Birçok kentte gazetecilik yaptım. Gazetecilik yaparken de yaşadığım kentin dokusu, iklimi, insanları her zaman farklı özellikler gösterdi. Ancak Antalya'yı hepsinden ayıran bir özellikle karşı karşıya kaldım. Yaklaşık 20 yıl önce Antalya'da gazetecilik yapıp, sonra tekrar geldiğimde değişmeyen tek gerçek birilerinin bir yere gelmesini engellemek için herkes el birliğiyle hareket ediyor.
Oysaki başarılar birlikte olur. Gönüllerin, tecrübelerin saygıyla birleştiğinda arkasından başarının yakalanması kaçanılmazdır.
Antalya'da ise, birlikte hareket ederken, gönül verirken, tecrübeleri saygıyla birleştirirken herşey çok yolunda ve güzel oluyor. Ancak, birileri kalkıpta bir koltuğa oturmak istediğinde öyle bir mekanizma çalışıyor ki; karşı tarafa adeta seni o koltuğa oturtmayız dercesine gizliden gizliye mücadele başlıyor. Ve hiçkimse birbiriyle koordineli olmadan aynı çaba için mücadele veriyor.
Antalya’da eğer sizi yönetebiliyorlarsa makama sahip oluyorsunuz.
Yok eğer yönetilemiyorsanız; istediğinizi yapın, hatta ağzınızla kuş tutun asla ve kat’a hedefinize ulaşmanız imkansızlaştırılacaktır. Zorluklara göğüs germeye başladığınızda ise, sil baştan kendinizi anlatma zorunluluğu içine gireceksiniz
Şimdi soracaksınız bana, Antalya'da çok sayıda başkan, makam ve mevki sahibi insan var. Onlar nasıl bu noktalara geldi diye...
Mutlaka kırmızı çizgilerinden ödün vererek diyorum. Antalya'nın havasından mıdır, suyundan mıdır? Bilinmez...
Yorumuma katılmayanları duyar gibiyim...
O zaman size bir teklifim var. Çıkın ve bir koltuğu hedefleyin.
Bakın bakalım neler oluyor?
Yorumlar
Kalan Karakter: