Antalyaspor, ligin takım oyununu en iyi sahaya yansıtan takımlarından birisi olan Akhisar’ı kendi evinde ağırladı.
Akhisar takımı, Rodellega haricinde yıldızı olmayan bir takım.
Mütevazi kadrosuna rağmen yıllardır yükselen grafiği ile takım oyununu sahaya yansıtmayı başarıyorlar.
Antalyaspor Teknik Direktörü Jose Morais de, Akhisar karşılaşmasında ideal 11’ini bozmadı. Morais’in, Kasımpaşa karşılaşmasında kırmızı kart görerek oyunun şeklini değiştiren Inkoom’u affetmediği bu karşılaşmada sağ bekte Rıdvan oynayınca ortaya çıktı.
Karşılaşmanın 90 dakikasını ele aldığımız zaman, Antalyaspor’un rakibine oranla daha iyi futbol ortaya koyduğunu söylemeliyiz.
Kazanmak için her şeyi yapan, ancak rakip kaleciyi geçemeyen bir takım izledik.
Zaten maçın adamı rakip kaleci Fatih’se eğer; Antalyaspor’un kötü oynadığından bahsetmek yanlış olur.
Rakip kaleci belki de hayatının en iyi maçını oynadı.
Antalyaspor’un geliştirdiği tüm ataklarda başarı kaydetti.
Bana göre hatasızdı.
Yediği gollerde ise fazla yapacak bir şeyi yoktu.
Gelelim Antalyaspor kalecisine.
Mbolhi, özellikle ilk golde hatalıydı.
O seviyede bir kalecinin, o açıdan ve o mesafeden böyle bir golü yememesi gerekirdi.
Rodelega’nın golünde ise yapabileceği bir şey yoktu.
Sonuç olarak Mbolhi, kalede bana hiç güven vermiyor.
Fornezzi’ye tekrar dönülebilir.
Sonuç olarak Akhisar maçını, kötünün iyisi şeklinde yorumlayabiliriz.
90 dakika boyunca iyi futbol oynayan bir takım izledik, ancak rakip kaleciyi geçemedik.
Bana göre maçın hikayesi; Antalyaspor’un atakları, Rakip kaleci Fatih’in performansı, Rodellega’nın röveşatası ve Eto’o’nun 17. golünü atması oldu.