bırakın, hayvanlara yedirdiğimiz samanı bile ithal eder duruma geldiğimiz bugün, Türk tarımına ve üreticisine verilen her destek, benim gözümde vatanseverliktir.
Ali Çandır, ilk fuarda, bu düşüncemi destekleyen iki güzel cümle kurmuştu: “Şimdi hepimize düşen birincil görev, reel üretimi ve istihdamı geliştirmeye odaklı bir büyüme modelini uygulamaya koymaktır. Zaman, kısır tartışmalarla ve çekişmelerle vakit kaybetme zamanı değildir.”
* * * * *
Vakit kaybetmediler… O günden bu yana, yöresel ürünlerini varlığını koruyup geliştirmek, üreticilerin gelişimine yardımcı olmak ve yöresel ürünleri koruma altına alan ‘Coğrafi İşaret’ tescilinin yaygınlaşması ve markalaşması için çalışıp durdular. Yerel kalkınmanın anahtarı olarak gördükleri bu proje kapsamında; yüzlerce toplantı, panel, sempozyum düzenlediler; alıcıları ve satıcıları buluşturarak, Anadolu’nun ürünlerini dünyaya açtılar; yerel ekonomiye ve yerinde istihdama katkıda bulundular.
Şimdi sıra, devletin tam desteğiyle fuarı yurt dışına taşımakta… Geçen yılki fuarda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, fuarın, 2017’den itibaren, hükümet ve bakanlık destekli yurtdışında yapılacağını söylemişti. Olmadı… Bu yıl, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, aynı sözü verdi. Umarım bu kez hükümet sözünü tutar ve bu eşsiz fuar yurt dışına taşınır.
* * * * *
Her yıl giderim fuara… Anadolu’nun dört bir köşesinden gelen ürünlere bakarım, tadarım, bol bol soru sorarak tanımaya çalışırım. Tabi ki bir bölümünü, keyifle evime taşırım. Bu yılki ziyaretimde ATB Başkanı Ali Çandır’la karşılaştım. Nasıl olduğunu sorduğumda, “çok yorgunum” dedi. Fuar hazırlıklarının kendisini doğal olarak yorduğunu söylediğimde, her zamanki mütevazı tavrıyla, “benim değil, ekibimin emeğidir” dedi. Gerçekten de, son derece nitelikli ve çalışkan bir ekibe sahip; onlar da başkanları gibi, gece gündüz çalışıyorlar.
Yorgun ama, keyifliydi sayın Çandır; gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Görevini yerine getirebilmenin mutluluğu okunuyordu gözlerinin derinliğinde; ülkesi için çalışmanın ve başarmanın keyifli gururu… Benim, “işte vatanseverlik budur” diye tanımladığım…
Sen samanı görüyorsunuz da yapılan yatırımları siha İHA Toog TCG Anadolu imece uydusunu 500 küsur barajı Avrasya Çanakkale köprüsü nükleer enerji dogalagaz ve gemilerini de söyleseniz vatanseverlik nasıl olur belki anlarsınız bir tane salağin saman ithal etmesini ezberden konuşmayın lütfen...