Pir Sultan Abdal, Hızır Paşa'nın içinde ŞAH sözcüğü geçmeyen bir şiir okursan, seni affederim demesi üzerine "Açılın kapılar ŞAHA gidelim" şiirini okur. Hızır Paşa'yı kızdırır. Paşa idam kararı verir. Pir Sultan Abdal, darağacına giderken kapı ardına kadar açılır.. Zincirler elinden kopar düşer yere. Bu kerameti gördükleri halde yine umursamazlar ve Pir Sultan'ı darağacına doğru yürütmeye başlarlar. Hızır Paşa, "Herkes Pir Sultan'ı taşlasın. Taş atmayanı keserim" diye emir verir. O halk için uğraş veren Pir Sultan'ı, yine o halk taşlamaya başlar. Ama atılan taşlar Pir Sultan'a değmemektedir. Pir'in müsahibi Ali Baba'da Pir'e taş atamaz ama can korkusuyla, taş yerine gül atar. Bu gülden dolayı pir yaralanır. Al kanlar akmaya başlar. Dostunun bu hareketi onu çok incitir. Ve dizeler dökülür:
Şu kanlı zalimin ettiği işler,
Garip bülbül gibi zareler beni,
Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
İlle dostun gülü yareler beni!!!
Bir derdim var idi şimdi elli oldu,
Dar günümde dost düşmanım belli oldu,
Ecel fermanı boynuma takıldı,
İlle dostun bir fiskesi yareler beni!!!
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz,
Hak'tan emrolmayınca rahmet yağmaz,
Şu elin attığı taş bana değmez,
İlle dostun attığı gül pareler beni!!!
Efsaneye göre tam idam edildiği yani asıldığı sırada, bir anda ortadan kaybolmuştur.
Dost, her durumda da dostluğun hakkını verebilecek yüreğe sahip olmalı.
SEVGİLER
Yorumlar
Kalan Karakter: