Antalyaspor olarak öylesine zor ve kritik bir dönemeçten geçiyoruz ki…
Bir yandan korku tünelinden uzaklaşmaya çalışırken, diğer yandan da mali sorunlarla boğuşuyoruz.
Gençlerbirliği galibiyeti sonrası uzun süredir çekmediğim kadar derin bir ohh çekmiştim.
Ancak sonrasında yapılan bana göre gereksiz ve zamansız bir açıklama ile sahadan uzaklaşıp, farklı konular üzerine yoğunlaştık.
Antalyaspor U16 takımı; Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımları geride bırakmış hatta futbolcu fabrikası denilen Trabzonspor ve son yılların alt yapıdaki en popüler takımı Altınordu’yu geçerek finale kadar yükselmişti. Finalde Bursaspor’a kaybetmiş ve Türkiye ikinciliği kupasını Antalya’ya getirmişti.
Bizler ise böylesine önemli başarıya imza atmış gençlerimizi ne konuşabildik ne de tebrik edebildik.
Geleceğimiz dediğimiz alt yapının bu büyük başarısını gündeme getiremedik.
Diğer taraftan Antalyaspor’un pilot takımı konumundaki Kemerspor, 15 Mayıs Salı günü Play Off maçına çıkıyor. Yani Serikspor’un 3. Lige yükselmesinin ardından, Kemerspor da 2. Lige adım atmak üzere. Bunu konuşabiliyor muyuz?
Ne yazık ki hayır.
Türkiye Basketbol Ligi'nde mücadele eden basketbol takımımız ilk sezonunda play off oynadı. Bu çok ciddi bir başarı. Elendi belki ancak, çok düşük bir bütçeyle ciddi anlamda büyük bir başarıya imza attılar ve gelecek adına umutlandırdılar.
Bunu konuşabildik mi? Yine hayır.
Antalyaspor ‘Artık bitsin’ dediğimiz bir sezonda 38 puana ulaşarak hepimize derin bir ‘ohh’ çektirdi.
Bizler; önümüzdeki sezon neler yapmalıyız, nasıl bir transfer politikası izlemeliyiz, alt yapıya daha ne kadar ağırlık vermeliyiz diye konuşup, tartışmamız gerekirken, yine sahanın dışına çıkmak zorunda kaldık.
Zaten Antalyaspor sezon başından beri saha içini değil, saha dışını konuşarak bu günlere gelmedi mi?
O zaman, öncelikle taraftara büyük iş düşüyor. Daha lig bitmedi. Ligin son maçının, son düdüğüne kadar Antalyaspor’u desteklemeliyiz. Şunu asla unutmayalım, Antalyaspor başkansız kaldı, yönetimsiz kaldı, teknik direktörsüz kaldı ancak asla taraftarsız kalmadı.
En zor zamanda onlar her zaman tribünde yer aldı.
Yine öyle olacaklardır.
En zor zamanda ise kim elini taşın altına soktu?
Cihan Bulut ve mevcut yönetim kurulu.
Kulüp tarafından yapılan açıklama gereksiz mi?
Gereksiz.
Zamansız mı?
Evet zamansız…
Ancak zaten sezon başından beri saha dışını konuşmuyor muyuz?
En çok zararı da bu yüzden görmedik mi?
O zaman artık saha içine dönmeliyiz. Elbette yanlışı eleştirelim ancak, kantarın topuzunu kaçırmadan, takıma zarar vermeden bunları yapalım.
Çünkü istemeden de olsa, takıma zarar verirsek bundan hepimiz etkileniriz. Çünkü biz bir aileyiz ve büyük bir camiayız. Bu konuda hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Antalyaspor bizim ve hepimizin ortak paydasıdır. Antalyaspor için aynı anda üzülüyor, aynı anda seviniyoruz. Hiç tanımadığımız insanlarla gol olduğunda sarmaş dolaş oluyoruz. Çünkü Antalyaspor, bu kentin birleştirici gücü, ortak değeri ve en büyük markasıdır. İşte bu yüzden yönetimi eleştirirken, onların en zor zamanında taşın altına elini koyduklarını unutmayalım. Tribünlerde hiç görmediğimiz bazı siyasetçilerin, bu durumu çıkar bilerek harekete geçtiğini görmezlikten gelmeyelim. Antalyaspor küme düşsün ben de kendime siyasi rant elde edeyim diyenlere çanak tutmayalım. Antalyaspor’a bir kombine desteği bile olmayan bazı siyasilere malzeme olmayalım. Bu konuda en büyük iş Antalyaspor’un büyük taraftarına düşüyor. Onlar her zaman bu kulübün yanında oldular, olmaya da devam edecekler. Bu zor günlerden de bu şekilde kalkacağız. Çoğu kez kalktık, yine kalkarız…
Yorumlar
Kalan Karakter: