19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını takip etmek için gazeteden birkaç arkadaşla Cumhuriyet Meydanı’na gittim. Atmosferi koklamak, insanları gözlemlemek adına halkın içine karıştım.
Her yaş grubundan, her kesimden, her düşünceden insanın bir araya gelmesi Türkiye gerçeği olarak bana göre çok mutlu ediciydi. Cumhuriyet Meydanı adeta ana baba günü gibi, kalabalık bir tarafta Kalekapısı’na, diğer tarafta Selekler Çarşısı’na kadar uzanıyordu. Adım atmak, ilerlemek imkansızdı. Yaklaşık 100 bin kişi meydanı doldurmuşken, bir de üzerine fener alayına katılan 40 bin kişi eklenince artık her şey seyirlikti…
Hele bir de 140 bin kişiyle birlikte İstiklal Marşı’nı hep bir ağızdan söylemek ardından Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü alkışlamak beni oldukça duygulandırdı ve gururlandırdı. “Çok güzelsin Antalyam” diyerek ellerim acıyıncaya kadar alkışladım.
Çoluk çocuk, engelli, genç yaşlı demeden meydanda olanlara Türk bayrağı dışında hiçbir pankartı açmalarına izin verilmedi. Böylesi bir kalabalıkta küçücük bir ateş bile taşkınlığa, öfkeye dönüşebilecekken, tek bir yanlışın yapılmaması ve etkinliğin olaysız geçmesini de ayrı bir başarı olarak değerlendiriyorum.
Cumhuriyet Meydanı’nda bu duygular içindeyken düşündüm, genel seçimlerdeyiz, partilerin genel başkanları il il gezerek miting düzenliyor. Hangi siyasi lider 140 bin kişiyi bir araya getirebilir ki?
Hatta 140 bin kişiyi tek bir bayrak altında tek yürek haline getirebilir ki?
Tek bir isim var: Atatürk
140 bin kişinin o meydanda tek yürek olmasının sebebi de Atatürk’tür…
Türkiye’de özlenen tablo dün Antalya’da yaşandı. Atatürk sayesinde…
Bundan sonra böyle bir lider gelir mi derseniz, zor derim…
Bu duygu ve düşünceler içindeyken organizasyonu gerçekleştiren, bu güzelliğin yaşanmasına vesile olan başta Muratpaşa Belediye Başkanı Sayın Ümit Uysal olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum…
Ve, o meydanda toplanarak yüreklerini yüreklerimizle birleştiren Antalya’ya teşekkür ediyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: