Gerçek akıldan ve sezgilerden uzaklaşmak içimizde yara açar. İnsanları kandıran, boş vaatlerde bulunan, gereksiz umut veren ve herkesten şüphe duyarak yaşayan kişilerin arkasından gider dururuz. Hayaller, umutlar yok olur gider. Sonra gerçekleşmesi imkansız hayallerin arkasından gider veya hiç hayal kuramaz hale geliriz.
Vadiler, yamaçlar, doruklar ve zirve...
Hayatımızdaki kişiler üç yılda bir değişirler. Güçsüzler vadilerde kalırlar. Yamaçlara tırmanmaya başladığımız zayıf kişiler de, zorlukla karşılaşınca aşağılara yuvarlanıp, vadilerde yerini alırlar. Çok az kişiyle zorlukları aşıp, doruklara bakabiliriz. Hayat dediğimiz zorlu yolculukta bir grup zirvelere çıkamaz burada kalırlar. Yamaçta. Hayatın içindeki, hayaller, umutlar, beklentiler bizimle zirveye kadar çıkabilen hayatımızın gerçek kişileri tarafından güçlendirilir. Bizi vadilerden yamaçlara, doruklardan zirveye kadar her halimizle destekleyenler zirvede yerini alırlar. Kendi zirvemizden kendi yamaçlarımıza, vadilerimize bakalım. Bir ömür kimlerle her şeyi omuzlayıp buraya kadar gelmişiz.
Kendi uçurumuna mı bakmalı insan, yoksa zirvedeki yerine mi? Pişmanlıklarımız olacaktır doruklara doğru tırmanırken. Acı çekme korkusuyla hayatın gerçeklerinden kaçmayalım. Kendimize eziyet etmekten öteye gitmeyecektir.
Nasıl yaşarsak yaşayalım sonunda her birimiz mutlaka bir şeylerden pişman öleceğiz.
Zirveye kadar yanımızda olan dostlarımızla hayatımıza mutluluklar gelsin. Pişmanlıklarımız mümkün olduğunca az olsun.
Sevgiler…
Yorumlar
Kalan Karakter: