İnsanlığın var olduğu günden bugüne iletişim hep var. İletişimin olmadığı tek bir gün bile yaşamadı insanlar, kendisi ile başkalarıyla ya da başkasıyla düşüncelerini paylaşıp sözlü anlatımda bulundu. Sesler sözler ve sembollerle duygular düşünceler aktarıldı. Ötekilere aktarılan yaratılan bu sistemi insanlar kurdular yine insanlar kullandılar. Sözcükler, cümleler duygu ve düşünceleri iletirken yüz ifadesi ve beden dili de iletişimde yerini aldı.
İnsanı insan yapan en önemli unsur iletişimdir, tarih boyunca çok önemli olmuştur.
Sözlü ve sesli iletişimle beraber yazı da gelişmiş. Binlerce yıl önce mağara duvarlarına yazılan sembollerle o zamana dair mesajlar bugünlere taşınmış. Binlerce yıllık geçmişinde taş, ağaç yaprağı, kağıt ve günümüzde elektronik yollarla zamanda, mekanda, kişiler ve toplumlar arası iletişim bugünkü halini almış. Artık gündelik bir konuyu haberi ya da isteği insanın yaratıcılığının ve aklının en üst noktasında düşünebiliriz iletişimi. Zamanın sınırlarını aşmış fikirleri, öyküleri, romanları, şiirleri taşıma aracı olarak kullanılan yazı dili gelişmiş. İletişimde en üst noktasında yer alan felsefeyi, dini, edebiyatı, bilimi iletir olmuş yazı dili. Yazı yazmak iletişimde gündelik bir gereklilik olmuş idari ve ticari alanlarda da bir eyleme dönüşmüş duygusal, bilimsel aktarımlarda önemli rol oynamış hatta kutsal metinleri iletmede de bir araç olmuş.
İnsanlık tarihi toplumların eylemleri ile şekillenmiş. Yazının başlamasıyla insan çevresini saran zamanın ve mekanın sınırlarına meydan okumuştur.
Uygarlıklar yazı ile gelişmiş, haberleşmenin başlamasıyla iletişim daha güçlü bir hal almıştır.