Şöyle bir etrafıma bakıyorum da kimsenin kimseye tahammülü, hoşgörüsü kalmamış.
Anne çocuğa, koca kadına, patron elemanına herkes önüne gelene öfkesini haykırıyor. Herkesin dilinde ‘huzur istiyorum’ diye bir cümle varken neden toplum olarak bu noktaya geldiğimiz ise, en çok merak ettiğim konulardan biri…
Öfkelendiğimizde vücudumuzdaki değişim ciddi anlamda fiziksel zarar verirken, öfke karşısında kalan kişinin de sinirlendiğinde hissettikleri de aynı oranda fiziksel zarara uğratıyor.
Peki, öfkelenince neden bağırırız?
İşte, bunun sebebini size anlatacağım hikayeden çıkarın:
Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj Nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp; “İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş.
Öğrencilerden biri, “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince, ermiş bu kez “Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız? ” diye tekrar sormuş.
Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”
“Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”
Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: ” Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.”
UNUTMA!
2016 yılında kaç gün tatil olacak?
2016 yılında Ramazan ve Kurban Bayramı'nda da 9 günlük bir tatil olacak. Takvime göre Ramazan ve Kurban Bayramı tatillerinin başlangıcı pazartesi gününe denk geldiği için muhtemelen her iki bayramda 9 günlük bir tatil olacak. İşte 2016'nın tatil takvimi...
YILBAŞI
1. GÜN 01 OCAK CUMA
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
1 GÜN 23 NİSAN CUMARTESİ
İŞÇİ BAYRAMI
1 GÜN 01 MAYIS PAZAR
ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
1 GÜN 19 MAYIS PERŞEMBE
AREFESi 1/2 GÜN 04 Temmuz PAZARTESİ
RAMAZAN BAYRAMI 1. GÜN 05 TEMMUZ SALI
RAMAZAN BAYRAMI 2. GÜN 06 TEMMUZ ÇARŞAMBA
RAMAZAN BAYRAMI 3. GÜN 07 TEMMUZ PERŞEMBE
ZAFER BAYRAMI 1 GÜN 30 AĞUSTOS SALI
KURBAN BAYRAMI
AREFESi 1/2 GÜN 11 EYLÜL PAZAR
KURBAN BAYRAMI 1. GÜN 12 EYLÜL PAZARTESİ
KURBAN BAYRAMI 2. GÜN 13 EYLÜL SALI
KURBAN BAYRAMI 3. GÜN 14 EYLÜL ÇARŞAMBA
KURBAN BAYRAMI 4. GÜN 15 EYLÜL PERŞEMBE
CUMHURİYET BAYRAMI
1,5 GÜN 28 EKİM CUMA 29 Ekim CUMARTESİ
GÜNÜN SÖZÜ
Adam olmayana düşman bile olmam. Aşık Veysel
GÜNÜN FOTOSU
Yaşama tutun, sana karşılık verecektir..! E.K.
Yorumlar
Kalan Karakter: