Hürses Gazetesi’nin dünkü manşet haberinde tarihî Antalya Lisesi’nin Antalya Valiliği tarafından müze yapılacağı ile ilgili iddia yer aldı.
Antalya Lisesi’ni sadece bina olarak değerlendiriyorsanız müze yapın hatta eğitim müzesi yapın. Ancak Antalyalılar için Antalya Lisesi’nin sadece bir binadan ibaret olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hatta sadece bir okul olduğunu da düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Antalya Lisesi’nin tarihi geçmişine baktığınızda şu cümlelerle anlatılır: “Okulumuz, ilimizin bilinen ilk eğitim-öğretim kurumudur. Muratpaşa İlçesi Işıklar Caddesi üzerinde bulunmaktır. Rumi 1314 (1898) yılında Antalya’da “Beş Sınıflı Liva İdadisi” adı altında eğitim ve öğretime başlamıştır. 1916 yılında Liva İdadisinin adı “Sultani” olarak değiştirilmiş ve tek devrelik bir sistem uygulanmıştır. 1917’de Sultani’ye bir sınıf daha eklenerek okulun öğretim süresi on yıla çıkarılmıştır. 1926’da ortaokul 1933’de lise haline getirilmiştir. 1933 tarihinden itibaren “ANTALYA LİSESİ” adıyla anılmaktadır. 1968 yılına kadar lise ve ortaokul olarak hizmete devam etmiştir. Okulumuz sayısız bilim, kültür, sanat ve siyaset adamı yetiştirmiştir. Bugüne kadar pek çok devlet büyüğü tarafından ziyaret edilmiştir. Okulumuz en büyük onuru, 1930 tarihinde devletimizin kurucusu Yüce Önder Atatürk’ün ziyareti sırasında yaşamıştır. Mustafa Kemal Atatürk, okulumuzu şereflendirerek tarih dersi dinlemiştir.”
Şimdi gelelim Antalyalılar için Antalya Lisesi’nin sadece tarihi bir binadan ibaret olmadığına…
Bildiğiniz gibi tarihi binaların hafızaları vardır. Bu hafızaları yok etmek istediğinizde binayı dönüştürmeniz yeterlidir. Antalya’da doğup, büyüyen herkesin mutlaka bir anısı vardır Antalya Lisesi’nde…
Sıralarında geçen çocukluk yılları aradan geçen yarım yüzyıla rağmen halen Antalya sokaklarında aynı masa etrafında toplanan Antalyalıların ortak hikayelerinin adıdır Antalya Lisesi…
Bahçesinde top koşturan, ip atlayanların bugün birey olarak bu kentin sokaklarında yaşarken kent bilincinin ortak noktasıdır Antalya Lisesi…
Gençlik yıllarında yaşanan ilk aşkların, okul kapısında bekleyen velilerin bugün kent mezarlığında ortak olduğu Antalya’nın gerçek paydaşıdır Antalya Lisesi…
Tıpkı Antalyaspor gibi…
Tıpkı ATSO gibi…
Bina değildir Antalyalı yapan Antalya Lisesi’ni, yaşanmışlıklardır.
Şimdi kalkın da Antalyaspor’u kapatıyoruz binasının yerine şunu yapacağız Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı kapatıyoruz binasının yerine bunu yapacağız deyin…
Kentin ortak paydaşları için kent bilincinin ortak noktaları için nasıl bu cümleyi kuramıyorsanız Antalya Lisesi için de aynı cümleyi kuramazsınız.
Hele hele bu lise Antalya’nın adını Türkiye’ye hatta Dünya’ya duyuranları da yetiştirmişse var olan haliyle hayatına devam etmesine izin vermemek nedir?
Tamam binayı restore edin ama neden kendisinin anılar biriktirip mezun olduğu okuldan torunlarınız, torunlarınızın torunları adını yaşadığı kentten alan Antalya Lisesi’nden mezun olup, onlar da çocuklarını bu okulda okutmasın, engel nedir?
Yorumlar
Kalan Karakter: